Metin Şentürk denince çoğumuzun aklına o müthiş Yalnızca Sitem yorumu gelir. 'Doymadım doyamadım sevmelere seni ben/ Kimseyi koyamadım yerine yeniden/ Saymadım sayamadım sensiz geçen yılları/ Ne inkar, ne itiraf bu yalnızca sitem' Daha nice besteyle ve şarkıyla kazındı hafızamıza Şentürk. Bu yıl sanat hayatının 30. yılını kutlayan Metin Şentürk ile evinde röportaj yapmak üzere sözleştik. Çünkü yine çok güzel bir albüm yapmış, Bırakma Beni'yle başlayan müzik yolculuğuna Tek Yürek durağını eklemişti. İçeri girer girmez kocaman yemek masası dikkatimi çekti. Şentürk'e sorduğumda "Burası dergah gibidir. Dostlarım, arkadaşlarım sağ olsunlar ziyaretime gelirler. Bu masanın etrafında fasıl, sohbet akşamları yaparız" dedi.
Evde çok fazla eş dost kabul ederim. Burada dost meclisi kurar fasıllar düzenleriz, sohbet ederiz. Dergah gibidir evim. Dostlarım da burada olmayı çok severler. O yüzden bu kadar büyük bir yemek masamız var. Burası kapısını kapattığımızda bizim küçük cumhuriyetimiz.
Benim telefon numaram bile değişmedi. Her şey başladığı gibi güzel gidiyor. Yaşlarımız değişiyor, bazen fikirlerimiz değişiyor. Ama tabi bütün değişiklikler hep olumlu anlamda. İlk albümde Bırakma Beni dedim sevenler bırakmadı, 19 albümün sonunda da Tek Yürek dedim hala tek yüreğiz.
Bu durumdan rahatsız olmadım. Ama insanların bununla ilgilenerek boşa vakit geçirdiklerini düşündüm. Kendi adıma üzülmedim. Ben insanlar adına boşa zaman harcıyorlar diye üzüldüm. Müzik görmeyle ilgili değil. Çoğu insan şarkı söylerken konsantre olmak için gözlerini kapatır, ben böyle daha çok konsantre oluyorum.
Samimi olmak gerekirse özlemek güzeldir. Ama neyi özleyeceğinizi iyi bilmek lazım. 90'lı yılları özleyebilirim ama artık gerçek şu anki zaman. Oraya dönmek mümkün olmadığı için çok gerçekçi özlem olur mu onu bilmiyorum. Bir de her gün değişen dünyayla beraber değişen fikirler, bakış açıları insanı bugüne alıştırıyor. O günler bir hatıra olarak özlenebilir ama dönmek istediğim günler değil. Yaşadım, tükettim ve bitti. Aslolan bugün. Hayat bir gün o da bugün.
Hayat soyut bir süreç. Siz bu hayatın içine acıları, aşkları, arkadaşlıkları, kazanımları, kayıpları, eşinizi, dostunuzu, ailenizi koyarsınız. Bu bir mutfaktır, içi dolar. Bana göre hayat bir yaşama sanatı değil yönetme sanatıdır. Hayatı yönetebilen iyi yaşar. Hayatı yaşamak için yaşayan asla iyi yaşayamaz çünkü hayat inanılmaz ağır bir şey. Bir ucundan zayıf tuttun mu üstüne yıkılır, belini de bir daha doğrultamazsın. Yaşamak için yönetmek şart.
Kendi yazdığım şarkılarda hangisi olduğum çok belli. Orada karakteristik bir yapım var. Duygusal bir dünya var. O duygusal Metin her zaman yerinde duruyor. Ama benim içimde bir arabesk ruh var mı, var. Türk Sanat Müziği'ne gelince zaten İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı mezunuyum. Açık konuşmak gerekirse biz sanat için sanat yapmak üzere yola çıktık. Ama hayat bizi para için sanat yapmaya dönüştürdü. Bunun için üzüldüğüm çok zaman oldu. İdealistliğime binaen bir şey yapmış olsaydım Türk Sanat Müziği'nden asla sapmazdım. Ama sanat için sanattan, para için sanata dönüştük. Mecburen mevzu böyle oldu.
Yani. Tabi bir şeyi iyi yapmanın yolu artık paradan geçiyor. Benim fabrikam kalbimde, burada üretiyorum. Bunu gerçekleştirmek için de para harcamam gerekiyor. Ortaya koyduğunuz bir şeyi insanlara ulaştırmadığınız zaman size kalıyor.
Müzik adına bugüne kadar bir bayrak taşıdıysak helalinden, samimiyetinden, dürüstlüğünden kaybetmeden taşıdık. Şimdi konuşurken de bu gerçekleri söylememiz lazım. Benim hayatım dört hece üzerine kurulu: samimiyet. Yaşadığın hayatın temelini samimiyetle atarsan o hayat o kadar güçlü olur. Samimiyetin eksik olduğu yerde aşkta, sevgide, işte, dostlukta hep bir yalan vardır.
Siyasiler bir ikilemde kaldığında bunu halka götürmelerini son derece demokratik ve uygun buluyorum. Sonuçlarını da milli irade kazansın gözüyle bakıyorum. Millet ne derse o doğrudur. Bizim milletimize siyasiler her ne kadar pek fazla bir şey bilmiyor gözüyle baksalar da Türk milleti çok şey bildiğini 15 Temmuz'da gösterdi. Siyasetçilere kalsaydık yanmıştık, darbenin altında ezilmiştik. O yüzden kimse bu millete siyasetten anlamıyor demesin. Bizim milletimiz siyasetçilerden daha akıllıdır.