|

Doğuş, sanata bi yer açıyor

Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerine ve güzel sanatları seven herkese bir çağrı niteliğinde olan Doğuş Grubu’nun kültür sanat projesi ‘sanata bi yer’ 1 yaşında. İstanbul’da küçük yerlere sıkışan sanatı görünür kılmak için çalışan Doğuş Grubu, gençler için duvarları, mekanları, boşlukları; yaratıcılıkları ve sezgileriyle doldurmaları için imkan sağlıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 13/11/2016 الأحد
Güncelleme: 20:32 - 12/11/2016 السبت
Yeni Şafak

Uzun yıllardır yürüttüğü Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası, D-Marin Uluslararası Klasik Müzik Festivali, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Ana Sponsorluğu gibi proje ve platformlarla Türkiye'de kültür ve sanatın gelişiminin en önemli destekçilerinden biri olan Doğuş Grubu'nun en yeni kültür ve sanat projelerinden biri olan "Sanata Bi Yer" topluma değer katma vizyonuyla Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinin işlerini sergileyerek tüm mekanlarını galeriye çeviriyor. Doğuş Grubu'nun kültür sanat alanındaki Aralık 2015'te lansmanı gerçekleştirilen “Sanata Bi Yer” platformu tüm Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerini ürettikleri işleri gün yüzüne çıkarmaya davet ediyor. Ayrıca öğrencilerin işlerinin geniş kitlelere ulaşması ve tanınırlıklarının artmasını hedeflenen projede akademik ve profesyonel gelişmelerine destek olmak amaçlanıyor. Kurumsal sosyal sorumluluk projelerini, ekonomik, çevresel ve sosyal sorumluluk politikalarının önemli bir parçası olarak gören Doğuş Grubu, bu kapsamda geçen 10 yılda kültür-sanat, spor, çevre, eğitim, sağlık alanlarında pek çok ses getiren projeye imza attı.



ESERLER BÜYÜK KİTLELERE ULAŞIYOR


Tüm güzel sanatlar fakültesi öğrencilerine kendilerini ifade edebilmeleri için, eserlerini Doğuş Grubu lokasyonlarında sergilemelerine imkan tanıyor. Proje kapsamına resim, heykel, fotoğraf, illüstrasyon, video, enstalasyon ve baskı içeriğinde işler dahil olarak yer alıyor. Sanata Bi Yer platformu web sitesinde öğrenciler kendilerine özel profil oluşturur ve işlerini yüklüyor. Yüklenen işlerden Danışman Kurulu tarafından seçilenler, Doğuş Grubu lokasyonlarında sergileniyor. Proje kapsamında öğrencilik hayatları boyunca yaptıkları işleri fiziksel olarak sergileme fırsatı bulamayan öğrencilere işlerini sergileme ve büyük bir kitleye ulaştırma imkanı tanınıyor.







Proje kapsamında farklı disiplinlerden gelen 8 kişilik bir Danışma Kurulu bulunuyor. Bu kurul www.sanatabiyer.com web sitesine yüklenen öğrenci işlerinin sergilemeye uygun olup olmadığını belirliyor. Danışma kurulu ise şu üyelerden oluşu-


yor; Doğuş Grubu CEO'su Hüsnü Akhan, Doğuş Holding Sanat Danışmanı Çağla Saraç. Akademisyen, sanat eleştirmeni, sanat kuramcısı, Kadir Has Üniversitesi İletişim Tasarımı Bölüm Başkanı ve Rektör Yardımcısı Hasan Bülent Kahraman, Ressam Sinan Demirtaş, Kurucu Direktör Milk Galeri Sahibi Elif Çevik, Kurucu Direktör, Merkür Galeri Sahibi Sabiha Kurtulmuş, İMOGA – İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Saim Tekcan, SGSÜ Devlet Konservatuarı, Öğretim Üyesi Çağla Göksu.



HER AY YENİLERİ SERGİLENİYOR


Eş zamanlı olarak 21 Doğuş Grubu mekanında, öğrenci eserleri sanat severlerle buluşurken, bu işler lokasyonlarda her ay yenileri ile değiştiriliyor. Toplam 207 öğrenci işi Doğuş Grubu lokasyonlarında sergilendi. Sergileme noktaları ise şöyle: Doğuş Grubu Ayazağa Binası, Doğuş İnşaat, Doğuş Center Maslak, D-Gym, Doğuş GYO, Doğuş Oto Maslak (VW, Porsche, Audi, Seat), La Petite Maison, Da Mario Kalamış, Kitchenette (Ortaköy, Aqua Florya, Bebek, Capitol.) Aralık 2015'ten bugüne kadar 479 sanat öğrencisi siteye üye oldu ve 1109 farklı iş siteye yüklendi.



Herkes için çok iyi imkanlar sağladı






Ecem Yılmaz, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Bölümü'nde okuyor. Şuan Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde yüksek lisans eğitimi de alan Yılmaz, “Cam ile çalışmak eğlenceli olduğu kadar zor, kırılgan bir yapısı olduğu için şekillendirme konusunda biraz zorlukları var. Cam çalışmamı ilk olarak Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde 2013 yılında yaptım ve hala aynı bölüme devam ediyorum. Sanata Bi yer projesine İki farklı çalışma ile katılmıştım. Çalışmalarımın ilham kaynağı; insanın yaşadığı duygu ve coşkuyu suyun bize somut olarak göstermesiydi. Camı su formunda şekillendirdim. Okulda gördüğüm bir afiş ile katılma kararı aldım. Daha sonra siteyi araştırdım, yazıları okudum ve katıldım. Benim açımdan zor bir süreçti aslında gerek projeye katılacak olmanın verdiği heyecan gerekse projede yer almak için yaptığım çalışmaların nasıl bir sonuç vereceğini merak ettiğimden dolayı benim için zor bir süreç oldu. Sanata Bi Yer projesi öğrencilik dönemindeki genç sanatçı adaylarının kendilerini tanıtabilecekleri güzel bir oluşum, yaptığımız işlerin atölye dışına çıkması, insanların görüşüne açılması, sanatseverler ile buluşması benim ve diğer katılan herkes için çok iyi bir olanak" dedi.



Kendimi özel biri hissettim





Yavuz Gömleksiz, Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde okuyor. Sanata olan ilgisinin, inceleme takıntısından kaynaklandığını belirtiyor. Gömleksiz, “Bu proje de paylaşmanın en güzel örneklerinden biri diye düşünüyorum. Beni çeken özelliği de bu oldu. Yaptığım şeyleri başkalarının görmesi ve onlardan ilham alması bana verilen en büyük katkıdır. Ama genel olarak bakılırsa bu projenin en güzel katkısı sanatçı olmasa bile o yoldaki kişilere açılan bir kapı, kendini tanıtma fırsatı sunulan bir ortam olması. Böyle projeler hep bir şeyler araştırırken karşıma çıkıyor. Araştırmayı, işi gücü bırakıp hemen üye olurum. Bu projede de öyle oldu. İşlerimi yükledim, siteye biraz göz gezdirdim nasıl çalışmalar var diye. Danışma Kurulu da gözümden kaçmadı tabi. Birçoğu tanıdığım ve duyduğum isimler olduğu için heyecanım ikiye katlandı. Çalışmalarımı yükledikten kısa bir süre sonra da çalışmalarım sergilenmeye başladı. Yeni işler yükledikçe daha çok ilgi gördüm. Projelerimin sergileneceği haberlerini aldığım zaman kendimi sandığımdan daha özel biri olarak hissettim. Çalışmalarımın benim çemberimden çıkıp daha geniş bir çemberde yer bulması ve insanların hayal dünyasının biraz daha genişlemesii beni mutlu ettii” dedi.



Ailem beni hep destekledi





Zeynep Sağır, Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü 3. Sınıf öğrencisi. Küçüklüğünden beri sanat ile ilgili olduğunu belirten Sağır, “Ailem beni bu konuda hep destekledi. Dedemin ve teyzemin resimle uğraşması bana hep örnek oldu. Roma'da kalmam da beni çok etkiledi” dedi. Sanat eğitimi almanın kişinin bakış açısını değiştirdiğini de söyleyen Sağır, “Bir gün, hiç tanımadığım birisi bana ulaştı, çalışmalarımı incelemiş ve katılmamı tavsiye etti. Bir kaç kişinin daha aynı şeyi söylemesi bana cesaret verdi. Rasgele çalışmalarımdan birkaçını seçip katılmak istemedim. Kafamı meşgul eden bir proje vardı ve onu yapmak, Sanata Bi Yer projesine dahil etmek istedim. Aklımda bir proje vardı, 2 tane resim yaptım ve katıldım. İkisi de aynı başlıkta birleşiyor 'Etki Tepki'. İkisi de insan ilişkileri ile ilgili. Bu ilişkilerin kişide oluşturduğu etkiler ve oluşan sonuçla başka kimliğe bürünen bireyleri ele aldım. 2 resme de bakarsanız aynı kişiyi görebilirsiniz. Biri doğanın renkleri içinde, doğal olan ve olması gereken ruh haline bürünmüşken, diğeri incelerken bile göz görüyor; güçlü durduğunu sandığı kadar anlaşılması güç ve karmaşık. Projeye katılmadan önce çok inceledim. Binlerce kişi katılmış, çoğu birden çok çalışmaya sahipti. Fark edileceğimi çok ummuyordum“ dedi.



İstanbul sanat ile dolup taşsın istiyorum






İpek Uzun, Işık Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı okuyor. Uzun, “Yeniyi çok hızlı yakalamamız lazım. Sanata Bi Yer projesinin öğrenci işlerini sergileme imkanı vermesi dikkatimi çeken ilk şey oldu. Eserlerinin sergilenmesi herkesin hayalidir. Bu hayali gerçekleştirmekte ciddi emek ve çalışmayla mümkün. Bu hayali öğrenciyken gerçekleştirme imkanı sunan bir projede yer almak ise çok büyük bir gurur. İlk eserimi yükledim ve eser ilk olarak sitenin havuzunda yayınlandı. Bunu görmek bile mutlu etmişti beni. Sanata Bi Yer'e işimi yüklendikten sonra 2 ay boyunca tanımadığım numaralardan arandığımda heycanla bakıyordum telefona fakat iki ay boyunca aranmamıştım. 6 aya yakın süre geçti ve ben projeyi tamamen unuttuğum zaman telefonum çaldı açtığımda “İşinizi sergilemek istiyoruz.” dediler. O an sanırım her zaman beklediğim mucize gerçek olmuştu. Hayalimin gerçeğe döndüğü bir konuşmaydı. Telefonu kapatıktan sonra kısa süreli şaşkınlığım devam etti sonra tabii ki ailemi arayıp haber verdim. Projeye 1.sınıfta yaptığım final projemle katıldım. Yaptığım iş geçmişle geleceği harmanlıyordu aslında. Eski bir resme yeni bir soluk getirmek gibi. Sanatla ilgili en büyük hayalim şehrimizin sanatla dolup taşması. Sanatın insanlara, insanların sanata ulaşabileceği bir şehir hayali aslında bu. Özgün ve özgürce sanat yapabilmeliyiz" dedi.






#Klasik Müzik Festivali
#Senfoni Orkestrası
٪d سنوات قبل