|

FETÖ ile mücadele samimiyet ve kararlılık gerektirir

Artık FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) olarak tarihin kayıtlarına geçen terör örgütünün 16 Temmuz 2016’daki kanlı darbe girişimi; Türk milletinin tarihi boyunca uğradığı en hain, en kalleş, en alçak harekettir. Türk milleti, tarihinde hiçbir zaman bu çapta bir ihanete, bu boyutta bir düşmanlığa ve kindarlığa muhatap olmamıştır. Bu hain darbe girişimi milletimizin dillere destan fedakârlık ve kahramanlığı sayesinde önlendiyse de bu ihanetin barındırdığı geniş kapsamlı tehdit kolay kolay bu ülkenin üzerinden kalkmayacaktır. Bilinçli, uzun soluklu ve tavizsiz bir mücadele ile ancak bertaraf edilebilecektir.

Haber Merkezi
02:13 - 19/07/2021 Pazartesi
Güncelleme: 11:53 - 12/08/2021 Perşembe
Yeni Şafak
Cumhurbaşkanı Erdoğan
Cumhurbaşkanı Erdoğan

İSMAİL ÖZCAN - EĞİTİMCİ/YAZAR

Gerek bizim gerekse başka milletlerin tarihinde kriptoluğu, takiyeyi, kurnazlığı FETÖ kadar başaran bir örgüt görülmemiştir. Sınav sorularını çalarak öğrencilerini en iyi okullara sokmak, memuriyet sınav sorularını çalarak kendi elemanlarını devletin kilit mevkilerine yerleştirmek kaç örgütün kurnazlık hanesinde yazılıdır? En baştan itibaren su katılmadık bir “ihanet hareketi” olan bu örgüt onlarca yıl kendisini “hizmet hareketi(!)” olarak sunmaya muvaffak olmuştur. Kendileriyle damardan uyuşmazlığı bulunan kişilerin, liderlerin, partilerin, örgütlerin bile bir şekilde kanına girmeyi başarmıştır. Kanına giremediklerini de nötr halde tutmayı, kendi aleyhlerinde olamayacak şekilde elini, dilini bağlamayı becermiştir.

MAKYAVEL’İ BİLE 10’A KATLARLAR

AK Parti ve onun lideri Tayyip Erdoğan, muhalifleri tarafından hep FETÖ’ye taviz vermekle, onun önünü açmakla suçlanmıştır. Dindar gelenekten gelen, en güçlü manevi referansları din olan AK Parti ve Erdoğan’ın, her türlü sözü ve eylemi dinle ilişkili olan ve görülmedik bir takiye ile yol alan bir harekete en baştan cephe alması, dışlaması sağduyulu, makul bir tutum olabilir miydi? Çünkü AK Partinin ve FETÖ’nün en azından din alanında aralarında bir uyuşma, bir örtüşme, bir asgari müşterek söz konusuydu. AK Parti iktidara geldiğinde 35 yıllık bir geçmişi bulunan FETÖ, iyi yetişmiş ve yeterli bürokratik ve akademik kadroya sahipti. AK Parti ve Tayyip Erdoğan, gizli ajandasında görülmedik bir vatan ve millet ihaneti yatan bu “hizmet hareketi(!)”nin bu kadrolarından da ülke çıkarları için yararlanma yoluna gitmiştir.

Hiçbir liderin, partinin, kurumun; ihanetini bu “hizmet hareketi” kadar ustalıkla gizleyen bir oluşum karşısında bir zaman, bir dönem de olsa aldanmama gibi bir şansı olamaz. Çünkü bu hareket, politikada “Gaye vasıtayı mubah kılar” şeklindeki zalim ve sapkın ilkenin mucidi Makyavel’i dahi on defa sollayacak kadar hile, kumpas, tehdit, iftira ve şantaj kapasitesine sahiptir ve bu kapasite ile kafa kola alamayacağı, kanına girmeyeceği insan, kurum ve örgüt yoktur!

Daha önce Süleyman Demirel de, Bülent Ecevit de, Turgut Özal da, başkaları da bu FETÖ hareketine hoşgörüyle yaklaşma eğiliminde olmuşlardır. AK Parti iktidarının ilk on yılında AK Parti’nin yerine iktidarda AK Parti ideolojisine zıt ideolojide bir parti de olsaydı, FETÖ onun da kanına girer, onu da emellerine alet ederdi. Bu örgüt çoğu kendi icadı olan aldatıcı, göz boyayıcı, iftiracı ve kumpasçı yöntemlerle muhataplarını hizaya getirmekte dünyada bir benzeri daha olmayan bir örgüttür.

ERDOĞAN’DAN BAŞKA HERKESİ AVUÇLARINA ALIRLAR

CNN Türk’ün 14 Temmuz 2021 akşamı söz konusu terör örgütüyle ilgili yayımladığı programda konuklardan biri olan tecrübeli gazeteci Latif Şimşek, bu örgütün 1998 yılında, laik ve Atatürkçü kimliğini herkesin bildiği Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden’i aracı kılarak örgüte bağlı bir heyeti, kendilerine hiç iyi gözle bakmayan bir komutan olan Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’yla görüştürmeyi başardığını söylemiştir. Hiç kimse adam kandırmakta, dolap çevirmekte bunlarla aşık atamaz.

Tayyip Erdoğan bunların niyetlerini anladıktan, ihanetlerini gördükten sonra hiç mırın kırın etmeden kandırıldığını kabul etmiş, Türk milletinden özür dilemiş, özeleştirisini yapmıştır. FETÖ ile şu veya bu şekilde iyi ilişkiler kurup da ihanet ortaya çıktıktan sonra bu kadarını bile yapamayan çok sayıda lider ve bürokrat bulunmaktadır.

15 Temmuz’dan sonra geçen 5 yıl içinde FETÖ hareketi yuvalandığı devlet kadrolarından tam olarak temizlenememiştir. Elemanları kripto olarak orduda, adliyede, emniyette, akademide varlıklarını sürdürmektedir. Neredeyse her gün bu örgüte yönelik operasyonlar yapılmakta, her operasyonda birçok örgüt üyesi gözaltına alınmakta birçoğu da tutuklanmaktadır.

Bunlar Tayyip Erdoğan’ın kendilerine karşı amansız, tavizsiz mücadele verdiğini çok iyi biliyorlar. Bu yüzden en önemli hedefleri AK Parti ve Tayyip Erdoğan iktidarını değiştirmektir. Tayyip Erdoğan gitsin de yerine kim gelirse gelsin diye canhıraş bir çaba içindeler. Çünkü Tayyip Erdoğan’dan başka herkesi daha rahat yönetebileceklerine, öyle veya böyle çarşafa dolayabileceklerine, kaldıkları yerden ihanetlerine devam edebileceklerine inanıyorlar.

Bilinmektedir ki Türkiye’nin politik, ekonomik, toplumsal birçok sorunu bulunmaktadır. Bunların hiçbirisi çözülmez değildir. Fakat PKK ve FETÖ ile mücadelede esaslı bir başarı elde edilmeden söz konusu sorunların hiçbirisine köklü çözüm getirilemez. Hâlbuki Türkiye düşmanı, dış güçlerle derinden iltisaklı bu iki örgütle mücadele konusunda Tayyip Erdoğan’dan başka hiçbir liderin bir planı, vizyonu ve kararlılığı yoktur.

#fetö
#15 temmuz
#Cumhurbaşkanı erdoğan
#mücadele
#kararlılık
3 yıl önce