|

Batılılar neden çok sevdi

İran toplumsal yapısını eleştiren ve ataerkil baskıcı düzende bir kadının aile içindeki ‘direniş’ini resmeden Leyla’nın Kardeşleri çok konuşulan yapımlardan. Leyla’nın Kardeşleri, İran filmlerinin Batı’da takdir görmesi için gerekli tüm şartları taşıyor. Filmi olumsuzlamak için değil tespit olarak bundan da bahsetmek gerek.

Abdulhamit Güler
04:00 - 8/04/2023 Cumartesi
Güncelleme: 03:26 - 8/04/2023 Cumartesi
Yeni Şafak
Leyla'nın Kardeşleri filmi.
Leyla'nın Kardeşleri filmi.

Son dönemin çok konuşulan filmlerinden biri Leyla’nın Kardeşleri… Mubi’de gösterime girdikten sonra sosyal medyada ciddi ses getirdi. Daha önce Türkiye’de Film Ekimi’nde gösterilen ancak 75. Cannes Film Festivali’nde FIBRESCI ödülünü aldıktan sonra merak uyandıran film, Anadolu insanının ilgiyle izleyeceği ve mutlaka çevresinden örnekler göreceği hikayesi ile çarpıcı bir tablo ortaya koyuyor. Hikayesinden atmosferine, biçiminden oyunculuğa kadar çok başlıkta tartışılan film İran Sinemasının alışıldık akışının yanı sıra uzun süresiyle de cesur bir tavır ortaya koyuyor.

Said Rüstayi’nin üçüncü uzun metraj filmi olan Leyla’nın Kardeşleri, yerel bir aile dramından küresel yorumlar çıkaran ve esasında söylemek istediğini gayet açık şekilde ortaya koyan bir hikaye sunuyor. Başroldeki Leyla’nın 4 erkek kardeşi vardır. Hiçbiri hayatta umduğunu bulamamış ve ticari manada başarısızlardır. Anne ve babaları ise alt sınıf ebeveyn olumsuzluklarını taşıyan rövanş biriktiren kişilerdir. Bu rövanşı içinde ve hayatında yaşayan, gününün gelmesini bekleyen ise Leyla’dır.

LEYLA’NIN TEMSİL ETTİĞİ YARGILAR, YANILGILAR!

Leyla, toplumu temsil eden ailenin vicdanı olduğu kadar güç göstergesidir de… İran filmlerinin genelinde olduğu gibi çekirdek ailenin yaşadığı yoksulluk sorunları üzerinden adalet duygusu ve olgusunun çatışmalarla dolu hikayesini taşıyor, film. 160 dakikalık süresinde bir İran evinin içinde uzun diyaloglar ve hesaplaşmaların yanı sıra gövde gösterisinin temsili olan düğün sahnesi ile de izleyiciye uzun gelmeyen bir aksiyonun içinde hissediyorsunuz. Aksiyon türünde olmayan filmler için bu kadar uzun süre genellikle dezavantajdır ama Leyla’nın Kardeşleri’nde Leyla’nın tarafında olmakla olmamak arasında gidip gelerek iç aksiyonun tokatlarını hissediyorsunuz.

Filmde ağır ve aşırı belirgin tonda kadın rövanşizmi söz konusu. Ataerkil toplumun kadını koyduğu nokta ve erkeklerin ev içinden topluma kadar uzanan kör tavırlarının yorumu olan hikaye boyunca Leyla’nın ardına takılarak taraf oluyorsunuz. Ekonomik şartların insanları getirdiği noktanın serzenişi de olan filmde esas meselenin para değil var olmak olduğunu fark etmemiz isteniyor. Yer yer bu istek fazlaca belirginleşiyor. Film dilinin dezavantajı haline dönüşen didaktik unsurlar oyunculuk ve atmosfer ile giderilse de ağızda nâhoş bir tat bırakıyor.

İYİ FİLM AMA…

Filmle ilgili değerlendirmeler genellikle olumlu olsa da iftar-tefrit arasında gidip gelen bir yelpaze kendini gösteriyor. Aşırı olumsuz yorumların festival takipçileri ve az sayıda eleştirmenden gelmesi garip bir durum. Zira kötü bir filmden bahsetmiyoruz. İyi ama başyapıt olmayan bir eser söz konusu. Cannes’dan eleştirmenler ödülü almış olması filmin tanıtılması açısından önemli. İran’da yasaklanmış olması da filme dair dikkat çekici unsurlardan. ‘Yasaklanma’ olgusu İran’da yapılmış bir film için fazlasıyla avantajlı. Leyla’nın Kardeşleri de bu çizgide kendi PR’ını hakkıyla yürütüyor.

Filmin oyunculukları dikkat çeken noktalardan. Asghar Ferhadi’nin filmlerinden tanıdığımız Taraneh Alidoosti, Leyla karakterine verdiği ruh ile filmi sırtlayan kişi olarak göze çarpıyor. İran filmlerinde görmeye alıştığımız doğal oyunculuğu bütün kadroda gözlemlemek de filmin artılarından. Navid Mohammadzadeh de sahici oyunculuğu ile artı puana katkı sağlıyor. İran filmlerinin tanınan siması Payman Maadi ise farklı bir rol ile karşımıza çıkıyor ve takdiri hak ediyor.

BATILILAR NEDEN ÇOK SEVDİ?

Leyla’nın Kardeşleri, İran filmlerinin Batı’da takdir görmesi için gerekli bütün şartları taşıyor. Filmi olumsuzlamak için değil tespit olsun diye bunlardan da bahsetmek gerek. Ataerkil İran toplumunda babasına tokat atan, annesine küfreden orta yaş bir kız çocuğunun ‘direnişi’, Batı dediğimiz zihin yapısında yaşayan herkesin fazlasıyla hoşuna gidecek cinsten. Elbette bu Leyla’nın hikayesinin yanlış tespitlerle dolu olduğu manasına gelmiyor. Zaten sanat da böyledir. Hem öyle hem böyle veya öyle de böyle de değerlendirilebilir. Sanat eserinin içindeki zenginlik bundan. Filmin İran toplumsal yapısına dair acımasız eleştirisi ve yasaklanmış olması sağlıklı değerlendirmelerin önüne geçebiliyor. Tam da bu sebepten, filmi izlemeden önce yorumlara göz atmamak gerekiyor. Umarız ki bu yazıyı filmi izledikten sonra okursunuz. Aksi takdirde biz de yönlendirmeye dahil olmuş bulunacağız.

Neticede Leyla’nın Kardeşleri’nin iyi bir film olduğunu ama abartıldığını söylemek de boynumuzun borcu.




#Sinema
#Leyla'nın Kardeşleri
#İran
1 yıl önce