|

Kamptan mektup var

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’a yazdığı mektupla uluslararası basında ismini duyuran 18 yaşındaki Abdulaziz Dukhan, Yunanistan’daki kampta kalan mültecilerden birisi. Yazdığı mektup ve hayalleri hakkında konuştuğumuz Dukhan, “Barış için elimizde güllerle devrimi başlattık. O güller şimdilerde silaha dönüşse de içimizdeki yaşam umudu hala devam ediyor” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 5/02/2017 Sunday
Güncelleme: 06:54 - 5/02/2017 Sunday
Yeni Şafak
 Abdulazez Dukhan
Abdulazez Dukhan

Suriye'deki devrimi elimizdeki güllerle uluslararası topluluklardan destek alacağımızı umarak başlattık. Aradan yıllar geçti ve o güller silaha dönüştü” Bu sözler evini terk etmek zorunda kalan 4 milyon mülteciden biri olan 18 yaşındaki Abdulazez Dukhan'ın ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'a yazdığı mektuptan. Geçtiğimiz günlerde internette yayınlanan bu mektupta kamplardaki mültecilerin yaşama inancının hala devam ettiği yazıyor. Kendileri için dünyada artık bir farkındalık oluşturulması gerektiğini kaydeden Abdulazez ise mektubu seçimlerden önce yazmış. Aslında kime yazdığının da pek bir önemi yok. Amacı yalnızca insanların mültecilere bakışını değiştirmek ve hala içinde canlı tuttuğu sevgiyi tüm dünyaya yaymak. Mektubun yaşadıklarını anlatmak için seçtiği bir yol olduğunu söyleyen Dukhan yaklaşık 1 yıldır Yunanistan'daki mülteci kampında ailesiyle kalıyor. Yıllardır ilgilendiği grafik tasarımı Yunanistan'a geldikten sonra fotoğrafla birleştiren Dukhan'ın bir sürü ideali var. Ancak şuan hiçbirini gerçekleştiremiyor. Her şeye rağmen içindeki umudu kaybetmeyen Abdulazez, “Uzun vadeli planlar yapma şansımız yok ama şuan kendimiz için yaptığımız şeyler bizim geleceğimizi oluşturuyor. Dün değil, bugün yaptığım ve yapabileceğim işler benim için önemli” diyor.







BİZİM DE SESİMİZ OLSUN İSTEDİM


Son birkaç yıldır fotoğraf ve grafik tasarımla ilgilendiğini belirten Dukhan, eğitim fırsatını elde eder etmez bu konularla ilgili bölümler okuyup insanların mülteciler hakkındaki düşüncelerini değiştirmek istediğini söylüyor. Mülteci olmanın hiç kolay olmadığını kaydeden Dukhan, şöyle devam ediyor: “Nerede okuyacağımı, önümüzdeki sene nerede olacağımı bilmiyorum. Belki mülteci kampında olurum, belki başka bir ülkede. Kampta olmak ileride yapmak istediğim şeyler hakkında beni çok kısıtlıyor. Ama hala ne yapmak istediğim, ileride yapacaklarım hakkındaki hayallerim canlı. 10 aydır Yunanistan'da sıkışmış durumda bekliyoruz. İlk başka her şey daha zordu. İstediğimiz hiçbir şeyi yapamıyorduk. Özellikle medyanın üzerimizde çok büyük bir baskısı vardı. Çadırlarda bir kaç aile beraber kalıyorduk. Yaşadıklarım beni kampta fotoğraf çekmeye, insanların hikayelerini dinleyip paylaşmaya itti. Çünkü bizim de bir sesimiz olmasını istedim. İçerde hiçbir şey medyanın ya da siyasilerin anlattığı gibi değil. Çektiğim kareler sayesinde etrafımızda neler olup bittiğini insanlara gösterebiliyorum.”



DÜN GEÇTİ GEÇMİŞ İSE ÇOKTAN GİTTİ


Kamplarda pek çok gönüllü faaliyete katıldığını söyleyen Dukhan, “Bir şeyler yapmak adına gönüllü olarak çalışıyorum. Bu faaliyetler için 10 farklı grupla birlikte çalışıyoruz. Bazen İngilizce öğretiyorum, bazen çevirmenlik yapıyorum. Kimi zaman da kendi aramızda oluşturduğumuz gruplarla düzgün bir evi olmayan mültecilere yardım ediyoruz. İhtiyaç duyulan her yerde olmaya çalışıyorum. Çünkü önemli olan hiçbir şey yapmadan oturmamak. Uzun vadeli planlar yapma şansımız yok ama şuan kendimiz için yaptığımız şeyler bizim geleceğimizi oluşturuyor. Dün değil, bugün yaptığım ve yapabileceğim şeyler benim için önemli. Dün geçti, geçmiş ise çoktan gitti" ifadelerini kullanıyor.







İnsanların ruhu ölüyor


Abdulazez, 'Sevgili Donald' sözleriyle başladığı mektubuna şöyle devam ediyor: “İsmim Abdulazez Dukhan. 18 yaşındayım. Suriye'yi terk etmek zorunda kalan 4 milyon insandan yalnızca biriyim. Arkamızda kalplerimizi ve kaybettiğimiz insanları bıraktık. Devrim başladıktan 4 yıl sonra ailemle Suriye'yi terk ettim. Kimse ayrılmak istemiyordu. Ama tanklara karşı ne yapabilirdik? Gökten ölüm yağarken ne yapabilirdik?



Devrime elimizde tuttuğumuz güller ile uluslararası toplulukların desteğini umarak başladık. Yıllar geçti. Güller silaha dönüştü, yardım için umudumuz devam ediyor. Ama ne güller ne de umut artık bize yardım etmiyor. Buna rağmen inancımız


bizi ayakta tuttu ve tutmaya da devam ediyor.



Mülteci kampında yaşamanın en zor kısmı toplumdan dışlanmış olmak. İnsanlar etrafımıza duvarlar inşa ediyor ve o duvarların etrafına ülkeler yeni duvarlar örüyor. İnsanların hayallerinin bedenlerinden önce öldüğüne şahitlik ettim. Bu insanların ruhunu da öldürüyor. Hala inancı olan bizlerin önüne artık duvarlar örmeyin.”







Mültecilerin gözünden hayat hikayeleri


Abdulaziz çektiği fotoğraflarla da mültecilerin sesi oluyor. Sosyal medya hesapları üzerinden başlattığı 'Mültecinin Gözünden' isimli projesiyle kampın içinden hikayeler paylaşıyor. Dukhan, “İşlerin nasıl olduğunu bizim gözümüzden anlatmak için bu projeye başladım. Çünkü durum dışardan bakıldığından çok farklı. Bir yıl içinde nerdeyse 20 farklı mülteci kampı dolaştım. Kamplardan topladığım hikayeleri yazıp insanlarla paylaşıyorum. Bu şekilde yardıma ihtiyacı olanların yaşadıklarına dikkat çekebiliyorum” diyor.








#ABD
#Donald Trump
#Suriye
#Mülteciler
7 years ago