|

Anadolu ortasından İstanbul sokaklarına

İstanbul'u bir gelin gibi süsleyen laleler, şehrin park ve bahçelerinde görsel şölen oluşturmaya devam ediyor. Konya'da bir grup kadın eliyle yetiştirilen bu lalelerin İstanbul'a gelene kadar yaşadığı serüveni rengarenk tarlalarda işin ustalarından dinledik.

Yeni Şafak ve
04:00 - 24/04/2016 Pazar
Güncelleme: 05:38 - 23/04/2016 Cumartesi
Yeni Şafak

Tasavvufta Allah'ın birliğini temsil eden lale, şimdilerde İstanbul'un dört bir yanında doğanın tüm renkleriyle boy gösteriyor. Şehri allı pullu süsleyen ve başımızı çevirdikçe günlük yaşamın stresini atmamızı sağlayan laleleri birkaç gün daha görecek olmanın mutluluğunu yaşıyoruz desek pek de abartmış sayılmayız hani. 'Ah şu festivaller de olmasa' dedirten görüntüler eşliğinde hatıra fotoğrafları çekmek için planlar yapıyor, kendimizi rengarenk park ve bahçelere atıveriyoruz. Peki bu lalelerin nerede ve nasıl yetiştiğini merak ettiğiniz oldu mu hiç? Biz epeyce merak ettik ve kendimizi Konya'da bulduk. Zihinlerde 'Mevlana' ile yer etmiş Konya'nın uçsuz bucaksız tarlalarında yetişen lalelerin, İstanbul sokaklarını süslediğini ve bunun da 35 kişilik kadın işçiler tarafından yapıldığını öğreniyoruz. Şehrin Karatay ilçesi İsmil Mahallesi yakınlarındaki bereketli topraklarda yetişen lale tarlalarını sizler için dolaştık. Anadolu'nun yorulmak nedir bilmeyen kadın işçileriyle rengarenk lale tarlalarında bir araya geldik.







Hollanda laleyi bizden alıyor


Konya'daki lale üretiminde tek üretici firma olan Asya Lale, lale serüvenine 1994 yılında başlamış. İlk başlarda 4 çeşit laleyle işe başladıklarını söyleyen firma sahibi Korkut Yetkin, şimdi ise 300 dekarlık bir alana 80 çeşit lale ektiklerini anlatıyor. Bu yıl 50 milyon kadar ekilen lale; ulusal marketlere, belediyelere, Türkmenistan, Azerbaycan gibi doğu ülkelerinin yanı sıra Bulgaristan, Sırbistan, Almanya ve Hollanda'ya ihracat ediliyor. Lalenin gerçek vatanı olan Türkiye'yle yeniden anılmasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)' nin büyük etkisi olduğunu söyleyen Yetkin, "Hollanda laleyi bizden aldığını kabul ediyor. 20 yıldan beri Hollanda'yla iş birliği içerisindeyiz. Rekabert halinde değiliz. Fiyatlarımız Hollanda'daki fiyattan daha makul" şeklinde anlatıyor.







Kendimizle iftihar ediyoruz


İstanbul'un park ve caddeleri onların ellerinde yetişen lalerle güzelleşiyor. Onlar bu güzelliklerin gerçek kahramanları. Yakıcı güneşin altında sabahtan akşama kadar çalışıp duruyorlar. Kimi evinin geçimine destek oluyor, kimi ise engelli kocası olduğu için evinin yükünü sırtlanıyor. 38 yaşındaki Sebahat Helvacı da o kadınlar sadece biri.Helvacı, "Güneşin altında çalışmak zor ama ne yapalım ekmek parası. Burada çalışarak evime katkıda bulunuyorum. Konya'ya gidip gelince laleleri her yerde görüyoruz, kendimizle İftihar ediyoruz. Bizim çocukluğumuz hep buralarda geçti, güzelleşip insanların ziyarete geleceği hiç aklıma gelmezdi" diyor.






Güneşin sıcağına aldırmıyor


Tarlalara Ekim ayında ekilen laleler Nisan ayında kadınlar tarafından baş kırma işleminden geçiyor. Sıdıka Agaaşçı'yı bu işlemi yaparken tarlada yakalıyoruz. 35 yaşında olan Agaaşçı, 2 senedir lale tarlarından çalışıyor. Evine yakın olması, yol, yemek ve sigortasının karşılanmasından dolayı burada çalışan Agaaşçı, 3 çocuk annesi. Çocuklarının rahatça okuması için güneşin sıcaklığına aldırmadan işini bitirme derdinde. Diğer kadın işçiler gibi kışında depo da lale soğanı paketleyen Agaaşçı, "Bu iş zor değil. İstanbul'dakileri laleri televizyondan gördüğümüzde çok mutlu oluyoruz. Bizim emeklerimiz oralarda karşılık buluyor. Burada çalışarak evime Evime bir katkıda buluyorum. Çocuğum bir şey istediğinde rahatlıkla alabiliyorum. Bir erkeğin eline bakmıyorum" şeklinde konuşuyor.



Çiçeklerin içinde kendimi buldum


Renkli mi renkli tarlalarda sadece genç kızlar ve orta yaşlı teyzeler yok. İlerlemiş yaşına aldırmadan canla başla çalışanlar kadınlar da var. 60 yaşındaki Raziye Okçay'da onlardan biri. Kızıyla beraber hergün geldiği tarlada sabah 7'den akşam 6'ya kadar çalışıyor. Bu sıcaklarda yorulmuyorsun diye sorduğumuzda ise Okçay, "Çalışmak benim için çok iyi bir şey kuzum. Çiçeklerin içinde kendimi iyi buluyorum. Evde boş duramıyorum. Burada bir işe yarıyorum en azından. Konya'nın kadınları çalışmayı severler. Yazın tarlada kışın depolarda çalışıyoruz. Sipariş geldikçe paketleme yapıyoruz. Köyümüzün kadınları bu iş sayesinde para kazanıyor" diyor.






Lalecibaşı Çavuş Şükran


Tarlada çalışan 35 kadının sorumluluğunu üstlenen 39 yaşındaki Şükran Büyükdoğurcan, 6 yıldır çavuşluk yapıyor. Hangi işçi nerede çalışacak, saat kaçta başlayıp paydos edecek, yevmiyelerin dağıtımı gibi her türlü işi organize eden Büyükdoğurcan, "Bu kadar insanın sorumluluğun üzerimde olması bir yük. Ona göre hareket ediyorum. Eşit ve adaletli davranmam gerekiyor. Kadınların hepsini ben bulup getiriyorum. İsmil kadınları burada çalışıyor, istihdam ediliyorlar" diyor.



Melek'in hızıyla yarışılmaz


Melek Erol, 19 yaşında. 5 yıldır bu tarlalarda çalışıyor. Kendi isteğiyle okumaktan vazgeçen Erol, çiçekler içinde çalışmaktan oldukça mutlu olduğunu şöyle anlatıyor: "Bu işi yapmayı seviyorum. Hızlı çalıştığım için fırtına diyorlar bana. Eldiven takmama rağmen ellerim soyuluyor. Eğildiğimizden dolayı bel ve boyun ağrısı oluyor. Güneşin altında olmak da zorluyor. Ama yine de başka iş yapmayı düşünmedim" diyor. Beraber çalıştığı arkadaşları Yasemin Löcü ve Büşra Acar'da lalelerle mutlular.



Fotoğrafçıların uğrak yeri


Baharın gelişiyle sadece İstanbul'un değil pek çok şehrin dört bir yanı lalelerle süslendi demiştik. Konya'da da adım başı bir fotoğrafçıya rastlamak mümkün. Göz alabildiğine birbirinden renkli lalerin olduğu tarlaları, profesyonel ve amatör fotoğrafçıların tabir-i caizse kuluçkaya yattığı bir yer haline gelmiş. Ama şehrin sakinleri bu durumdan hiç de şikayetçi değil. Turizme can suyu katan laleler, böyle giderse önümüzdeki baharları da bereketledirerek ülkemizin gelişmesine katkı sağlayacak.








#Tasavvuf
#İstanbul sokakları
#Lale
8 yıl önce