Klasik müziğin yaşayan efsanelerinden piyanist Rudolf Buchbinder yeniden İstanbul’da. Avusturyalı sanatçı Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO) eşliğinde 13 ve 14 Şubat akşamı müzikseverleri Brahms Konçertoları eşliğinde keyifli bir yolculuğa çıkaracak.
Beethoven’ın tüm piyano sonatlarını seslendirdiği konserler dizisiyle unutulmayacak bir iz bırakan sanatçı, bu kez Brahms’ın eserlerini ardarda iki konserde dinleyicilere sunacak.
Buchbinder, konser öncesi sorularımızı yanıtladı…
Parçasını seslendirdiğim her besteci ile bir ilişki geliştiririm. Ama Brahms çalarken sıklıkla onun, Robert Schumann’ın eşi Clara Wieck’e olan büyük ve gizli aşkını düşünürüm. Müziğinin lirik geçişlerinde onun yankılarını duyarım. Brahms’ın iki piyano konçertosunu seslendirmek yorumcu için, yani benim için bir zorluk, bir meydan okuma elbette. Böyle durumlarda orkestra ile büyük bir rekabet içindesinizdir ve tabii ki kazanan olmak istersiniz.
Birincisi pratik yapmak! İkincisi de şu; sadece notaları çalmak yeterli değil. Besteci ile empati yapmalısınız, bir insan ve sanatçı olarak onu anlamalısınız. Bir besteci üzerinde çalışırken onun hakkında yazılmış kitapları okumalarını tavsiye ederim.
Müzik ve sanat yüzlerce yıldır gelişiyor ve bu evrim asla bitmeyecek. Bence sanatçı olarak hem her şeye açık olmak hem de kendi görüşlerinize sahip olmak zorundasınız. Geri kalan her şeye sonraki nesiller karar verir.
RESİMLE İDMAN YAPIYORUM
Resim benim en büyük hobimdir. Sakinleşmeme ve odaklanmama yardımcı oluyor. Bu da müzik için güzel bir idman.
Benim için seyirciler arasında fark yoktur. İnsanlar müziği sevdikleri için konserlere giderler. Bu, İstanbul’da da dünyanın geri kalanından farklı değil. İstanbullu seyircilerle bir araya gelmeyi sabırsızlıkla bekliyorum ve dilerim konserimden keyif alırlar.