|

Hapishanede özgürleşmek için yazıyordu

Filistinli Yazar Velid Dakka, 38 yıllık tutukluluğu boyunca üniversite öğrenimini tamamladı, yüksek lisans diplomasını aldı, evlendi, baba oldu ve düşüncelerini anlatan kitaplar kaleme aldı. “Hapishanede özgürleşmek için yazıyorum” diyen Dakka’nın ardında bıraktığı şeylerden biri de tutukluyken yazdığı çocuk kitapları oldu. Nar Yayınları tarafından Türkçe’ye çevrilen ilk çocuk kitabını, “Çocukluk lezzetini yaşayamadan birer yetişkin yaşına gelen herkese” ithaf etti.

Latife Beyza Turgut
04:00 - 21/04/2024 Pazar
Güncelleme: 00:47 - 21/04/2024 Pazar
Yeni Şafak
Velid Dakka
Velid Dakka

Ömrünün yarısından fazlasını tutuklu olarak cezaevinde geçirmiş Filistinli yazar Velid Dakka, geçtiğimiz hafta 8 Nisan günü hayatını kaybetti. Vefatı da 38 yıldır tutuklu bulunduğu, eğitimini tamamladığı, evlendiği, baba olduğu ve kitaplar yazdığı tutukluluk halinde gerçekleşti. Filistin direniş düşüncesinin önde gelen yazarlarından biri olarak hem kendi ülkesinde hem de yurt dışında tanınan bir isim olan Dakka, Türkiye’de yayınlanan çocuk edebiyatı kitapları ile tanınıyordu.

Tutuklu geçen bir ömür

Velid Dakka, 1961’de Filistin kasabası Beqa al-Gharbiya’da dünyaya geldi. 1984 yılında henüz 23 yaşındayken bir İsrail askerinin kaçırılması ve ölümüyle sonuçlanan operasyonun planlanmasına yardımcı olduğu iddia edildi. 25 Mart 1986 tarihinde tutuklandı. İşgal rejimi onu önce müebbet hapse mahkum etti. Sonra cezasını 37 yılla sınırladı. 2018 yılında ise cezasına iki yıl daha ekleyerek 39 yıla çıkardı. Yaşasaydı, 2025’te tahliye olacaktı. Tabi yine İsrail Cezaevleri Yönetimi’nin bir kez daha cezasını uzatma ihtimali yüksekti. Tutukluluğunun ilk yıllarında yarım kalan üniversite öğrenimini tamamladı. Siyasi bilimler dalında yüksek lisans diplomasını aldı. Hapishanedeyken evlendi. Önce eş ardından baba oldu. Ve nihayetinde kötü yaşam koşulları, yeterli beslenememe ve üzüntü sebebiyle tehlikeli bir kanser çeşidi olan omurilik kanserine yakalandı. Başta ailesi, insan hakları kuruluşları ve sağlık kurumları onun serbest bırakılmasını istedi, ancak bu gerçekleşmedi. Tedavi amacıyla şartlı erken tahliyeyi gözden geçiren mahkeme oturumu hep ertelendi. Bir dönem sağlık komplikasyonları nedeniyle Tel Aviv’in güneyindeki Assaf Harofeh Hastanesi’ndeki yoğun bakım ünitesine nakledildi. Sağlığı büyük tehlikede olan Dakka, ne yürüyebiliyor ne de konuşabiliyordu. Sağ akciğerinin büyük bir kısmının çıkarıldığı bir ameliyat geçirdi. Kritik durumuna rağmen, kötü koşullarıyla ünlü Ramle Cezaevi Kliniği’ne yerleştirildi ve ona yalnızca antibiyotik ve bir dizi fizik tedavi seansı verildi.

Cezaevindeyken iki çocuk kitabı kaleme aldı

Yazar, aktivist, entelektüel ve siyasi mahkum olan Dakka, tutukluluğun zor şartlarına rağmen pek çok yayın yaptı. Baba olmasının ardından çocuk edebiyatı da ilgi alanları arasına girdi. Cezaevindeyken iki çocuk kitabı kaleme aldı. 2017 yazında, Gilboa Hapishanesi’nde yazdığı “Zeytinyağının Sırrı” kitabının başına “Hapishanede özgürleşmek için yazıyorum. Olur ki onu da kendimden özgürleştiririm” diye yazmıştı. Kitabını, “Çocukluğunu yaşayabilsin diye Cûd’a, zamanından önce yetişkin birer erkek ve kadına dönüşen bütün çocuklara ve çocukluk lezzetini yaşayamadan birer yetişkin yaşına gelen herkese” ithaf etti. Babası suçsuz yere tutuklanmış binlerce Filistinli çocuğun ortak hikâyesini konu edinen bu roman, hapishanedeki babasını ziyaret etmek için cezaevine nakledilen bir zeytin ağacının içerisine saklanan bir çocuğu anlatıyordu. Dakka’nın felsefi sorgulamalar içeren bu eseri, bir çocuğun hayal dünyası üzerinden işgal karşısındaki irade, kararlılık, bilgi ve hayal gücüyle oluşturulacak çözümlere dikkat çekmeyi amaçlıyordu. Dakka, gençlere yönelik kaleme alınan roman ile 2018 yılı Etisalat Ödülü’nü aldı. Elbette ne bu başarı ne de romanın konusu İsrail’in hiç hoşuna gitmedi. Üstelik bu romanın cezaevi dışına nasıl çıktığı da işgal güçlerini sinirlendiren konulardan biriydi. Avukatı nüshaların izinli bir şekilde çıkarıldığını beyan etse de kabul edilmedi. Dakka’nın cezası bu kez de romanı yüzünden uzatıldı. Ziyaretçi yasağı verildi ve tüm kitaplarına, yazı çalışmalarına el kondu. Bütün güçlüklere rağmen Dakka gençlere seslenmeye devam etti. Çocuklar ve gençler için yazdığı bir diğer kitabı “Kılıçtaki Gizem”i okuyucuyla buluşturmayı başardı. Bu kitabını da “Ömrünün geri kalan yarısını daha mutlu günlere ulaşmak ümidiyle hapishane kapılarında geçiren sevgili eşim ve hayat arkadaşım Sena ve adımı ölümsüzleştiren, hayatımıza özgürlük ve yepyeni bir anlam kazandıran kızımız Milad’a hediyemdir” diyerek ailesine ithaf etti.

Okuyucusunu düşündüren bir yazardı

“Zeytinyağının Sırrı” Ekim 2019’da, “Kılıçtaki Gizem” ise geçtiğimiz Şubat ayında Türkiye’deki okuyucusuna kadar ulaştı. Her iki kitap da Nar Yayınları tarafından Türkçe’ye çevrildi. Nar Yayınları olarak aslında uzun süredir “Filistin Kitaplığı” başlığı altında bir seri oluşturmak istediklerini söyleyen Nar Yayınları sahibi Yayıncı Tayfur Esen, “Serinin dizisine de ‘Uzak Yakın’ diye bir isimlendirme yapmıştım. Arzum Filistin’e dair çocuk edebiyatı, gençlik edebiyatı metinlerini hikâye, roman tarzında Türkçe’ye kazandırmaktı” açıklamasında bulunuyor. Esen, Velid Dakka’nın çocuk edebiyatı kitaplarını Türkçe’ye kazandırma serüvenini şöyle ise anlatıyor: “Her yıl gittiğim Şarika Kitap Fuarı’nda o yıl ödül alanları takip ederim. O yıl ödül alan yayınların içerisinde ‘Zeytinyağı’nın Sırrı’ isimli kitabı gördüm. Kitap, hapishanede yatmakta olan Velid Dakka’nın kaleme aldığı, içerisinde her okuyucuyu düşündüren ve ilk gençlik çağına hitap eden bir romandı. Ben de bu kitabı çevirmek arzu ettim. Aslında çok mahalli bir dile de sahipti kitap. Bütün bunlara rağmen iyi bir çevirmen olarak kitabı çevirdik, yayınladık.” Bir süre sonra bu kitabı yazıp hapishaneden habersiz dışarı çıkardığı için kendisi hakkında bir kovuşturma daha açıldığını ve Dakka’nın ek cezaya tabi tutulduğunu hatırlatan Esen, Dakka’nın yazmaya devam ederek “Zeytinyağı’nın Sırrı” kitabının devamı olan “Kılıçdaki Gizem” kitabını kaleme aldığını ve onu da Türkçe olarak okuyucuya sunduklarını anlatıyor.

Filistin davası ortak bir kesişim noktası

Dakka’nın kaleme aldığı bu ikinci gençlik kitabı ile ilgili olarak, “Okuyanlar kitap içerisinde Filistin’e dair, Filistin’de olanlara dair çok bir şey bulamayabilir” ifadesinde bulunan Esen, “Biz genel genel hatlarıyla okuyucuya güzel ve önemli şeylerin de anlatıldığı kanaatindeyiz. Bu bir edebiyat metni. Buna karşılık Velid Dakika Filistin toprakları içerisinde olsun olmasın Filistinli her bir şahsın Filistin’i dava edinmesi, onu savunması, ona dair gelecek projeleri yapıp özgürlüğe kavuşması için gayret göstermesi fikriyle hareket eden bir isimdi” açıklamasını yapıyor. Velid Dakka’nın daha çok Filistin Kurtuluş Örgütü düşüncesine yakın fikirleri olan bir yazar olarak tanındığını da ifade eden Esen, “Ancak siz de takdir edersiniz ki Filistin Davası bir ortak kesişim noktası. İster Müslüman camianın olsun, isterse farklı düşüncedeki Filistinlilerin olsun. Dolayısıyla biz şu aşamada farklılıkları dikkate almadan Filistin’i öne çıkartan, Filistin’in özgürlüğünü öne çıkartan bu eserlerin Türkçe’ye kazandırılmasını arzu ettik ve yayınladık” diyor ve ekliyor: “Ümit ediyorum Türkiye’deki okuyucular Filistin’in derdini gerçekten çeken, yaşayan bu tür isimlerin kaleme aldığı eserleri okuyarak Filistin davasını daha yakından tanıma fırsatı bulurlar.”

Tutukluluğu vefatından sonra da devam ediyor

Dakka’nın İsrail hapishanelerinde 38 yıldır süren tutukluluğu ve kötü yaşam koşulları içerisinde ilerleyen omurilik kanseri sebebiyle hayatını kaybetmesi Filistin’de yankı uyandırdı. Vefatının ardından kalabalık bir Gazze’ye destek yürüyüşü düzenlendi. Sena Dakka, eşinin vefatından önce yaptığı her konuşmada işgal yönetiminin eşini tıbbi yönden kasıtlı bir ihmale maruz bırakarak yavaş yavaş öldürmeyi hedeflediğini dile getiriyordu. Dakka’nın ailesi gibi Filistin Esirler Cemiyeti Başkanı Kadura Faris de yazarın ölümünden İsrail’i sorumlu tutarak, “Mahkum Velid’in şehit edilmesi, işgal yetkililerinin Filistinlilere mahkumlara karşı uyguladığı tıbbi ihmal politikasının bir sonucudur. Tutuklularımıza yönelik tıbbi ihmal politikası sürekli olmuştur. Ancak Ekim olaylarından sonra durum daha da kötüleşti. Velid’in, tanıdığımız veya bilmediğimiz diğer mahkumların şehit edilmesinden işgal yetkilileri sorumludur” açıklamasını yaptı. İsrail askerleri ise Dakka’nın vefatı sebebiyle Beqa al-Gharbiya’da ailesi ve sevenleri tarafından kurulan taziye çadırına baskın düzenleyerek saldırdı. Ancak yazarın vefatının ardından yaşanan en acı gelişmelerden biri de İsrail yönetiminin Dakka’nın cenazesini ailesine teslim etmeyi reddetmesi oldu. Velid Dakka’nın kardeşi Esat Dakka, işgal yönetiminin Velid’in hayatını kaybetmiş olmasına rağmen onun cenazesini ailesine teslim etmemek suretiyle kendilerini cezalandırdığını ifade etti.



#Filistin
#Velid Dakka
#Nar Yayınları
13 gün önce