|

Gönül gözümüzü notalarla açtık

Türkiye'nin ilk empati konseri 'Duy, Görme, Hisset' Yıldız Teknik Üniversitesi'nde gerçekleşti. Görme duyusunun müzik dinleme üzerinde etkisini ortaya çıkaran etkinliğin tek amacı ise gönül gözümüzü notalarla açmaktı.

Yeni Şafak ve
04:00 - 24/04/2016 الأحد
Güncelleme: 02:16 - 24/04/2016 الأحد
Yeni Şafak

Yıldız Teknik Üniversitesi'nin Davutpaşa'daki kampüsünde Türkiye'nin ilk empati konseri 'Duy, Görme, Hisset' ismiyle gerçekleşti. Konser öncesi salona giren herkese birer torba dağıtıldı. Torbanın içinde birkaç kağıt kalem ve bir siyah bant vardı. Kağıtlardan biri konser programı diğeri bir değerlendirme anketi. Hadi anketi anladık ama siyah bantlar neden? Bir süre sonra o bantlarla gözlerimizi kapatmamız gerektiğini anlıyoruz. Konserin bir bölümünü gözümüzde bu bantlar varken ikinci bölümünü de gözlerimiz açıkken dinliyoruz. Türkiye'nin ilk empati konseri olma özelliği taşıyan konserde Aşık Veysel'in ve dünyanın sayılı görme engelli kompozitörlerinden Doç. Dr. Koray Sazlı'nın eserleri icra ediliyor.



HOCAM İLHAM OLDU


Aşık Veysel'in eserlerini Kültür Turizm Bakanlığı İstanbul Türk Halk Müziği Korosu Misafir sanatçısı Mehmet Evren Hacıoğlu, Sazlı'nın piayno eserlerini Ceylan Akbulut, gitar eserlerini de Çağrı Özdemir çaldı. Projeyi hayata geçiren okulun Sanat Yönetimi bölümünde son sınıfta okuyan Meryem Yalçın, "Görme engelli Koray Hocam, bu projeyi hayata geçirmemde en önemli ilham kaynağım oldu. Görmediği halde müthiş eserler besteliyor. Onun başarısını empati yoluyla insanlara anlatmak istedim. Malesef bugün insanlar müziği dinlemek için değil görmek için dinliyorlar. Müzik bir dinleme işidir, dinlemek de sanattır. İnsanlara görmenin bir engel olmadığını engellerle de başarılı olabileceğini göstermek istiyorum" diyor.





BİTİRME PROJESİ


Duy, Görme, Hisset Yalçın'ın bitirme projesinin bir parçası. Hatta tezini tamamen bu proje üzerine de kurabilmeyi düşünüyor. Yalçın projenin amacını şu sözlerle anlatıyor: "Projenin amacı insanların hiçbir şekilde önyargılı olmadan neler başarabileceğini göstermek. İnsanların ortak paydada olmalarını istiyordum ama onlara ankette açık uçlu sorular bıraktım. Bu tarz etkinlikler, sergiler yapılıyor ama bu daha farklı. Müziğe yönelik bir şey. Müziği seçtim çünkü çok fazla görsel nitelikte şeyler yapıyoruz. Biraz daha özel olmasını istedim."



FARKI NET AYIRT EDİYORUM


Konserde besteleri çalınan Doç Dr. Koray Sazlı'yı da orada bulmuşken hem bu projeyi hem de şimdiki çalışmalarını konuşalım istedik. Yalçın'la tanışana kadar Sazlı'nın projeden haberi yokmuş. "Deneyim olarak bu tarz işler yapılıyor ama bu akademik çerçevede yapılan ilk konser" diyen Sazlı, algılama açısından gözlerin kapalı olmasının dinlemeyi ve konsantrasyonu daha kolaylaştırdığını dile getiriyor. 8-9 yaşlarından itibaren görme yetisini kaybetmeye başlayan ve 14 yaşına geldiğinde tamamen kaybeden Sazlı, "İkisi arasındaki farkı çok iyi ayırt edebiliyorum" diyor.



FLÜT ORKESTRASINA ZEYBEK


Sazlı'nın herkese ilham olacak bir başarı hikayesi var. Bilenler bilir ama bilmeyenler kısaca anlatalım: Sazlı görme yetisini kaybetmesine rağmen müzik tutkusundan asla vazgeçmiyor. Konservatuara giriyor ama o enstrüman çalmak değil kompozisyon yapmak istiyor. 1994'te bitirdiği Mimar Sinan Üniversitesi konservatuarının gitar bölümünün ardından Amerika'ya gidiyor. Sazlı, Boston Üniversitesi'nde müzik ve kompozisyon mezunu ve doktorasını vermiş ilk ve tek kişi. Sazlı yakın zamanda Marmara Flüt Orkestrası için bir Zeybek yazmış. Eserin bu yıl içinde veya 2017 yılında çalınacağını söyleyen Sazlı'nın kafasında planladığı daha birçok eser var.



Aşık Veysel'in yaşadığı yıllara gittim


Kosneri dinlemeye gelen öğrencilerden Yasemin Karaca, Sercan Caner, Zeynep Dağdelen ve Bahtiyar Aliyev, "Gözlerimiz kapalıyken daha dikkatli dinledik. Müziği daha net hissettiğimizi söyleyebiliriz. Özellikle Aşık Veysel'in eserlerini dinlerken adeta onun yaşadığı yıllara gittik. Onun yazarken neler hissettiğini anlamaya çalıştık. Sazlı hocamızın eserlerinde de bir miktar aynı duyguyu yaşadık. İronik de olsa gözlerimiz kapalıyken aslında gözlerimiz açılmış gibi hissettik" diyorlar.



Duygusal bir dünyaya girmeye çalıştım


* Sahneye çıkan sanatçılara da bizim gözümüzün kapalı ve açık olmasının performanslarına nasıl yansıdığını soruyoruz. İşte aldığımız cevaplar:


* Çağrı Özdemir: Bunu ben de düşündüm. İkinci performansımda daha iyidim. Gözlerinizin açık olduğunda çalarken belli bir tavır da sergilediğiniz için daha bütünleşebilir oluyorsunuz. Gözler kapalı olduğunda kulaklar daha dikatli dinliyor, biraz daha fazla yargılanıyor gibi hissedebiliyorsunuz. İzleyici kadar müzisyenin de alışması gerekiyor.


* Ceylan Akbulut: İkisinde de çalışımda değişiklikler oldu. Seyircilerin gözü kapalıyken ona göre daha duygusal bir dünyaya girmeye çalıştım. Açıkken de beni, mimiklerimi, jestlerimi, piyano çalarken parmaklarımı göreceklerini düşünerek estetik çalmaya çalıştım. Ama performans olarak ikisi de aynıydı.


* M. Evren Hacıoğlu: Gözlerin açık veya kapalı olmasıyla ilgili değil de ilk seferde konsantrasyon daha iyi oluyor. O sahneye ilk çıkışla alakalı bence.






#Duy
#Görme
#Hisset
٪d سنوات قبل