|

72 millet Ramazan sofrasında

Ramazan'ın gelmesiyle birlikte birbirinden bereketli sofralar kurulmaya başlandı. Dünyanın çeşitli yerlerinde farklı geleneklerle süren Ramazan'ın olmazsa olmaz yemekleri sofralarda yerini alırken, mübarek aya ait gelenekler de yaşatılmaya devam ediliyor.

Aysel Yaşa
00:00 - 14/07/2013 Pazar
Güncelleme: 14:49 - 13/07/2013 Cumartesi
Yeni Şafak
72 millet Ramazan sofrasında
72 millet Ramazan sofrasında

Kimisi tevazu simgesi sultanları adına pişirilen yemeği tadıyor, kimiyse açık hava hapishanesi sayılan ülkesinde gelecek yardımlarla iftar ediyor. Ramazan bu yıl da bereketiyle Müslüman coğrafyaları ihya ediyor. Farklı renkte, kültürde ve dilde Müslümanlar bu yıl da aynı anda oruca başladı. Sofralardaki yemekler, gelenekler farklı olsa da 72 milletten Müslümanlar yine hoşgörü ve ibadet sofrasında güzellikleri paylaşmaya devam ediyor. Biz de bu hafta Müslüman coğrafyalardaki Ramazan sofralarına konuk olduk, iftarı ettik, gelenekleri derledik.

Mehdi Gurra: Osmanlı'nın ruhu canlanıyor

Yol kenarlarında ayet ve hadislerin yer aldığı pankartlar, camilerde teravihler ve şehre yayılan kuran sedaları… Balkanlarda Ramazan demek, diğer aylarda camiye gelmeyen, yolda görseniz Müslüman zannetmeyeceğiniz insanların aslına dönmesidir. Sokaklar ramazanla şenleniyor, Osmanlı ruhu ramazanla geri dönüyor. Mukabeleler ve iftarlar aynı Türkiye'de olduğu gibi yaşanıyor. Ramazana özgü olarak sofralarda olmazsa olmaz yer alan bir yemek var: Petula. Lokma tatlısına benzer bir şekli var. Ramazan dini eğilimlerden bağımsız olarak herkes için bir bayram, dinlerin bir arada yaşamasının bir simgesi. Müslüman çocuklar ellerindeki tepsilerle, Paskalya'da yumurta aldıkları Ortodoks Hıristiyan arkadaşlarıyla yemeklerini paylaşıyorlar. Bu Enver Hoca'nın 35 yıllık rejimi boyunca Ramazan aynında oruç tutmanın insanın hayatına mal olabildiği bir ülkede iyi bir değişim.

Saıful Muhyidin: Ketan bintul geleneği sofralarda

Ramazan'da, mukabele ve teravih namazlarının yanı sıra iftar vakti geldiğinde çeşit çeşit yemekler gelir sofraya.Endonezya'da iftara saatler kala semt pazarlarında alışverişe çıkılır. Bizim için en özel ve önemlisi ketan bintuldur. 15. yüzyılda Banten Sultanlığının kurulduğundan bu yana servis edilen eşsiz bir yemek bu. Orucu açtıktan sonra aperatif olarak servis edilir. Ketan bintul, ıslak beyaz pirinçten yapılan, Hindistan cevizi, soğan, sarımsak ve tuz karışımıyla servis edilen bir yemek. Ketan bintulsuz Ramazan düşünmek mümkün değil. Yemeğin ilginç de bir hikayesi var. Bu yemek sultan Maulana Hasanuddin dönemine ait. Sultan Maulana yüksek ahlaki değerlere sahip birisiydi. Bu yemeği de onun tevazuuna benzetiyorlar. Bir Endonezyalı iftarını ketan bintulla açtığı zaman sultana karşı saygısını göstermiş gibi hissediyor kendini. Bunu yerken insanlar bir gurur da hissediyorlar.

Mustafa Bağ: Bazı evlerde sadece pilav var

Kabil'de iftarda genellikle hurma ile açılan orucun ardından ana menü olarak kuzu ya da dana etinden yapılan kavurma ikram ediliyor. Bunun yanında tavuk çorbası, kuşbaşı kuzu etinden yapılan ve Farsça bulani olarak adlandırılan tandır böreği de iftarın olmazsa olmazlarından. Afgan halkı, yemeğin hemen akabinde meyve yer. Bunun sonrasında ise çay içiliyor. Afganistan'da yeşil çayın ayrı bir anlamı var. Hatta Farsça, 'Çay ne hurde cank nameşa' yani 'Çay içmeden savaş olmaz' şeklinde bir atasözü bile mevcut. Çayın haricinde taze sıkılmış şeker kamışı, mango suyu hem iftarda hem de sahurda içiliyor. Halkın 'fırini' dediği sütlü tatlı, iftar sonrası hane halkına ve misafirlere ikram ediliyor. Ülke nüfusunun büyük bir kısmı yoksulluk sınırının altında olduğu için bazı evlerde sadece pilav ile idare ediliyor.

Fahreddin Saad: Camide çocuklara tatlı ikram edilir

Tayland'da Patani bölgesinde 4 milyonu aşkın Müslümanlar var ve tamamına yakını Malay kökenli. Ramazan'a girildiğini hemen hissedersiniz. Çocuklar dahil hemen herkes en sevdiklerine kavuşmuşçasına Ramazan'a merhaba derler. İnsanlar teravih namazlarını kılmak için ailece toplanarak camiye giderler. Bu manzarayı muson mevsiminin çatkapı karşınıza çıkan yoğun yağışları da bozamaz. Bazen motorlarla bazen yürüyerek babalarının ellerinden tutan camiye koşan güzel çocuklar vardır. Ayrıca camilerde çocuklara tatlılar da ikram edilir. Camiye alıştırmak için çok güzel bir metoddur bu. Patani'de iftar sofraları oldukça zengin. İçinde sebze parçacıkları bulunan tumyam çorbası, tavuk ya da karışık balık yemekleri, Hindistan cevizi ve su ile hazırlanan niba tatlısı iftar sofralarının vazgeçilmezler arasında. Sayoadet adı verilen su ve sebzeyle hazırlanan içecek ve Patanililerin alışık oldukları baharat ve acının meşrubatlara da uzandığını gösteren filfil (acı biber) katılarak hazırlanan kengsom Ramazan'a özel hazırlanan içeceklerden sayılabilir. Ramazan'da Patani'de yiyecek satan dükkanların tamamı kapalı. Eğer açık bir dükkan varsa sahibi ya Tay ya da Çinli'dir. Tayland'da iftar hemen olmaz. Ezan okunur ve hurma ya da su ile oruç açılır. Sonra akşam namazı eda edilir ve akabinde yemek tamamlanır. Ramazan geldiğinde işler daha hafifliyor. İnsanlar kendilerini ibadete verebilmek ve ailelerine daha çok vakit ayırmak için işlerinden bir saat erken ayrılırlar.

Muhammad Arshad Tariq: Yoksullar için de alışveriş yapılır

Ramazan'ın geldiğini gösteren hilali gördüğü zaman insanlarda bir sevinç oluşuyor. Resmi bir komite Ramazan'ın başlangıcını bizlere bildiriyor. Ramazan'ın başladığı ilk gün resmi tatil ilan ediliyor. Büyük alışveriş merkezleri, lokantalar, bir ay süreyle ya faaliyetlerini durduruyorlar ya da azaltıyorlar. Kamu kurumları ve özel sektörde Ramazan mesaisine geçiliyor, saat üçten sonra çalışmalara son verilirken Ramazan ayının son on günü ülke genelinde fiili tatil uygulanıyor. Marketler bu ay boyunca kuru gıda almak isteyen insanlarla dolup taşıyor. Bu alışverişlerde 2 tür insandan bahsetmek gerek. Biri kendileri için alışveriş yapanlar diğeri de hem kendileri hem de fakirler için alışveriş yapanlar. Ramazan'ın manevi atmosferini paylaşmak için toplumun birçok kesiminde kuruluşlar, iş adamları iftar programları düzenliyorlar. Sahurda hulwa puri, naan chohlay, paratah gibi yemekler pişiririz. Pakistan'da oruç çok çeşitli ağir yemeklerle değil, 'iftariyelik' denilen gül suyu, meyve, yeşil çay ve bir çeşit börek olan samosa ile açılıyor, iftardan sonra kısa bir süre dinleniliyor ve ev halkı cemaatle akşam namazı için biraraya geliyor. Daha sonar pakora, kachori gibi yemekler hazırlanıyor. Tavuklu yemekler sofranın vazgeçilmezidir. Ramazan'da fakirler hayal dahi edemedikleri yemeklerin lezzetine erişmiş oluyorlar. Bu onlar için de ekstra bir güzellik oluyor. Pakistan toplumunda Ramazan'ın çocuklar için ayrı bir önemi var. Anne, baba, büyükanne, amca çocuğa hediyeler vererek onu oruç tuttuğu için tebrik ederler.

Ramazan geceleri rengarenk

Ürdün'ün Ramazanları İstanbul'a benzer. Daha gelmeden tatlı telaşlar başlar. Ramazan'ın bereketiyle çarşılar hareketlenir. Ürdün'de aile birlikteliği, büyük sofralar çok meşhurdur. Sofrada Ürdün›ün yöresel lezzetleri, et yemekleri ve zerdeçallı pilavın yanı sıra fettuş salatası, kızartılmış pide parçaları vazgeçilmezdir. İçecek olarak da Qamar-el-deen (kuru kayısı pestilinden yapılmış içecek), tamer hindi (Demirhindi veya hint hurmasından yapılan içecek), Sous (meyan kökünden yapılmış içecek), Harnup (keçi boynuzu şerbeti) veya taze portakal suyu sunulur. 

Teravih sonrasında da sokakların geç saatlere kadar cıvıl cıvıl olduğu Ürdün'de hiç kimse evine kapanmaz; kahveler, özel Ramazan çadırları kahve ve nargile içen ve shedde oynayan insanlarla doludur ve çoğu yerlerde de ud çalınır, şarkılar söylenir. Tiyatro ve iftar gecelerinin düzenlendiği Ürdün'de iftar yemeğinin ardından ülkenin meşhur komedyenlerinin sunduğu oyunlar izlenir. Ayrıca Ramazan gelince aileler hilalin görünmesiyle bu ışıklı hilalleri pencerelerine asıyorlar. Ülkemizde dışarıda iftar yapma geleneği pek yok. Ancak iftardan sonra evlerinden çıkan aileler sahura kadar çeşitli etkinliklere katılıp, Ramazan'ın coşkusunu yaşamaya gayret ederler. Ayrıca fakir ve yoksullar da hiç unutulmaz.

Fejza Tanok: Soğan dolmasız sofra olmaz

Bosna'ya Ramazan gelince ilk olarak bütün Müslümanlar kendi aralarında Ramazan'ı mübarek ederler. Yani birbirlerine 'Ramazan şerif mübarek ola. Allah razı ola' derler. İftardan sonra başkent Saraybosna bayram yeri gibi olur. Saraybosna'da iftarda mutlaka topa denilen yemek olur, bu bir gelenektir. Peynir eritmesi olarak tarifi edebileceğimiz bu yemek her iftar sofrasında olur, 30 gün boyunca mutlaka hazırlanır. Başlıca yemekleri sogan dolma, etli bamya, burek (börek)tir. Bu yemekleri daha çok yaşlı hanımlar geleneklere göre bakır sahanlarda pişirip, öylece servis ederler. Bir de Başçarşı'nın vazgeçilmezi pide kuyrukları vardır, tıpkı İstanbul'da olduğu gibi. Bunların yanı sıra Boşnaklar teravih namazlarına çok önem verirler. Yaşlısından gencine herkes teravihe gider. Bazı camilerde teravih hatimle kıldırılır. Sabah namazından sonra Gazi Begova Cami'sinde mukabele okunur. Karı koca genç yaşlı herkes bu mukabeleyi dinlemeye gider. Teravihten sonra mutlaka kahve içmeye gidilir. Genç kızlar en güzel elbiselerini giyerler. Sadece insanlar süslenmez Ramazan'da. Şehir de bu güzel aya yakışı şekilde süslenir. Başçarşı'ya süslü lambalar asılır... Kısacası gelenekleriyle, yemekleri ve tarihiyle Saraybosna'da Ramazan bir başka güzeldir.

Osama M. H. Abdou: Gelen yardımlarla oruç açıyoruz

Gazze'nin sıcak, nemli havasında insanlar Ramazan'da biraz daha zorlanıyorlar. Filistin'de, Gazze'de Ramazan genellikle yıllardan beri problemli zamana rastlar. Ya kendi topraklarındaki Yahudilerle olan çatışma ya da komşu ülkelerde ki en küçük bir problem Gazze'ye daha büyük şekilde yansır. Gazze bu yıl da Ramazan'da dünyaya kapalı olarak başladı desek yerinde olur. Çünkü kapanan kapılar ve Gazze'ye büyük oranda ihtiyaç malzemelerinin girdiği tüneller kapandı. Gazze'de insanlar Ramazan'da paylaşma ve daha çok ihtiyacı olana destek olmanın bilinci içinde yaşıyorlar. Çünkü Gazze'nin yaklaşık yüzde 70'i gelen yardımlarla geçiniyor. Dolayısı ile Ramazan ayında biraz daha yoksul ve fakir insanlara destek geliyor. Özellikle yardım kuruluşları sıcak yemek ve gıda paketi yardımı yapıyor bu ayda. Gazze'de toplu iftarlar fazla yaygın değildir. Çünkü aileler dağıtılacak yemeklerin evlerine verilmesini daha önemli görürler. Gazze'de oruç tutma oranı çok yüksektir. Gazze sokaklarında kimse açık bir şekilde yemek yemez. Hatta Gazze'de yaşayan yaklaşık 3 bin Hıristiyan nüfusun da, Müslümanlara ve inançlarına olan saygıdan dolayı açık açık hiç bir şey yiyip içmezler. Gazze'de genellikle aileler kendi içlerinde toplanarak birlikte iftar yapmayı öncelik tutarlar. Buradaki önemli özelliklerden bir tanesi de ziyaretler Ramazan'da fazlalaşır. İftarların dışında ailenin erkekleri genellikle kız kardeşlerini ve ailenin kadınlarını özellikle ziyaret ederler ve onlara hatırlandıklarını göstermek için ufak da olsa Ramazan hediyesi verirler.

11 yıl önce