|

Babamın hayali gerçek oldu

Bandırma Füze Kulübü kurucularından Artuğ Sayıner’in Uzay Mühendisi kızı Yeşim Sayıner Karacebe, “Babamın yarım kalan hayalini tamamladım” derken Alper Gezeravcı’nın uzaya gönderilmesiyle ilgili duygularını ise “O gün gözlerim dolu dolu bekledim. İnşallah kendi roketimizle de çıkarız” sözleriyle dile getiriyor.

Dilber Dural
04:00 - 28/01/2024 Pazar
Güncelleme: 01:13 - 28/01/2024 Pazar
Yeni Şafak
1962’de Türk Hava Kurumu’nda açılan sergi büyük talep görür. Artuğ Sayıner açılan sergide Bandırma Kaymakamı Zekai Gümüşdiş, Lise Müdürü Tahsin Çizenel, Bandırma 6. Ana Jet Üssü mensuplarına bilgi verir.
1962’de Türk Hava Kurumu’nda açılan sergi büyük talep görür. Artuğ Sayıner açılan sergide Bandırma Kaymakamı Zekai Gümüşdiş, Lise Müdürü Tahsin Çizenel, Bandırma 6. Ana Jet Üssü mensuplarına bilgi verir.

Takvimler 1957’yi gösterirken Bandırmalı bir grup lise öğrencisi Sputnik’in uzaya gönderilmesinden ve NASA’nın uzay faaliyetlerinden etkilenir. Bu liseli gençler Türkiye’nin ilk füze kulübünü kurar. 1959’da da ilk uzaya füze fırlatma denemesini yaparlar. Öyle ki bu gençler, öyküleriyle bugün genç nesillere de ilham oldu.

Yeşim Sayıner

Türkiye’nin ilk uzay macerası Bandırma Şehit Mehmet Günenç Lisesi’nde başladı. 65 yıl önce beş liseli gencin yaktığı meşale bugün de Türk gençliğinin elinde yükseliyor. Geçtiğimiz yıllarda 81 yaşında vefat eden Artuğ Sayıner, Türkiye’nin uzay macerasını başlatan o öğrencilerden biriydi. Artuğ Sayıner’in uzay mühendisi kızı 53 yaşındaki Yeşim Sayıner Karacebe ise babasının misyonunu devam ettirerek meşaleyi alan o isimlerden biri.


Artuğ Sayıner, eşi Zehra Sayıner, kızları Yeşim Sayıner Karacabe ve Yasemin Sayıner İrkin.

Çocukken babasının anlattığı hikâyelerle büyüyen Yeşim Sayıner Karacebe, lise eğitimini babasının da mezun olduğu Bandırma Şehit Mehmet Günenç Lisesi’nde tamamlamış. Üniversite eğitimini de İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uzay Mühendisliği Bölümü’nde tamamlamış olan Karacebe, mezun olduktan sonra Türk Hava Yolları’nda uçak mühendisi olarak çalışmış. Emekli olan Karacebe, şimdilerde ise İstanbul’da çocuklara ve gençlere havacılık ve uzay alanında danışmanlık yapıyor. Yeşim Sayıner ile hayatını, babasını ve ilk Türk astronotomuz Alper Gezeravcı’yı konuştuk.


Yaz tatillerimde roket çalışmaları, çizimleri yapardım

Bandırma Füze Kulübü kurucularından Artuğ Sayıner’in iki çocuğundan biri olan Uzay Mühendisi Yeşim Sayıner Karacebe, 1970 yılında Bandırma’da doğmuş. Altı yaşındayken en büyük hayalinin uzay mühendisi olmak olduğunu söyleyen Sayıner, “Dünyaya gözünüzü açıyorsunuz ve bir kardeşiniz var. O da Bandırma Havacılık ve Uzay Araştırma Derneği (HUZAD). Havacılık ve Uzay Araştırma Derneği bizim kardeşimiz gibi. İnsan kardeşini ne kadar severse ben de orayı o kadar seviyorum” diyor. Karacebe , çocukken ise alfabeden önce ‘Uzaya kimin ayak bastığını biliyordum. O dönem aya ilk basan astronotlar olurdu oturup ağlardım mesela. Altı yaşındaki bu tutku atılacak bir şey değildi benim için. Özellikle ortaokul ve lise çağında da neredeyse bütün yaz tatillerim Bandırma Havacılık ve Uzay Araştırma Derneği (HUZAD) çatısı altında geçiyordu” sözleriyle anlatıyor ve şöyle devam ediyor: “O dönemler Bandırma altıncı ana jet üssünün katkılarıyla roket çalışmaları, çizimler yapardım. İçerisinde patlayıcı madde olduğu için deneme yapmadım ama hiç. Bir de çocukluğum, gençlik yıllarım 1980 İhtilali sonrasına denk geldiği için bu anlamdaki çalışmalar yasaktı. Ben de yaz tatillerimi kağıt üzerinde çalışmalar yaparak geçirdim. Evimizdeki uzay, bilim atmosferinin etkisi altında kaldım. Dolayısıyla altı yaşımdan beri en büyük hayalim uzay mühendisi olmaktı. Bunun en büyük kaynağı ise babamdan başkası değildi.”

1966 yılında Bandırma Füze Kulübü Ankara Şubesi mensupları Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ı ziyaret ederler ve çalışmaları hakkında bilgi verirler. Dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay derneğin özel defterine gençlere desteğini dile getirir.

Karacebe daha sonra üniversiteye başlayacağı 1986 senesinde ilk defa İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi’nde Hava ve Uzay Mühendisliği Bölümü’nün açıldığını ve üniversite tercih zamanında bölümün henüz puanının belli olmadığını anlatıyor. Karacebe, “Uzay Mühendisliği bölümünün açılmasına babamla çok sevindik ve çok şaşırdık. Babam avukattı ama en büyük hayalini, yarım kalan hayalini benim tamamlayacak olmam son derece babamı sevindirmişti” diye anlatıyor. Uzay Mühendisliği Bölümü’nü kazanarak babasının hayalini gerçekleştiren Karacebe, “Uzay Mühendisliği Bölümü’nde o zamanlar 11 öğrenciydik. Bölümümün ilk mezunlarındanım. Üniversite eğitimim sırasında Türkiye’nin o dönem şartlarını da göz önünde bulundurduğumuzda zorlandığım çok anlar oldu ama bir o kadar da keyif aldım ve çok da güzel bitirdim” diyor. Karacebe, mezun olduktan sonra ise uzaya dair herhangi bir faaliyet olmadığı için Türk Hava Yolları’nda uçak mühendisi olarak göreve başlamak zorunda kaldığını söylüyor ve 27 yıl boyunca da uçak bakım sektöründe hizmet verdiğini ifade ediyor.


Babam gizli gizli çalışırdı

Babası Artuğ Sayıner’in kendisine 1957’de arkadaşlarıyla beraber Bandırma’da ilk çalışmalara başladıklarını da anlattığını ifade eden Yeşim Sayıner Karacebe, “Babam ve arkadaşları 1957 yılında Şehit Mehmet Günenç Lisesi’nin Havacılık Kolu olarak çalışmaya başlıyorlar. Daha sonra Bandırma Füze Kulübü’nü kuruyorlar. Lise çağındaki öğrenciler, herhangi bir eğitim almadan bir şeyler başarmaya çalışıyor. O dönem Türkiye’de farklı bir atmosfer var. Babaannemler babama destek olmuş olsalar da pek çok imkânsızlıklarla karşılaşmışlar. Mesela roket çalışması sırasında patlamadan dolayı bir alanı yakıyorlar. Şu anda böyle bir şey başınıza gelse davalık olursunuz. Ama hem aileleri hem de öğretmenleri babam ve arkadaşlarına çok destek olmuş. Pek çok defa da arkadaşlarıyla okuldan, evden kaçtıklarını ve gizli gizli çalıştıklarını coşkuyla anlatmıştı. Bulunduğu dönem itibarıyla hakikaten çağın çok ilerisinde bir şey yaptıkları” diyor. “Ama ne yazık ki dönemin şartlarından ötürü babamın ailesi para kazanacağı bir yerde çalışmasını istemiş” diyen Karacebe, “Öyle olunca babam da başarılı bir öğrenciydi. Hukuk bölümüne girmiş ve avukat olmuş. Avukatlığı çok severek yaptığını söyleyemem. Başarılı bir avukattı ama gönlünde uzay çalışmaları vardı. Babam ‘Keşke bir laboratuvarım olsaydı orada çalışsaydım’ derdi hep. Bunu hiç dilinden düşürmezdi” diye anlatıyor.

24 Şubat 1964 Pazartesi günü Kız Meslek Lisesinde verilen konferansta kulüp üyeleri de bulunur.

Daha sonra babasının Bandırma Füze Kulübü’nü Bandırma Havacılık ve Uzay Araştırma Derneği (HUZAD) olarak dernekleştirdiğini ifade eden Karacebe, “Babam avukat olarak hayatına devam ederken bir taraftan etrafına gençleri toplayıp dernekte faaliyetler yürütüyordu. O yıllar siyasi krizlerin yüksek olduğu zamanlardı. Öyle olunca da dernek olarak sadece bir kere kapanmış ama tekrar açılan da ilk dernek olmuş.Çünkü siyasi bir tarafı yok. Zaten derneğe de öyle insanları da almamaya özen gösteriyordu” diyor. Dernek sayesinde pek çok gencin yurt dışına gittiğini söyleyen Karacebe, “NASA’ya gidenler de oldu. Yani orada o ilk ateşi alıp sonrasında insanlar hayatlarını şekillendirdi” ifadelerini kullanıyor. Yeşim Sayıner Karacebe, 81 yaşında vefat eden babası Artuğ Sayıner’in hayatına dair pek çok şeyi unuttuğunu ama yaptığı füze çalışmalarını unutmadığını söylüyor. Karacebe, “Çünkü onun hayatının çok önemli bölümü ve mihenk taşlarından bir tanesiydi” şeklinde açıklıyor.


Alper Gezeravcı gençlere umut olacak

Geçtiğimiz günlerde ilk Türk astronot Alper Gezeravcı’nın uzaya gitmesine çok sevindiğini dile getiren Karacebe, “O gün gözlerim dolu dolu bekledim. İnşallah bir gün kendi roketimizle de çıkarız. Alper Gezeravcı’yı eleştirenler oldu ama ben eleştirileri hak etmediğini düşünüyorum. İlk adımın atılması her zaman çok önemlidir gençlere ışık olur ve bu bence çok önemli. Babam da hayatta olsaydı Alper Gezeravcı’nın gidişini büyük bir gururla izlerdi” ifadelerini kullanıyor ve ekliyor: “Alper Gezeravcı’nın uzaya gitme anını Bandırma Şehit Mehmet Günenç Lisesi’nde izledim. Oradaki çocukların, gençlerin, öğretmenlerin heyecanını gördüm. Bu çalışmaları görmek ufkumu açıyor. Çünkü uzay teknolojisinin hayatımıza kattığı çok şey var.”,


Bayraktar grubunun çalışmaları umut verici

Türkiye’deki uzay çalışmalarının da önemine değinen Sayıner, “Bayraktar grubunun yaptığı çalışmalar, savunma ve sanayiye yönelik çalışmalar beni hakikaten çok heyecanlandırıyor ve çok umutlandırıyor” ifadelerini kullanıyor. Sayıner, “Bunun farkında olarak yaşamak çok çok önemli. O anlamda ülke olarak tamamen çok daha farklı kalkınacağımızı düşünüyorum” diyor.


#Bandırma Füze Kulübü
#Artuğ Sayıner
#Yeşim Sayıner Karacebe
#uzay mühendisliği
4 ay önce