|

Keder ve Mutluluk ya da uç noktalarımız

Avustralyalı yazar Meg Mason’ın Orijinal adı Sorrow and Bliss olan romanı Türkçeye Keder ve Mutluluk olarak çevrildi. Yazar, romanda mutluluğun kapısını kederden geçerek çalmayı öğrenen Martha merkezinde evliliğe, aileye, sevgiye, depresyonun insanın hayatındaki yıpratıcı etkisine odaklanıyor.

04:00 - 16/05/2023 Salı
Güncelleme: 03:53 - 16/05/2023 Salı
Yeni Şafak
Keder ve Mutluluk / Meg Mason /Ter. Seda Sevinç
Keder ve Mutluluk / Meg Mason /Ter. Seda Sevinç
EMİNE ŞİMŞEK

İnsan ne zaman hayatına dönüp bir bakar?

Hayatına yani gözyaşlarına, mutluluklarına, yorgunluklarına, aşklarına, düşmelerine, kalkmalarına… Her şey yolunda giderken insanın aklına o zamana kadar yaşadıkları gelmez ama büyük bir kırılma, derin bir boşluk, ağır bir yara insanı hep geçmişe götürür. Geçmişe, çocukluğuna, doğup büyüdüğü o eve, annesine, babasına, akşam yemeği masasına, sabah telaşesine… Bazen her şeyin başladığı o güne götürür insanı sorunlar. Tıpkı Meg Mason’ın Keder ve Mutluluk isimli romanının başkişisi Martha’nın kocası Patrick’le yaşadıkları büyük sorunlarla evliliklerinin bitme noktasına geldiği anda geçmişe dönüşü gibi. Hayatına dönüp bir bakışı gibi.

İÇİNDEKİ MUTSUZLUK

Avustralyalı yazar Meg Mason’ın Orijinal adı Sorrow and Bliss olan romanı Türkçeye Keder ve Mutluluk olarak çevrildi. Yazar, romanda mutluluğun kapısını kederden geçerek çalmayı öğrenen Martha merkezinde evliliğe, aileye, sevgiye, depresyonun insanın hayatındaki yıpratıcı etkisine odaklanıyor.

Herkes tarafından Patrick gibi ince düşünceli, hassas ruhlu bir adamla evli olmanın büyük bir şans olarak görülmesine rağmen Martha evliliğinde mutluluğu bir türlü yakalayamamış bir kadın. Daha doğrusu mutlu olmak gibi isteğinin olduğu da söylenemez. Hatta ıstıraba, acıya, kedere, sıkıntıya daha da yatkın olduğu çok açık. Ne var ki kocası bir çözüm yolu bulmak için ona “Mutsuz görünüyorsun Martha.” dediğinde dahi öfkesini kontrol edemeyecek kadar deliliğe yatkın oluşu evliliklerini günden güne bir çıkmaza sürüklüyor. Evet deliliğe yatkın, bunu kendi söylüyor. Aslı ise içinde onu sürekli hüzne, kedere, öfkeye, kızgınlığa çağıran bir boşluğun olması. Oysa dışardan her şey ne kadar da güzel görünüyor.

ORTAK YANLARI ÇOCUKLUK ANILARI

Onların en önemli ortak yanları çocukluk hatıralarıydı. Martha’nın ifadesiyle, “Patrick ve ben, birbirimizin çocukluklarının bir parçasıydık. Yeni çiftlerin yaptığı gibi birbirimize geçmişlerimizi anlatmak zorunda kalmadık. Aksine ortak geçmişimiz zaman içinde bir rekabete dönüştü: Kiminki daha kötüydü?” Ondan belki de Martha, kocasının sanki geçmişten beri oralarda bir yerlerde olduğunu söyleyip onu evlerindeki bir kanepeden farksız buluyordu. Ancak bu ortak geçmiş ikisinde de farklı karşılıklar bulmuş olmalıydı. Kocası kendi dünyasında gayet mutlu yaşarken Martha’nın içinde onu hiç rahat bırakmayan bir duygu vardı. O duyguyu anlamak, kırılan, dağılan yanlarını toplamak için bir uzman desteğine ihtiyaç duymuşunu şöyle ifade eder, “Psikoloğa gitmeye başladım çünkü sorun Londra değildi. Üzgün ve mutsuz olmak tıpkı komik bir yemek köşesi kaleme almak gibi her yerde yapabileceğim bir şeydi.”

GERÇEK SEVGİ NEYDİ?

İnsanın en derin duygusal ihtiyacıdır sevgi. Ondandır hayatın koşturmacasından, bütün yorgunluklardan sevdiklerine sığınması. Ancak hayatında bazen öyle sıkıntılı zamanlar olur ki insan sevdiklerinden bile kaçar. Kendi içinde kırık, parçalanmış hisseden birisi için belki de bir çözümdür bu onları da bu sürece dâhil etmemek. Ne var ki sevgi onarır, iyileştirir, korur, kollar, hoşgörüyle sarar.

Meg Mason, Martha’nın üzerinden kendi iç dünyasına kapanmış, depresyonda olan bir insanın o süreçte yaşadıklarını ve sürecin en yakınındakiler üzerindeki etkisini net bir biçimde ortaya koyuyor. Depresyon sadece onu yaşayan kişiyi değil, kişinin sevdiklerinin de hayatını etkiliyor. Gerçek sevgi tam o anda şefkatli ellerini uzatıyor insana. Kişinin kendine dahi tahammül edemediği o zaman gerçek sevgi onu yalnız bırakmaz.

Martha’nın dediği gibi, “Katlanılmaz oldum ama hiç sevgisiz kalmadım. Yalnız hissettim ama hiç yalnız kalmadım ve yaptığım affedilmez şeyler için de affedildim.” Gerçek sevgi, koşulsuz şartsız sevdiğin kişinin yanında olmaktır. Sadece onu iyi zamanlarında değil her durumda desteklemektir. Hatta depresyon gibi yıpratıcı bir ruhsal rahatsızlık yaşarken insan ve en çok sevdiklerine zarar verirken onu bir başınalığa bırakmamaktır. Gerçek sevgi anlamaktır. Onun o zararı neden verdiğini görebilecek kadar ferasetli olup hayatta destek olmaktır.

ÖDÜLLÜ ROMAN

Yeni Zelanda’da doğan Avustralyalı yazar Meg Mason, kariyerine Financial Times’ta başladı. Araştırmaları ve köşe yazıları ile The Sunday Times, The Sydney Morning Herald ve The Sunday Telegraph’ta yer aldı. The Times, Vogue, ELLE, Marie Claire, The Sunday Telegraph ve The New Yorker gibi dergilerde yazdı.

Türkçeye Seda Sevinç tarafından çevrilen ve Timaş Yayınları’ndan çıkan Keder ve Mutluluk, Meg Mason‘ın üçüncü kitabı. Yazarın önceki kitapları Say It Again in a Nice Voice ve You Be Mother isimlerini taşıyor. Roman, yazarın Türkçeye çevrilmiş ilk kitabı olma özelliğini taşıyor.

Roman, 2022 yılında kurmaca dalında British Book Award’a layık görüldü. Aynı zamanda 2020 New Zealand Book Award ile 2021 Australian Book Industry Awards adayları arasında gösterildi. Keder ve Mutluluk ile 2022 Women’s Prize for Fiction finalistleri arasında yer aldı.

Yazar, özellikle ödüllü son romanından sonra daha çok geniş kitleye ulaşacak gibi görünüyor.

#Edebiyat
#Kitap
#Eser
#yazar
#Aktüel
1 yıl önce