|

Haftanın filmi / Karanlıklar Ülkesi-2: Evrim / 'Vampir miti'ne yenilikçi bir bakış

Yönetmen Len Wiseman, 2003'deki ilk bölümünü yine kendisinin çektiği “Karanlıklar Ülkesi”nde bu kez serüvenin ve teknolojik gösterilerin çıtasını bir adım daha yükseltirken, ortaya “X-Men” efsanesiyle yarışabilecek nitelikte bir seyirlik çıkmış.

Ali Murat Güven
00:00 - 27/10/2006 Cuma
Güncelleme: 11:53 - 3/02/2021 Çarşamba
Yeni Şafak
Haftanın filmi / Karanlıklar Ülkesi-2: Evrim / 'Vampir miti'ne yenilikçi bir bakış
Haftanın filmi / Karanlıklar Ülkesi-2: Evrim / 'Vampir miti'ne yenilikçi bir bakış
Karanlıklar Ülkesi-2: Evrim

(Underworld-2: Evolution)

2006, ABD yapımı

Yönetmen:
Len Wiseman

Oyuncular:
Kate Beckinsale, Scott Speedman, Tony Curron, Shane Brolly

Süre:
106 dakika

Özel Sınırlamalar:
Amerikan MPAA Kurumu R Sertifikası (İçerdiği yoğun şiddet ve bazı sahnelerdeki cinsellik/çıplaklık nedeniyle, küçüklerin ve bu tür temalardan hoşlanmayanların izlememesi önerilir.)

Uluslararası İzleyici Yargısı:
6.6 / 10 (Kaynak:
sitesi)

Dağıtıcı:
Özen Film
(İmlecinizi yıldızların ve simgelerin üzerine getirdiğinizde, bu işaretlerin anlamlarını okuyabilirsiniz.)

Güzel ve gözüpek vampir savaşçı Selene, hayatı için pazarlık yapabileceği tek kişi olan vampirler kralı Marcus'u fellik fellik aramaktadır. Bir kurt adam-vampir melezi olan Michael da kahramanımıza bu arayışında yardım etmek ister; fakat içindeki kurt adam kanını kontrol edip edemeyeceğini tam olarak bilememektedir. Selene, bu yüzden onun yol arkadaşlığını reddeder. Öte yandan, Kral Marcus ile Selene arasında da su yüzüne çıkmamış bir aşk söz konusudur. Ancak, buna karşın Marcus, konumu gereği yine de Selene'i yok etmeye çalışır. Aralarındaki kıyasıya mücadeleden sonra ortaya çıkacak olan gerçek ise bütün bu yaşananlardan çok daha korkunçtur. Selene'e kendi ailesi bile ihanet etmiştir ve gözüpek kahramanımız bu ihanetin intikamını er geç alacaktır.

BİLDİK ÖYKÜYE "CAZİBELİ HATUN" TAKVİYESİ

Vampirlerle kurt adamlar arasındaki ölümcül mücadelede sıkışıp kalmış vampir savaşçı Selene'nin serüvenleri, üç yıllık bir aradan sonra, hem içerdiği heyecan dozu hem de sergilediği teknolojik cambazlıklar açısından ilkini epeyce aşan yepyeni bir serüvenle sürüyor.

Türün sıkı meraklılarının hemen hatırlayacakları gibi, 2003'deki ilk bölümün öyküsü ve yönetmenliği de yine Len Wiseman'e aitti. Şimdi yine kendisinin kaleminden çıkma bir devam senaryosuyla huzurlarımıza gelen Wiseman, “X-Men” ve “Blade” gibi yakın dönemde gişede kayda değer başarılar elde etmiş benzer sinemasal öykülerden belli ölçüde etkilenmekte birlikte, türettiği bu yeni kadın kahramana yine de bazı özgün renkler katmayı başarmış. Tabiî, bu özgünlük ve başarının ardında, “Karanlıklar Ülkesi”ne ne “X-Men”de ne de “Blade”de olmayan ekstra bir niteliği bilinçli olarak eklemiş olmasının ciddi katkısı var. Şimdiki öykünün kahramanı Selene, gücünü (ve karizmasını) kıvrak savaşçılığı kadar soğuk güzelliğinden de alıyor. En son bir kaç hafta önce “Uzakta Kumanda” adlı hüzünlü komedide izlediğimiz, bütün dünyada teenage erkek izleyiciler arasında ciddi bir hayran kitlesine sahip bulunan alımlı yıldız Kate Beckinsale, Wiseman'ın öyküsünün baş kahramanı olarak gençlerin hem aksiyon tutkusuna hem de hop hop atan kalplerine hitap eden gayet kurnazca bir seçim. Bunun dışında, film, son yıllarda artık alıp başını giden dijital hile teknolojilerinden de bol bol nasibini almakta. Sanat yönetmeninin bilinçli tercihiyle, baştan aşağı soğuk mavi ve puslu bir renk dokusunun egemen olduğu filmde, dijital efektler sayesinde yine en olmazlar oluyor, izleyici yüksek tempolu bir görsel/işitsel gösteri eşliğinde bir serüvenden diğerine sürükleniyor.

Öte yandan, böyle filmleri izlerken, çağdaş vampir filmlerinin, bu türü başlatan o ilk dönem naif örneklerinin yanında, zaman içinde şiddet dozunu ne denli artırdığını da dehşet içinde gözlemlemeden edemiyor insan. Bir zamanlar insanlar Kont Dracula'nın kasvetli şatosunun merdivenlerinde sinsi sinsi gülmesinden bile koltukların altına saklanırken, şimdiki gençlere artık en kanlı kafa-kol kesme sahneleri bile yavan geliyor. Her seferinde daha fazlasını, daha kanlısını istiyor gözler…

Bir sinemasal çabaya ve onun sonucunda ortaya çıkan ürüne objektif ölçülerle yaklaşılması, sağlıklı bir eleştiri için esas teşkil eder. “Karanlıklar Ülkesi: Evrim”e de bu yönüyle bakıldığında, karşımızda son derece şık bir korku-gerilim filmi duruyor. Ancak, öte yandan, 1990'lar ve 2000'lerde sayıları gitgide artan bu kategorideki filmlerin gençlerdeki şiddet eğilimini ve kan görmeye yönelik o tehlikeli bağışıklığı artırdığını vurgulamadan geçmek de vicdana sığmayan bir durum olur.

O yüzden, isminin altına “18 yaşından küçükler; ayrıca kan, şiddet ve -hafif yollu da olsa- cinsellik/çıplaklık izlemekten hoşlanmayanlar kesinlikle uzak dursun” şerhini özenle düşerek, “kendi türünde fena sayılmayacak bir çalışma olmuş” diyoruz.

#Karanlıklar Ülkesi-2: Evrim
18 yıl önce