|

Edebiyat sosyolojinin işine yarar mı?

Şerif Mardin şöyle diyor; Osmanlı romanı Türk modernleşmesini incelemek için az yararlanılmış bir kaynaktır. O halde Mardin’den ilhamla bunu genişleterek şöyle demeliyiz, edebiyat sosyolojiyi mutlaka ilgilendirir

Yeni Şafak ve
04:00 - 11/07/2018 Çarşamba
Güncelleme: 07:14 - 11/07/2018 Çarşamba
Yeni Şafak
Edebiyat ve Sosyoloji Sosyoloji Seminerleri 1 Alfa Yayınları 2018 sayfa 157
Edebiyat ve Sosyoloji Sosyoloji Seminerleri 1 Alfa Yayınları 2018 sayfa 157

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nün organize ettiği Sosyoloji Seminerleri Edebiyat Ve Sosyoloji başlığıyla kitaplaştı. Uzun zamandır devam eden seminerler dizisinin ilk serisinde tema “edebiyat ve sosyoloji” olarak belirlenmiş. Bu tema üzerine katkıda bulunanlar ise Ayşen Şatıroğlu, Köksal Alver, M. Kayahan Özgül, Handan İnci, Ayfer Tunç ve Kurtuluş Kayalı.

Alfa’dan çıkan kitabın önsözünde edebiyat kelimesinin öne çıkarılışının nedenini şöyle açıklamış editör: “İtiraf edelim, dizi editöründen başlayarak, bu kitaba katkı sunanlar, yolu akademiye düşmüş bile olsa, şu veya bu şekilde edebiyattan geçmiş, gönlü edebiyatta kalmış, evlerinde gizli gizli şiir, hikâye, roman okuyan kişiler...” Buna yakışır biçimde hikâye üzerine de çalışan Köksal Alver’le açılıyor kitap. Alver “Edebiyat Sosyolojiye Ne Anlatır?” sorusunun cevabını ararken dinleyicisini/okurunu başka bir sorunun eşiğine getiriyor: Bir sosyolog edebiyat okursa ne olur?

HUKUKÇU KATİL OLABİLİR Mİ?

M. Kayahan Özgül ise bize başka bir perspektif sunuyor ve “Sosyoloji edebiyatın nesi olur?” diye soruyor. Özgül sosyoloji ve edebiyatın kişisel maceralarının kesişim noktalarını anlattıktan sonra çarpıcı bir hikayeyle meseleyi özetliyor: “Edebiyatın içine dalmadıkça, bir üniversiteli olarak Raskolnikov’un niçin katil olduğunu ve bir medeni hukuk profesörünün niçin kanlısını öldürebileceğini hiç anlamayabilirsiniz.”

Kitabın üçüncü bölümünde Kurtuluş Kayalı ile karşılaşıyoruz. Kayalı, Türk Romanı Ekseninde Türkiye’yi Okuma Teşebbüsü ile Sosyolojik Metinlere Yansıyan Türkiye Fotoğrafı arasında bir ilişki kuruyor metin boyunca. Kayalı bu çerçevede edebiyatçılara ve sosyologlara eleştirilerde de bulunuyor.

ROMAN TOPLUMU DA ANLATIR

Handan İnci ise edebiyatın gücünü, kendi dışına taşma eğilimine bağlayan Derrida’yı anarak başlıyor anlatmaya. Bu noktada meseleye Türkçede roman denildiğinde bir refleks olarak akla gelen Batılılaşma bağlamında yaklaşıyor. Bu ilişkisi üzerinden edebiyat ve sosyolojinin imkanlarına bakıyor.

Ayfer Tunç’un merkezinde de yine “Edebiyatın İmkânları” başlığında başka bir soru var: Edebiyat ne işe yarar? Ona göre edebiyatın önemi hayata bakmamızı sağlaması. Edebiyat Tunç’a göre yaşamla aramızda canlı bir ilişki kurar. Bu da bizi bir cevaba götürüyor: Edebiyat insan olmamızı sağlar.

Kitapta yer alan son metin Ayşen Şatıroğlu’na ait. Şatıroğlu, hepimizin sosyolojiden önce edebiyatla tanıştığını söylüyor. Ancak kendi çocukluk anılarından yola çıkarak, Gazap Üzümleri’ni okuduğunda aslında sosyolojik birçok meselenin içine girdiğini de belirtiyor. Çünkü diyor, okuduğumuz her roman, bize yazar vasıtasıyla o topluma dair birtakım ipuçları verir.

#Sosyoloji Seminerleri 1
#Edebiyat ve Sosyoloji
6 yıl önce