|

Hilye-i Saadet sergisi açıldı

Üsküdar Belediyesi, Nakkaş Tezyini Sanatlar Merkezi’nin destekleriyle Hilye-i Saadet Sergisi’ni sanatseverlerle buluşturdu. Küratörlüğünü Erkan Doğanay’ın yaptığı sergideki hilyelerin süslemesi, nakkaşhane geleneğiyle bezendi. Sergilenen eserlerin birçoğunun tasarımını yapan atölyenin koordinatörü Mamure Öz, hilyenin, bir müzehhibin master eseri olduğunu ifade etti.

Sevda Dursun
04:00 - 18/03/2024 Pazartesi
Güncelleme: 03:37 - 18/03/2024 Pazartesi
Yeni Şafak
Hilye-i Saadet sergisi
Hilye-i Saadet sergisi

Peygamber Efendimiz’in (sav) dış görünüşü, vasıf ve sıfatlarını tasvir eden hilye levhaları, üç yüz yılı aşkın bir zamandır Osmanlılar’a has bir sanat üslubuyla yazılıp bezeniyor. Hilye’nin bulunduğu yere huzur, bereket, saadet getireceği, orayı afetlerden ve yangınlardan koruyacağı ise yaygın bir inanç. Bizzat Peygamber Efendimiz’in hatırası gibi korunup kollanan hilyeler, birçok insanın evini süslemeye günümüzde de devam ediyor. Üsküdar Belediyesi, bu Hilye-i Şeriflerin en güzel örneklerini geçtiğimiz gün sanatseverlerle buluşturdu. Ramazan ayına en çok yakışan sergi Hilye-i Saadet, Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde Nakkaş Tezyini Sanatlar Merkezi destekleriyle hayata geçirildi. Küratörlüğünü Erkan Doğanay’ın üstlendiği sergide toplam 42 eser yer alıyor.

Semih İrteş

SÜHEYL ÜNVER GELENEĞİ

Babası Sabri İrteş’ten devraldığı sanatkârlığı ile eserlerini üretmeye devam eden Semih İrteş, nakkaşhane üslubuyla öğrenci yetiştiriyor. Yaklaşık 10 senelik bir emeğin ürünü olan eserlerin klasik üslupla süslendiğini belirten İrteş, çalışmalarını şu ifadelerle anlattı: “Biz bu konuyla ilgili eğitimlerimizi merhum Süheyl Ünver Hoca’dan aldık. Birçok hattat arkadaşımızdan edindiğimiz yazıları, 16-17. hatta 19. yüzyıl süslemeleriyle oluşturduk. Merkezimizde bu konuyla ilgili hem eğitimler veriyoruz hem de bu tür sanatlarla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Levha süslemelerinin yanı sıra mimari tezyinatla da uğraşıyoruz.”

YÜZDEN FAZLA HİLYE SÜSLEDİM

Sergilenen eserlerin çoğunun tasarımını yapan atölyenin koordinatörü Mamure Öz, geniş bir yelpazede eser ürettiklerini, bu serginin konusu hilye olduğu için sadece bu konuyla ilgili örneklere yer verdiklerini söyledi. Şimdiye kadar yüzden fazla hilye süslediğini belirten Öz, ilk hilye çalışmalarını şu ifadelerle anlattı: “İlk çalışmalarım 80’li yıllardaydı. Hilye çalışırken, çok büyük bir manevi haz duyuyorsunuz. O hilyeye layık bir tezhip yapmayı planlamanız gerektiğinin bilincinde oluyorsunuz. İlk hilyemi başlayıp bitirene kadar kendimi çevreden izole etmiş, çok da heyecanlanmıştım. Annem de o zamanlar hayattaydı ve beni izlerken çok mutlu olurdu. Hilye, bir müzehhibin master eseridir bence. Çünkü hilyeyi yazan hattatlar hiçbir zaman müzehhibin işini kolaylaştırmak üzere yazmaz, kendi iç dünyasının zenginliği ile yazar. Müzehhip de onun yazdığını kendi iç dünyasının zenginliğini yansıtarak ortaya çıkarması gerekir.”

Bu Gül tarifli ruha şifa sergiyi, 5 Mayıs’a kadar görebilirsiniz.

Erkan Doğanay

HEM YAZIYA HEM SÜSLEMEYE DİKKAT ETTİK

Nakkaş Tezyini Sanatlar Merkezi’yle uzun yıllardır bir şey yapmak istediklerini belirten serginin küratörü Erkan Doğanay, “On yıldır üzerinde çalıştıkları hilyeler üzerinden yaptığımız bir seçkiyi Ramazan ayına denk gelmesi nedeniyle de anlamlı olur diye düşündük. Serginin bütününde bir akış hazırladık. Öncelikle Peygamber Efendimiz’in (sav) ismiyle başlıyor, sonra hilyelerle devam ediyor. Sergiyi iki bölümden oluşturduk. Birinci bölüme biraz daha modern hilyeleri koyduk. Diğer bölümde daha klasik tarzda hilyeler oldu. Hem süslemesine hem de yazısının kullanılma biçimine dikkat ederek sergiyi oluşturduk” dedi.



#Aktüel
#Sergi
#Sanat
1 ay önce