|

İcat çıkaran ‘Elektron Terbiyecileri’ işbaşında

“Siber Kahramanlar,” “Temsili Kahraman,” “Soru Küpü Suat,” “Filanca Operasyon” gibi kitaplarla çocukların gönlünde taht kuran Feyza Şahin’in yeni kitabı “Elektron Terbiyecileri” okuyucuyla buluşuyor. Şahin, elektron terbiyeciliğini “aklını icat yapmak için kullanabilen insanın doğaya uyum sağladığı, doğanın kanunlarına tabi olup aynı kanunları harika işler yapmak için kullandığı bir iş” olarak açıklıyor.

04:00 - 19/02/2023 Pazar
Güncelleme: 11:10 - 6/03/2023 Pazartesi
Yeni Şafak
Yazdığı çocuk kitaplarıyla kısa sürede okurların gönlünde taht kuran Feyza Şahin, kitaplarında samimiyetle okurlarına sesleniyor.
Yazdığı çocuk kitaplarıyla kısa sürede okurların gönlünde taht kuran Feyza Şahin, kitaplarında samimiyetle okurlarına sesleniyor.

Yazdığı çocuk kitaplarıyla kısa sürede okurların gönlünde taht kuran Feyza Şahin, kitaplarında samimiyetle okurlarına sesleniyor.


Feyza Şahin her şeyden önce iyi bir okur. Aynı zamanda tercümeler yapıyor. Şimdi ise çocuklar için yazıyor ve kitapları kısa sürede büyük bir ilgi görüyor. Siber Kahramanlar, Temsili Kahraman, Soru Küpü Suat, Filanca Operasyon gibi kitaplarla çocukların gönlünde taht kuran Şahin, şimdi de Elektron Terbiyecileri adlı kitabıyla okurlarını selamlıyor. Feyza Şahin sorularımızı sizler için cevapladı.


-Okurluktan yazarlığa geçişiniz nasıl oldu?

-Aslında yazarlıktan okurluğa geçtim desem daha doğru herhalde. Daha doğrusu hikâye anlatıcılığından okurluğa, oradan yazarlığa. Küçüklüğümden beri kendi kendime hikâyeler uydurup anlattığımı hatırlıyorum. İlk dinleyicim de benden iki buçuk yaş küçük olan kardeşimdi, hep yeni hikâye isterdi. Ya da bir hikâyeyi beğendiyse tekrar tekrar anlattırırdı. Bu hikâye kurmaca işi kırklı yaşlara geldiğimde yazarlığa dönüşmüş oldu.


-Betimlemeyi en çok sevdiğiniz zaman/mekân hangisidir? “Tilkat Gezegeni” fikri nasıl çıktı?

-Yabancı gezegenler kurgulamayı da okumayı da seviyorum. Belki dünyada mümkün olmayan ama orada gayet olağan olan fizik kuralları, uygulamalar, gelenek görenek… Bana kalırsa insanoğlunu evrenin merkezinden çıkartıp diğer canlıların yanına koyan bir zihin egzersizi bu. Betimlemeyi en sevdiğim zaman da tabii ki bir bilim kurgucu olarak gelecek zaman.


-Tilkat Gezegeni en çok hayranlık duyduğum hayvanlardan biri olan ahtapotların toplum olarak yaşayabilecekleri bir gezegen hayali kurarken ortaya çıktı. Son derece akıllı olan ahtapotların dünyada bir medeniyet kuramıyor oluşunun sırrı sosyal canlılar olmamalarında yatıyor. En azından farazî olarak böyle olduğunu söyleyebiliriz. Eğer ahtapotlar bir arada yaşasaydı nasıl bir dünyaları olurdu? Tilkat gezegeni bu sorunun hayli basite indirgenmiş, kurmaca bir cevabı. Gezegenin adı “taklit” kelimesinin tersi. Hem Tilkat’ta bir dünya temsili (ecnebiler simülasyon der) yaptıkları için hem de kendi dünyamıza ışık tutan bir hayalî gezegen olduğu için.


EŞİM ELEKTRONİK MÜHENDİSİ


-Yeni kitabınız “Elektron Terbiyecileri’’ çıktı. Yine çok heyecanlı bir hikâye okuyucularıyla buluşuyor. Daha önce hiç bahsedilmemiş bir konuyu ele aldınız. Bu kitabınızda bizleri ne bekliyor?

-Elektron Terbiyecileri’nin ismiyle başlayayım bu sorunun cevabına. Benim eşim elektronik mühendisi. Arkadaşlarıyla kendi aralarında birbirlerine “Elektron terbiyecisi” diyorlar. Şakayla karışık bir gerçeği ifade eden bu lakap yeni kitap için bana hayli ilham verdi ve onların da müsaadesiyle kitabın adına da yansıdı. Meşhur Kaplumbağa Terbiyecisi tablosunda yavaş olmalarıyla bilinen ve pek de numara öğrenmeye yatkın olmayan kaplumbağaları marifetli küçük köpekler gibi eğitmeye çalışan bir adam görürüz. Elektron denilen parçacık kaplumbağaların aksine akıl almaz derecede hızlıdır ve aslına bakarsanız ona da bir şeyler öğretmek oldukça zordur. Elektronları terbiye etmek elektrik üretmek ve sonra da elektriğin bizim istediğimiz şeyleri yapmasını sağlamaya çalışmak demek oluyor. Fakat elektronlara bir şey yaptırmak için siz onların peşinde koşmak zorundasınız, siz uyum sağlamak zorundasınız. Yani elektronları terbiye ettiğinizi düşünürken aslında onlar sizi terbiye eder. Elektron terbiyeciliği, aklını icat yapmak için kullanabilen insanın doğaya uyum sağladığı, doğanın kanunlarına tabi olup aynı kanunları harika işler yapmak için kullandığı bir iş hâsılı. Kitap bir elektrik santralinde geçtiği ve asıl konu elektrik enerjisini en yüksek verimle kullanabilmekle alakalı olduğu için “Elektron Terbiyecileri” bu hikâyenin doğal ismi olarak gelip kapaktaki yerini buldu.


REKOR BİR HIZ KIRDI


-“Siber Kahramanlar” kitabınız 6 ayda 6 baskı yaptı ve en çok satanlar arasında yer aldı. Bu size ne hissettiriyor? Bu kadar ilgi göreceğini tahmin ediyor muydunuz?

-Siber Kahramanlar aslında hak ettiği ilgiyi görüyor bana kalırsa. Çok ciddiye almamız gerekirken göz ardı ve kulak ardı ettiğimiz mühim meselelere dokunan bir kitap. Yazım süreci de baskıları gibi hızlıydı. Dört-beş ay gibi bir sürede ilhamdan basımı tamamlanmış bir kitaba dönüştü. Bu yayıncılık alanında rekor bir hız. Benim dört-beş yıl önce, hatta daha önce yazdığım fakat hâlâ sıra bekleyen kitaplarım var. Bu olağan süre; bir kitabın ortaya çıkması yıllar sürüyor. Hayal etmeye başlıyorsunuz, kurguluyorsunuz, yazmaya başlıyorsunuz, yazmayı bitiriyorsunuz, sonra kenara koyuyorsunuz, sonra üstünde düşünüyorsunuz, sonra editöryel süreç, tasarımıydı mizanpajıydı... Siber Kahramanlar daha ilk günden hızlıydı. Sanki bir çocuğumdan söz ediyorum değil mi; “Ah teyzesi bu bebekliğinde de böyleydi, hiç yerinde duramazdı!” Öyle hissediyor insan gerçekten. Benim kalemimden çıkmış olsa da Siber Kahramanlar’ı ben sadece kendi kitabım olarak göremiyorum. Yazılmak isteyen ve yazılması istenen bir kitap oldu o başından beri. Dolayısıyla hızla yeni baskıya girmesi ve talep görmesi de beni şaşırtmıyor. Tabii ki çok şükrediyorum, çok seviniyorum, çok heyecanlanıyorum. Allah kendi ellerimizle yaptığımız işleri hepimiz için iki cihanda övünç kaynağı eylesin. Fakat arkasından iftiharla baktığım bu çocuğumun başarısı beklenmedik değil. Hamdolsun.


#Feyza Şahin
#Kitap
#Çocuk
1 yıl önce