|

Hasan Tahsin’le başlayan Zincirin son halkası Cambaz

15 Temmuz hain darbe girişimi gecesinde şehit olan Mustafa Cambaz’ı, kendi adına düzenlenen fotoğraf yarışmasında jüri olan meslektaşları anlattı. Savaş fotoğrafçısı Coşkun Aral, “Yunan askerlerine karşı ilk kurşunu atan Hasan Tahsin’le başlayan zincirin son halkası Mustafa Cambaz kardeşimdi” ifadesini kullandı.

Dilber Dural
00:00 - 17/07/2022 dimanche
Güncelleme: 17:56 - 17/07/2022 dimanche
Yeni Şafak
Mustafa Cambaz
Mustafa Cambaz

Takvim yaprakları 15 Temmuz 2016’yı gösterdiğinde FETÖ, darbe girişiminde bulundu ve o gün tam 251 vatandaşımız şehit oldu. Hain darbe girişiminin üzerindense şimdi tam altı yıl geçti.

Darbe girişimi sırasında şehit olanlardan biri de foto muhabirimiz
’dı. Hain darbe girişimini altıncı yıl dönümünde çalışma arkadaşı Yeni Şafak foto muhabiri Sedat Özkömeç, Anadolu Ajansı görsel haberler yayın yönetmeni Fırat Yurdakul, uluslararası savaş fotoğrafçısı Coşkun Aral ile fotoğraf sanatçısı Süleyman Gündüz 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olan foto muhabir ve kayıt fotoğrafçısı Mustafa Cambaz’ın fotoğrafçılığını anlattı.

Düşlerini objektifiyle gerçeğe dönüştürüyordu

Coşkun Aral
Türkiye Uluslararası
Savaş Fotoğrafçısı
  • Yarım asra yakın süredir gerek ülkemde gerek başka ülkelerde sayısız savaşta, darbede, çatışmada ve kaos ortamında bir foto muhabiri olarak görev aldım. Birkaç kez yaralandım. Onlarca arkadaşımın ölümüne, yaralanmasına tanık oldum. O yüzden mesleğimiz gerçekten bir ateşten gömlek. Dünyada görev uğruna hayatını kaybeden meslektaşlarımızın sayısı bilinmez ancak ülkemizde bu sayı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne göre tam 66 kişi. 15 Temmuz 2016’da darbe kalkışmasıyla öldürülen meslektaşımız Mustafa Cambaz da bu 66 kişinin içinde yer alıyor. 15 Mayıs 1919’da işgalci Yunan askerlerine karşı ilk kurşunu atan Hasan Tahsin’le başlayan zincirin son halkası Mustafa Cambaz kardeşimdi. Kendisi Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesinde Gümülcine’de doğmuş ve büyümüş. Yunan hükümetlerinin baskıcı politikaları nedeniyle 1977’de Türkiye’ye gelmiş, gazetecilik eğitiminin ardından bir foto muhabiri olarak çocukluğundan beri kurduğu bir düşü objektifiyle gerçeğe dönüştürmek için yollara koyulmuş. Mustafa Cambaz, “Türkiye’nin Ulu Camileri” adlı on binlerce fotoğraftan seçilen 700 fotoğrafın yer aldığı muhteşem bir kitabı bizlere miras bırakmıştır. Ardından Ayasofya Camii’nde sergisi açılan şehit meslektaşım, bugün yaşıyor olsaydı acaba ne tür projeler yapardı diye düşünerek, onu saygı ve rahmetle anıyorum.

Türk basın tarihine adını kazıdı

Fırat Yurdakul
Anadolu Ajansı
Görsel Haberler Yayın Yönetmeni
  • Mustafa Cambaz, Türk basın tarihine adını hem yaptığı görsel çalışmalarla, hem de cesaret ve vatan sevgisiyle kazımış çok değerli bir foto muhabiriydi. Meslek hayatı boyunca bir haberci gözüyle binlerce olaya şahitlik etti. Gazetecilik refleksiyle çektiği fotoğraflar, habercilik düsturuyla kayda geçirdiği anlar onun zaten vazifesiydi. Ama Mustafa Cambaz bunlarla yetinmedi. Vatan aşkı, ülkesine, coğrafyasına duyduğu sevgi onu pek çok özel proje üretmeye itti. Bunlardan en bilineni ve önemlisi elbette “Memleketimin ulu camileri” projesiydi. Pek çok projeye de niyetlendiğini ancak şehitlik mertebesine ulaştığı için kısmet olmadığını biliyoruz. Ulu camileri fotoğraflayabilmek için tüm Türkiye’yi gezerek 10 bin kare kayda aldı. Fotoğrafları hem estetik, hem teknik açıdan birer belge değerindeydi. Kendisi bu fotoğrafların bir ulu camide sergilenmesini arzu ediyordu. Maalesef kendisi hayattayken bunu göremedi ve 15 Temmuz darbe girişiminde şehit oldu. Sonrasında hayalini kurduğu albüm de, sergi de sağ olsunlar ilgililerce gerçekleştirildi. Görev yaptığı Yeni Şafak gazetesi tarafından onun adına bu yıl ilki düzenlenen ve gelenekselleşmesini arzu ettiğimiz bir fotoğraf yarışması da var artık. Tüm kıymetli dostlarla beraber benim de jüri üyeliğini yaptığım bu yarışmada ödüle değer bulunan eserlerle Mustafa Cambaz’ın hatırasını yaşatmaya çalışıyoruz. Onun gözüyle bakmaya çalışıyoruz, onun gözüyle değerlendiriyoruz yarışmaya katılan eserleri. Eserlerinin ilelebet yaşaması ve yaşatılması dileğiyle mekanı cennet olsun 15 Temmuz basın şehidimizin.

Aziz hatırasını diri tutmamız lazım

Süleyman Gündüz - Fotoğraf Sanatçısı

Yüzünde eksik olmayan tebessüm ile Mustafa Cambaz bir gönül insanıydı. İç dünyasında neyi yaşıyor olursa olsun tebessümünü bizden eksik etmedi. Onu hep bir akrabamla karıştırdım. Tanış olduktan ve muhabbet eylemeye başladıktan sonra dostum ve arkadaşım oldu. Tarihi mekânların fotoğraflarını çektiğini biliyordum. Dostluğumuza fotoğraf muhabbeti de eklenmişti. Çektiği fotoğrafları beraber değerlendirirdik. Fırsat buldukça İstanbul’un dışına çıkar ve tarihi camilerin detaylı fotoğraflarını çekerdi. Türkiye’deki tarihi camilerin imamları ve müezzinleri ile büyük bir dostluk kurmuştu. Öyle ki onu bir diyanet görevlisi sanmak mümkündü. Genelde fotoğraf dünyasında tarihi mekânlara ilgi özeldir. Ya bir şehrin camilerine veya bir camiye ilgi duyulur ve onun üzerinde bir çalışma yapılır. Örneğin Ara Güler’in Mimar Sinan camileri gibi. Benim bildiğim ilk defa bir ülkenin bütün tarihi camilerine yönelik yapılan çalışma Mustafa Cambaz’ın olmuştur. İster doğal felaketler, isterse insan eliyle ortaya çıkmış olan yıkımlar sonucu birçok tarihi eser yok olma tehdidiyle karşı karşıyadır. Mostar Köprüsü örneğinde olduğu gibi. Bu açıdan bakıldığında Mustafa Cambaz’ın fotoğrafçılığı önemli bir arşiv oluşturma çabasıdır ve değerlidir. Mustafa Cambaz’a ilk fırsatta birlikte fotoğraf çekmeye gideceğime söz vermiştim. 15 Temmuz 2016›da milletin iradesine yapılan saldırıda o, milletten yana tavır alarak sokağa çıktı ve şehitlik unvanını kuşandı. Böylece sözümüzü yerine getiremedik. Şimdi bize düşen görev Şehit Mustafa Cambaz dostumun kaldığı yerden devam etmek, aziz hatırasını diri tutmak ve gelecek kuşaklara emanet bırakmaktır.

Allah ona rahmet etsin güzel bir insandı. O şimdi güzel insanların bulunduğu ebedi vatandadır.

Hem fotoğrafçı hem kültür adamı

Sedat Özkömeç - Yeni Şafak Gazetesi Foto Muhabiri

Mustafa ağabey, bir belge fotoğrafçısıydı, tarihe kayıt düşen. Onunla aynı masayı paylaşmış olmak meslek hayatım için bir gurur kaynağıdır. Çok tutkulu bir foto muhabiriydi. Çıkacağı geziyi günler öncesinden en ince ayrıntısına kadar büyük bir titizlikle planlardı. Her gezi bir macera, ayrı bir heyecandı onun için. Gazeteye döndüğünde çektiği fotoğrafları bize gösterir yaşadığı heyecanı paylaşırdı. Ondaki meslek aşkını fotoğrafın hikâyesini dinlerken hissederdiniz. Özellikle ecdadımız ve bıraktığı eserlere olan hayranlığı çalışmalarının merkezindeydi. Mustafa abi, sadece fotoğraf çekmezdi. Aynı zamanda bir kültür adamıydı. Her hafta Yeni Şafak Pazar eki için röportaj yapar, sayfasının başından ayrılmaz her ayrıntısına müdahale ederdi. Evet şehitler ölmez! Mustafa abimiz de bizim için ölmedi! Masası o kara gecenin akşamında bıraktığı gibi duruyor. Sanki yarın sabah gelecek ve bizi selamlayacakmış gibi. Tıpkı ardında bıraktığı eserlerle adını her zaman yaşatacağı gibi. İyi ki varsın Mustafa abi!

#15 Temmuz
#Mustafa Cambaz
#Coşkun Ara
#Hasan Tahsin
#Fırat Yurdakul
#Süleyman Gündüz
il y a 2 ans