Dünyanın Yedi Harikası arasında gösterilen ve gezginlerin hayallerini süsleyen Machu Picchu, Peru'da İnka Uygarlığı'ndan kalmış şehirlerden biri. And Dağları'nın zirvesinde, yaklaşık 2400 metre yükseklikte, Urubamba Vadisi üzerine kurulmuş antik bir şehir. Peru sınırları içerisinde yer almakta ve İnka Medeniyetinin eski başkenti Cusco'ya 88 km. uzaklıkta. Bir mimari ve mühendislik harikası sayılmakla birlikte, en önemli özelliği İspanyol istilasına uğramamış olması. 1450'li yıllarda inşa edilen şehir bu sayede yaklaşık 450 yıl saklı kalmış, korunmuş ve günümüze ulaşabilmiş.
Gerçekten şehir o kadar gizli saklı bir noktada yer alıyor ki bulunması pek kolay değil. Günümüzde ziyeretçileri için de ulaşılması çok kolay bir noktada değil aslında. Türkiye'den yola çıktığınız varsayıldığında en az 3 uçak, 1 tren, 1 otobüse ihtiyacınız var. Biz heyelan sebebiyle 1 otobüs yerine 3 otobüs kullanıp, bir miktar da dağ tepe aşmıştık… Ama hepsine değer tabii, nefes kesen bir görüntü…
Yüzyıllarca saklı kalan şehir, 1900'lerin başında keşfedilmiş. Rivayetlere göre bölgeye yakın köylerde yaşan halk zaten şehirden haberdardı. Ancak 1912-1913 yıllarında Amerikalı arkeolog Hiram Bingham şehri bulmuş ( 50 cent karşılığı bir yerlinin yardımıyla şeklinde geçen bir rivayet de var) ve Natinonal Geographic'in nisan 1913 sayısını şehre ithaf edince şehir meşhur olmuş. Bu arada şehri iki yıl önce bulduğu ancak şehirdeki altınları ABD'ye götürmek için zaman kazanmaya çalıştığı da rivayetler arasında.1983 yılında Unesco Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınan şehir, 2007 yılında da Dünyanın Yeni Yedi Harikasından Biri seçildi.
Machu Picchu Güney Amerika'nın en çok turist çeken yerlerinden biri. Ziyaret eden günlük ortalama turist sayısı 2.000 civarında. Unesco bu sayının 800'e düşürülmesini talep ediyor. Aslında bölgenin zarar görmemesi için alınan birçok önlem var. Bunlardan biri de minik bel çantaları dışında çantalarla şehir sokaklarında yürümemek. Fotoğrafçılar için istisnası olmakla birlikte oldukça dikkatliler bu konuda. Şehrin hangi sebeple kurulduğu halen bir muamma olsa da, birçok rivayet var. Bunların üzerinde en çok konuşulanı şehrin asillere ve din adamlarına ev sahipliği yapmış olması. Bir mimarı ve mühendislik harikası olduğunu söylediğimiz bu şehrin, neden bir mimari mühendislik harikası olduğunu öğrenmek isterseniz, fotoğraf altı notlarına göz atmayı unutmayın.
Sislerin ardındaki, bulutların arasındaki hayal ülkeye vardığımızda hepsine değdiğine kanaat getirdik. Çoğu zaman yağmurlu olan Machu Picchu'ya sabah gitmek daha kuru bir havada gezmek açısından önemli. Bir de genç gitmek lazım. Binlerce merdiven inanılmaz bir performansa ihtiyaç hissettiriyor. Neredeyse 4 saat süren inişlerim çıkışlarımdan sonra yorulmadım desem yalan olur. Ama dediğim gibi hepsine değiyor. 'Bulutlara Asılı Gizemli Şehir' dünyanın her yerinden bu kadar ziyaretçiyi boşuna ağırlamıyor.
Peru için ciddi bir gelir kaynağı olan Machu Picchu, turistler için de bölgedeki en pahalı yolculuk rotası olarak gözüküyor. Yanılmıyorsam sadece girişler 40 dolardı. Yolculuk da hem zahmetli, hem de maliyetli…
Biz sabahın erken saatlerinde bölgede olmak istediğimizden, bir gün önce Machu Picchu'ya en yakın köy olan Aguas Calientes'e gelip gece orada konakladık. Yola çıktığımız şehirde birkaç gün gezip gördüğümüz Cusco'ydu. Aradaki yolu muhteşem bir trenle aldık. Cusco' dan (aslında Ollantaytambo'dan şehirdeki son köyden) Aguas Calientes'e iki tren şirketi çalışıyor. Perurail ve İncarail… Biz gidişte biriyle dönüşte biriyle yolculuk yaptık ki, unutulmaz yolculuklarım arasında yer alır. Trenin tavanındaki pencereler sayesinde yeri göğü gördük yolculuk boyunca. Gece minicik kasabamızda konakladıktan sonra yaklaşık 8 km uzaklıktaki Machu Picchu için çok erken saatte yola çıktık. Heyelan sebebiyle normalden uzun süren bir yolculukla saklı şehrimize vardık.
Machu Picchu'ya gitmek için tercih edilebilecek yollardan bir tanesi de İnka Trekking Yolu, (İnka Trail) sınırlı sayıda insan tarafından tercih edilen ve izinle gerçekleştirilebilen bir yürüyüş yolu. 2-4 gün deneyimli rehberler eşliğinde gerçekleştirilebiliyor bu yolculuk. Bağımsız ya da kişisel olarak yapılamayan bu trekking için devletten izin almalı ve lisanlı şirketlerden biriyle görüşmelisiniz
Yüzde 60'ı yer altında bulunan kentin temelinde 20 tonluk kayalar, üstünde daha hafif olanlar, onun üstünde daha hafif olan şeklinde bir yapı söz konusu. Hiçbir yapıştırıcı madde kullanılmayan taşlar, simetrik bir şekilde oturtulmuş, vurularak iki taşın birbiriyle uyumlu olması sağlanmış. Yağmur ve depremlerle hafifçe sallanarak bu parçalar oturmuş, kenetlenmişler. Böylece şehir 550 yıl ayakta kalabilmiş, günümüze ulaşabilmiş.
Şu gördüğünüz sisin arkası gizemli şehrimiz. Hala her gün, saklanmaya devam ediyor. Sabahın erken saatlerindekarşılaştığınız sis birkaç saat içinde açılıyor ve şehir size saklı yüzünü gösteriyor.
Ormanlarla kaplı ve tek bir düz arazinin olmadığı, dağların, ırmakların arasında gökyüzünün ortasında kurulan bu şehirde 550 sene öncesinin teknolojisi ile bunları yapmak için inanılmaz bir bilgiye sahip olmak gerekiyor. Bu bilgiye sahip İnkalar yapılarını arazi koşullarına uydurarak şehirlerini inşa etmişler.
Arzu edenler Aguas Calientes'ten yürüyerek de Machu Picchu'ya ulaşabilir. Ne de olsa çok fazla değil 8 km, üstelik izin de gerekmiyor. Açıkçası biz şehrin içinde de saatlerce yüreceğimizi düşünerek o yolu halk otobüsleriyle aldık.
Tarım alanı olarak kullanılan teraslar şehrin en önemli unsurlarından biri. Bu teraslar güneş ışığını emerek, daha sonra bu ışığı gece yansıtarak, topraktaki ürünlerini korumuşlar. Ayrıca bu teraslar yamaçları güçlendirecek şekilde belli açılarla inşa edilmiş ve yamaçları tutmaları sağlanmıştır.
