|

Fakirin rüyası: Daha iyi bir hayat

Fransız yönetmen Cédric Kahn son çalışması Daha İyi Bir Hayat ile İstanbul Film Festivali'nden sonra bir kez daha seyirci karşısına çıkıyor. Kapitalizme yönelik eleştiri niteliğindeki film, aynı zamanda bir aile olmanın anlamına da değiniyor.

Naz Emel Koç
00:00 - 1/07/2012 Pazar
Güncelleme: 22:50 - 30/06/2012 Cumartesi
Yeni Şafak
Fakirin rüyası: Daha iyi bir hayat
Fakirin rüyası: Daha iyi bir hayat

Yann iş ararken tanıştığı Nadia ve dokuz yaşındaki oğlu Slimane ile kısa sürede güçlü bir yakınlık kurar. Tesadüfen gördükleri, yol kenarındaki terkedilmiş lokantayı satın alarak kendilerine yeni bir hayat kurmak için adım atarlar. İkili kendilerini bekleyen mutlu günleri düşlerken, aldıkları krediler yüzünden büyük bir borç bataklığının içine düşerler. Onları bekleyen gelecek hayal ettiklerinden çok farklıdır.

Kapitalizmin büyük buluşu krediler, hayatı kolaylaştırıcı bir imkân gibi görünürken dünya ekonomisini nasıl bir felakete sürüklediğini özellikle son on yıl içinde net bir şekilde görmüş olduk. Tüm dünyayı sarsan ekonomik krizin yansımaları, dünyanın farklı coğrafyalarından çıkan pek çok yapımla ortaya konuluyor. Bu yıl İstanbul Film Festivali'nde de gösterilen Daha İyi Bir Hayat, sistemin yırtıcı yüzünü kriz, kapitalizm, ekonomi gibi kavramlara bulaşmadan, küçük insanların kaybetme üzerine öyküsü üzerinden ortaya koyuyor.

Filmde yetimhanede büyümüş esas oğlanla (Yann), üçüncü dünyadan Fransa'ya göç etmiş esas kız (Nadia) hayata bir-sıfır yenik başlayan alt sınıfın birer temsili. Avrupa'nın göçmenlerle ilgili sorunları belirgin hale geleli beri, sinemada göçmen karakterlerin daha belirgin hale geldiğini not düşmüş olalım. İkilinin hafiften arabeske meyleden hikâyesi, alt sınıf insanının daha iyi bir hayat yaşama ihtimaline de oldukça karamsar bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Hatta abartıp, küçük insanları ezme üzerine kurulu sistemde dürüst insanlara yaşama şansı vermeyerek, adaleti zorbalıkla sağlamaya kadar işi götürüyor.

ADALET İÇİN SUÇ

Sistemi eleştirirken adaleti insan elinden sağlama düşüncesi Batı sanatında sıkça karşımıza çıkan bir düşünce. Bu mantığa göre yeri geldiğinde hırsızlık, yeri geldiğinde adam öldürmenin meşru olduğu durumlar olabiliyor. Daha İyi Bir Hayat'ta da bu düşüncenin uzantısıyla karşılaşıyoruz. Yann'ın Slimane'e doğruluk dersi verirken, sonra aynı duruma düşmesi doğruluk kavramına esneklik kazandırıyor, yeri geldiğinde doğruluktan şaşmayı da meşru kılıyor. Yakın zamanda İstanbul Film Festivali'nde görme şansı bulduğum Robert Guédiguian'ın yönettiği Kilimanjaro'nun Karları (Hemingway'in eseri değil, yanlış anlaşılmasın) adlı yapım da, sistemle ilgili benzer bir sorgulamaya giriyordu. Söz konusu filmde sistemin sağlayamadığı adalet yine insan elinden sağlanıyor. Ancak arada çok ince bir fark var; Kilimajero'nun Karları'nda suç cezasız kalmıyor. Bu anlamda Guédiguian'ın filmindeki adalet anlayışının Kahn'ınkinden birkaç boy önde olduğunu, hatta sefillerin varisi olduğunu düşünüyorum.

Daha İyi Bir Hayat'ta senarist sistemle ilgili sorgulamalara girerken bütün suçu düzene atıp, işin içinden çıkmak gibi bir gaflete düşmemiş. Daha iyi çalışılmış bir karakter olan Yann girdiği işlerin sonunu düşünmeyerek, biraz da kendini sisteme kurban ediyor. Olay örgüsü Yann'ın davranışlarını anlamlı kılacak şekilde düzenlenmiş. Mesela karakterin kimsesiz oluşu aile kurma, tutunma ve Slimane'le ilişkisini açıklayabiliyor. Ancak senaryoda konu dağılımında bir denge problemi göze çarpıyor. Olaylar arasında geçişler yeterince akıcı sağlanamadığından filmin konusu yer yer değişiyormuş gibi bir hale bürünüyor. Bazı gereksiz detaylar ise filmin süresinin olduğundan daha uzun hissedilmesine neden oluyor. Öyle ki, filmi birkaç cümlede özetleyen fragmanı seyrettiğinizde bile bunu anlamanız mümkün. Filmin etrafında gezindiği konular ve biraz da anlatım dilinde İngiliz sinemacı Ken Loach sinemasının havası seziliyor. Loach'ın tarzını sevenler Daha İyi Bir Hayat'ta da aradığını bulacaktır.


Une Vie Meilleure

Yönetmen: Cédric Kahn

Senaryo: Catherine Paillé, Cédric Kahn

Tür: Dram

Yapım: Fransa, Kanada

Oyuncular: Guillaume Canet, Leïla Bekhti, Slimane Khettabi


12 yıl önce