|

Kulak ver, mürekkebin sesine

Latin Amerikalı dünyaca ünlü yedi yazarla yapılmış söyleşi kitabı Türk okurlarıyla "Yedi Ses" adıyla buluştu. Yalnızca yaşama, dünyaya, insanlığa, edebiyata, dönemin edebi tartışmalarına değil, sosyalizme, kapitalizme ve dönemin siyasal olaylarına dair yedi ayrı bakışın yer aldığı kitap, her bir kelimesini dinlemek isteyeceğiniz bir edebiyat şöleni.

00:00 - 15/08/2022 Pazartesi
Güncelleme: 15:51 - 15/08/2022 Pazartesi
Yeni Şafak
 Yedi Ses: Latin Amerikalı Yedi Yazarla Söyleşiler Rita Guilbert Çev: Celal Üster Can Yayınları Aralık 2021 560 sayfa
Yedi Ses: Latin Amerikalı Yedi Yazarla Söyleşiler Rita Guilbert Çev: Celal Üster Can Yayınları Aralık 2021 560 sayfa
SİNAN ULAKCI

Ben bir yazarım, bir yazın türü değil. [Carlos Fuentes Macías] Edebî türlerin kapsamı şair, romancı, öykücü gibi nitelemenin alanlarını belirlediği için de dikkate alınmıştır. Âdemoğlu, ne yazıldığını anlama yolunun en kestirme ve güvenilir ayrımı olarak da çok zaman, kendini bu sapağa vurmuştur. Bu minval üzere yolun uzunluğuna ya da yolcunun takatine değil, eve dönmenin hesabına kesilmiş bir tanımlamadır. Dahası yazanın elinin başka sayfaya kayması hele de yeni bir deftere başlaması [Maddi karşılığından ziyade yazıldığı vakit artık ne kâğıt ne de kitap olması hasebiyle, başkaca yazılan eşya ve aletlere karşın defter.] pek hoş görülmez. Cahit Zarifoğlu şah bir günceye, Orhan Pamuk kıratı yüksek deneme mürekkebine sahip olduğu gibi şiire ulaştırdığı metinleri ile İlhan Berk, yazma ağını ördüğü için Enis Batur, zekâsı nesrin satırından taşan Cemal Süreya, ferasetini poetik olandan aşıran Sezai Karakoç gözleri kamaşan okurdan nasibini almıştır: gözlerin kısılması…

Yine de listenin boşluğa uğurlanan ışık kadar uzayabilmesi, evrensel yazına ölçekle payın paydaya çok düşük olduğunu değiştirmeyecek; Türk yazınının neçe başka ya da aidiyeti olmadığı kamu tarafından bildirilen türlerde yüzenlerin elbette boğulacağı vesvesesi, okurun yüzünden okunacaktır. Okurun gözünden düşülmesin: Nesir şairin, öykü romancının, roman ressamın, film müzisyenin, müzik öykücünün yazılmamış décadentlığıdır. Tasavvurun sınırı ölçüyü de ölçeklendirir. Fahriye Abla ile Dıranas, İnce Memed ile Yaşar Kemal, Üvercinka ile Cemal Süreya ve hatta Nobel ile Orhan Pamuk; mercek ile okunur kılınmıştır.

Söyleşi; gerek türünün örneği görülmemesi gerekse yazarın niyetinin okunması kavlinden, yazan kişinin bir başka türde eylenmesi kabulü ile tahammül sınırındadır. Okuru cezbeden, merakın diri entelektüel hazzın ölü postunda olduğu bu sahnenin şikârıdır.

Çok zaman, kendi ülke edebiyatlarında, ilacın zehre çaldığı dozda dillerde dolaşan edebî/yazın söyleşileri; yazarı ve edebiyatını, yazını ve dönemini çerçeveye oturtan paragrafların göz alıcı vesikalıktan fark edilememiş ya da mazrufun ütopyasına uğurlanmıştır. ‘Bir başka ülkeye’ yazılı söyleşilerin ise ilgili madde hükmünde, şeyh beyanında, manifesto habercisi, biyografi ve monografi derkenarı okunagelmiştir. Zar atıldığı da gül atıldığı da olmuştur, daha ne olsun.

Usta çevirmen Celâl Üster’in elli yıllık kütüphane konaklığında Türkçe vatandaşlık alan Yedi Ses, bu gürültünün boşluğunda ses etti. Derleme, Juan Rulfo, Carlos Fuentes, Mario Vargas Llosa gibi olmayanları ile sınırlandırılan değil, Latin Amerika üzere hiza yoklayan 7 nota. Belki de Rita Guibert kendi gam’lı müziği için 7 nota’sını seçmiş, okura bittikten sonra akılda kalanın dinlemesini salık vermiştir.

Çok sesli bir coğrafya olduğu muhakkak; siyasadan folklora, us vermiş yazından dünya edebiyatının deltasında buluşan mürekkebe çağlamış. Octavio Paz’ın kurduğu tasavvur, Jorge Luis Borges’in inşâ ettiği edebî muhayyile, Pablo Neruda’nın yatağını derinleştirdiği şiir şüphesiz dünya edebiyatına dilinmiştir. Dahası edebiyatın evrensel kütüphanesinin dengesini koruyan çekül sayılmalı, tuğla sayısınca.

Yedi Ses okunmalı, Ey okur, tıknefes olmamalı.

#Carlos Fuentes Macías
2 yıl önce