|

Esmaü’l Hüsna rehberimizdir

Vaize Fatma Bayram’ın 99 Esma Sonsuz Mana kitabı büyük ilgi gördü. Bayram, Allah’ın isimlerini bildikçe O’nu daha iyi idrak edeceğimizi söylüyor. Fatma Bayram, “Terbiye sürecinde Esmaü’l Hüsna adeta bize bir müfredat sunar. Tamamının bir denge içinde tecelli etmesi ile ortaya çıkacak insan-ı kâmil olma yolculuğumuzda bize eksiklerimizi gösterir “ yorumunu yapıyor.

Haber Merkezi
04:00 - 2/05/2021 Pazar
Güncelleme: 22:15 - 30/04/2021 Cuma
Yeni Şafak
Fatma Bayram
Fatma Bayram
NEVİN MERİÇ

Fatma Bayram cemaati tarafından çokça sevilen bir vaize. Aynı zamanda yazdığı kitaplar da sohbetleri kadar ilgi görüyor. Sosyal medyadan yaptığı yayınlarla çok geniş bir kitleye ulaşan Bayram, son dönemde Müslüman kadınların kendilerine örnek aldıkları bir isim. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları arasında çıkan 99 Esma Sonsuz Mana kitabı da büyük ilgi gördü. Bayram’dan kitabından yola çıkarak Esmaü’l Hüsna’nın anlamı ve önemi üzerine konuştuk.

Neden bu konuda bir kitap yazma gereği duydunuz. Mevcutlarıyla sizin kitabınız arasında nasıl bir fark var?

Aslında yola çıktığımızda kitap yazmayı düşünmüyorduk. Lamia Abul hocam Diyanet Aylık Dergi için her ay isimlerden birini yazmamı istemişti. O şekilde başladık. Öncesinde esma-i hüsnanın öğrenilmesinin ehemmiyetini yeri geldikçe vurgular, bazen müstakil sohbetlerde anlatırdım. Sanırım Rabbim oradan bir yol açtı. Beş yıl kadar önce başladık ve her ay bir esma/isim yazarak ilerledik. Son esmalara yaklaştığımız günlerde yayın kurulu bu yazıları kitaplaştırmak istemiş. Beni de haberdar ettiklerinde çok mutlu oldum. Hayal bile edemeyeceğim kadar büyük bir surur benim için. Şükür mevkiindeyim. Hâlâ da şaşırıyorum ve “Ya Rabbi bende nasıl bir hayır gördün de seni anlatmakta beni kullandın” diyorum…

Esma konusu klasik bir konu. Üzerinde dev isimlerin eserleri var. Bizimkisinin farkı olsa olsa daha güncel, anlaşılır bir dil –bu da basit demek oluyor- ile yazılmış olmasıdır. Ayrıca esmaların felsefi ve kelami yönlerinden çok, inancımızı hatalardan koruma ve ahlakımızı güzelleştirmeye nasıl rehberlik edebileceği gibi kulluk cihetlerini öne çıkaran bir kitap olmasıdır diyebilirim.


İSİMLERİ BİZE RABBİMİZİ TANITIR
Esmaül-Hüsna Allah’ın isimleri demek. Buradan baktığımızda Allah Teâla niye kendine isim koymak gereği duymuş? Muradı ve maksadı neler olabilir?

Aslında bunun sırrının besmelede gizli olduğunu düşünüyorum. Besmele tefsirinde âlimlerimiz neden “Allah ile” denmeyip de “Allah’ın ismi ile” dendiğine dikkatlerimizi çekerler. Buradaki nüans insanın yaratıcı ile aynı varlık düzeyinde olmamasıdır. İnsan bir işi Allah ile yapamaz, ancak O’nun isimlerine sığınarak yapabilir. Bu durum bize tarih boyunca bütün şirk çeşitlerinin gözden kaçırdığı temel bir hususu hatırlatır: Yerimizi. Yerini bilen yerine göre davranır. İsimler bize Rabbimizi –gücümüz nispetinde- tanıtarak O’nun hakkında yanılmaktan korur. O’nun hakkında yanılmak insanın bütün düşünce ve davranış sistemini alt üst eder, değerleri yerinden oynatır, dünyası istikametten çıkar, ahreti mahvolur. Her sözümüzün, her işimizin yerli yerinde olması için bunların hepsinin kendisine bağlanacağı Allah fikrimizin sağlam olması gerekir.

NE KADAR İSİM BİLİRSENİZ O KADAR TANIRSINIZ
İsim mana ilişkisi açısından Esmaü’l-Hüsna’yı nasıl değerlendirir siniz? Bu anlamda bizim için bir örneklem imkânı olur mu?

Buna isim müsemma ilişkisi deniyor bildiğim kadarıyla. Müsemma, o ismi taşıyan, o isimle kast ettiğimiz varlık demek. İsimler soyut veya somut varlıkları zihnimizde canlandırmamıza yardım eder. Bunu da onu diğerlerinden ayıran özellikleri o isimle birleştirerek yaparız. Söz gelimi Nevin Hoca dediğimizde zihnimizde sizi diğerlerinden ayıran özelliklerinizle, insanlar içinde belli bir şahsı anlıyoruz. İsim ile müsemma arasındaki ilişkiyi kurmamızı sağlayan şeye de mana diyoruz. Bir örnek vermek gerekirse Kur’an-ı Kerim’de pek çok yerde Yüce Rabbimizin ismi hassı yerine kullanılan Rahman ismi için cahiliye insanı “Rahman da nedir?” demişler. Rahman ismini Rabbimizin ismi olarak tanımamışlar. Bir varlık hakkında ne kadar isim/sıfat bilirseniz onu o kadar iyi tanımış olursunuz. Birini tanımak sıfatlarını tanımak, o sıfatın içeriği ile o kişi arasında irtibatı kurabilmek demektir. Âdem’e isimlerin öğretilmesi de bazı yorumlara göre mana ile isim arasındaki bu ilişkiyi kurabilme, böylece müsemmalara uygun isimleri, yani dili üretme yeteneği verilmesidir.


İSİMLER KEMAL YOLCULUĞUMUZA REHBERLİK EDER
Esmaü’l-Hüsnalar bizim için neden önemli? Gündelik hayatımızda ne işe yarar, neler kazandırır? Tesbih olarak çekilir mi? Tek esmayı mı yoksa hepsini mi çekmek daha iyidir?

Rabbimizin güzel isimleri, yukarıda da değindiğimiz gibi öncelikle bizlere O’nu tanıtarak hakkında yanılmamızı önlemeye, böylece itikadımızı her türlü şirk bulaşığından temizlemeye yardımcı olur. İkinci olarak meşhur hadise dayanarak özellikle sufilerin “tahalluk bi ahlakillah” dedikleri yolla nefis terbiyemize ve kemal yolculuğumuza rehberlik ederler. Yani her bir isim bize gayretimizle mütenasip olarak tecelli eder ve o ismin manasından payımıza düşen tecelli ile ahlakımızı bir üst seviyeye çıkarırız. Bu terbiye sürecinde esma-i Hüsna adeta bize bir müfredat sunar. Tamamının bir denge içinde tecelli etmesi ile ortaya çıkacak insan-ı kâmil olma yolculuğumuzda bize eksiklerimizi gösterir.

Bu iki asıl işlevin yanında belli isimlerin belli maksatlar için belli sayılarda zikrine devam edilmesi tasavvufi terbiyede kullanılagelmiştir. İnsanı disipline eden, hedef belirlemesine ve bir programa uymasına yardım eden bu yönteme, tasavvufi tecrübeye duyduğumuz saygı nedeniyle karşı çıkmayı en azından fevrilik olarak görüyorum. Ehlinden verilen bir reçete ile bir takım istismarcıların çıkar elde etmek üzere Yüce Rabbimizin isimlerini kullanmalarını aynı kefeye koyamayız. Araf Suresinde Rabbimiz açıkça kendisine isimleriyle yalvarmamızı söylemiş ve Efendimiz de dualarında çeşitli isimleri zikrederek yalvarmıştır. Başta Kur’an ve sünnete geçen “me’sur dualar” olmak üzere, bir hacetimiz şiddetlendiğinde “canu gönülden rabbimizin ilgili isimlerini zikretmenin o anda o isimde azamiyet derecesini ortaya çıkarır” demektedir bazı ulemamız. Ayrıca “ismi azam ile dua edenin duası reddedilmez” hadisini de bu zaviyede düşündüğümüzde dualarımızı ilahi isimlerle zenginleştirmenin ilahi dergâhta daha büyük bir karşılık bulacağını düşünebiliriz.

İsmi kullanırken “Abd” eklemek
Esmaü’l-Hüsnalar varlıklara ad olarak konur mu? Bunda gözetmemiz gereken bir ölçü var mı?

Ulema, sadece Yüce Rabbimize mahsus, O’ndan başkası için düşünülmesi yakışık almayan isimleri başına “abd” getirerek kullanmayı tavsiye etmişler. Mesela varlığını devam ettirmek için kendi dışında bir şeye ihtiyaç duymayan anlamındaki “Samed” ismini tek başına değil de “Abdussamed” şeklinde kullanmayı uygun bulmuşlar. Fakat “Rauf”, “Kerim” gibi kullarda da cüz’î olarak bulunan evsafı tanımlayan isimlerde aynı titizliği göstermemişler. Bütün isimler içinde Kur’an’da Rabbimizin ism-i, hassı yerine kullanılan Rahman ismini ise asla tek başına kullanmamışlar. Bu ölçülere dikkat etmek hepimizin borcudur.


Kalple iyileşme için tavsiyeler
Esmalar bir tedavi imkânı olarak kullanılır mı? Tarihte bunun örneklerini görüyor muyuz?

Bu konu benim ilgi alanıma girmiyor. Elimde bir ölçüt olmadığı için kendi adıma bu alanda konuşmayı doğru bulmam. Özellikle sufilerin maddi-manevi hastalık ve sıkıntılar için esma-i hünsadan çeşitli terkipler tavsiye ettiklerini biliyoruz. İnsanın bir sorunla karşılaştığında onu çözmek için doktora, psikologa, tecrübe sahibi insanlara danışmak gibi aklın yoluna ilaveten kalbiyle de iyileşmeyi istemesini ifade eden içine zikir katılmış dualara başvurmalarında bir sakınca görmüyorum. Bunları, olumlu telkinin de ötesinde metafizik dünyanın anahtarları olarak görüyorum. Yeter ki ehlinden öğrenilsin.

#Esmaü’l Hüsna
#Allah
#İsim
3 yıl önce