Kıymetli karilerim;
Geçen ay sütun komşum pinti sahaf R*stem’den hem şahsıma hem de güzide grafikerimize-gerçi kendisi şık bir hareketle kendisine gereken cevabı vermiş- gelen yakışıksız ifadeleri şiddetle ve esefle kınadığımı bildirmek istiyorum. Daha fazla bu konuya girmeyeceğim çünkü geçtiğimiz günlerde yaptığımız önemli bir toplantıdan bahsetmek istiyorum sizlere.
Geçen haftalarda birkaç belediye başkan adayı aracılar göndermiş “Efendim müsaitseniz, belediye başkan adayımız sizi ziyaret etmek için randevu talep ediyorlar. Hem sizden destur almak hem de ilminizin zekatından faydalanmak istiyorlar.” dedirtmişlerdi. Her ne kadar “Kendimi pek iyi hissetmiyorum, antibiyotike başladım, sürmenaj oldum.” desem de ısrarlara devam ettikleri için “İyi madem gelsinler.” diyerek hepsine aynı gün ve aynı saatte randevu verdim.
Randevu saati geldiğinde bizim fakirhanenin kapısından girerken birbirlerini gördüklerine şaşırdılar tabi. Adamlarını dışarıda bırakıp salondaki yerlerini aldıklarında hepsine birer bardak çay ikram ettim. “Hoş geldiniz.” dedikten sonra bir kelime dahi etmelerine müsaade etmeden konuşmaya devam ettim. “Epeydir çok konuşuyorsunuz zaten, yorulmuşsunuzdur. Şimdi biraz dinleme zamanı.” dedim. Mitinglerde kendilerini dinleyen seçmenler gibi pür dikkat beni dinliyorlardı. “Şu canım Istanbulumuz için sizden birkaç isteğim olacak. Hanginiz seçilirse seçilsin öncelikle kitaba, yazara ve yayınevlerine destek olacak kitap ve söyleşi buluşmaları yapmanızı istiyorum. Bu buluşmaları daha çok katılım sağlanabilecek ve gelenlere kitapların belediyemiz tarafından hediye edilecek bir biçimde düzenlemeniz çok önemlidir. Zira yayıncılık faaliyetlerinin hali pürmelali ortadadır. Ayrıca davet edilecek yazarları seçerken tercihlerinizi edebi anlamda diğerlerinden bir adım öne çıkmış ve ilk kitaplarını henüz yayınlamış yazarlardan yana kullanmanızı hususi olarak rica ediyorum. Böylece hem yayıncılara hem de yeni yazarlara destek vermiş olacaksınız.”
Dediklerimi can kulağı ile dinlediklerini görmek beni memnun etti. Kimi cebinden çıkardığı not defterine kimi akıllı telefonuna notlar alıyordu. “İkinci talebim, malumunuz gazetelerin aylık olarak çıkardığı kitap ekleri var. Bin bir meşakkatle hazırlanan bu ekler, memleketin okurlarına kan pompalayan kalp gibidirler. Bunların da her ay, çıkar çıkmaz satın alınıp vapur iskelelerinde, metro girişlerinde, Marmaray vagonlarında ücretsiz bir şekilde dağıtılmasının şehrimizin sakinlerine büyük bir hizmet olacağı kanaatindeyim. Bu sayede el yordamıyla kendine bir yol çizmeye çalışan okurlara can suyu vermiş olacaksınız.”
İsteklerimi sıraladıkça yüzlerindeki gergin ifade yerini bir rahatlamaya bırakmış gibi görünüyordu. İçerinden “Ben de zor şeyler isteyecek yahut bir müdürlük filan talebinde bulunacak sandım, bunlar çantada keklik.” cümlelerini geçirdiklerini anlayabiliyordum. “Bir diğer talebim de otobüslere binmeden önce sigaralarından son bir fırt alıp dumanın yarısını fütursuzca otobüse bindikten sonra üfleyen canlılar hakkında olacak. Şoförlerinizi mi görevlendirirsiniz, bilemiyorum, bu soruna acilen bir çözüm bulunması gerekiyor. Bana kalırsa bu canlıların tespit edip akşamları İETT garajlarında otobüsleri temizlemekte kullanılması gerekiyor.”
Not almaya devam ediyorlardı. Çaylarını tazelemek istedim. “Gerekli notları aldık, biz kalkalım.” dediler. “Peki siz bilirsiniz, işiniz çoktur, tahmin edebiliyorum.” dedim. “Son olarak bizim şu caddenin asfaltını da bir yenilerseniz memnun olurum.” Hali hazırdaki başkan “Aman İrfan Bey, lafı mı olur, bunun için seçimi beklemeye gerek yok, ben hemen talimatı veriyorum.” dedi. “Olmaz!” diye araya girdim. “Şahsıma özel bir muamele olsun istemem. Taleplerim halkımız ve memleketimiz içindir.”
Hepsini kapıya kadar geçirdim. Son tokalaşmalardan sonra “Trafik sorununu, yeni metro yapımlarını herkes söyler. Siz de onları bir şekilde yaparsınız zaten. Benim saydıklarım kolay gibi görünen ama genelde göz ardı edilen talepler.” dedim. “Sakın ola ki seçildikten sonra unutmayasınız. Gözüm üzerinizde. Haydi hepinize kolay gelsin. Memleketimiz ve edebiyatımız için hayırlı olan kimse, o kazansın.”
