|

Kutsallaştırılan tüketim bizi bozar

Alışveriş çılgınlığına dönüşen 'Kara Cuma'dan geriye tepkiler kaldı. Mübarek Cuma’nın kara sıfatıyla anılmasını istemeyen esnaf, Ak Cuma, Hayırlı Cuma etkinlikleri düzenledi. Noel etkinliği olan Kara Cuma’yı ‘tüketim ayini’ olarak tanımlayan Prof. Dr. Erol Göka, “Günümüzde tüketim kutsallaşırken, kutsal olan tüketime dönüşüyor. Ne yazık ki biz de bu tüketim ayinine ortak olduk” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 3/12/2017 Pazar
Güncelleme: 06:36 - 2/12/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
​Türkiye Kara Cuma’yı sevmedi. Kara Cuma’ya karşılık Tokat’tan ‘Ak Cuma’, Sinop’tan ‘Kara Pazar’, Urfa’dan ‘Hayırlı Cuma’ kampanyaları başlatıldı.
​Türkiye Kara Cuma’yı sevmedi. Kara Cuma’ya karşılık Tokat’tan ‘Ak Cuma’, Sinop’tan ‘Kara Pazar’, Urfa’dan ‘Hayırlı Cuma’ kampanyaları başlatıldı.

Türkiye Kara Cuma’yı sevmedi. Kara Cuma’ya karşılık Tokat’tan ‘Ak Cuma’, Sinop’tan ‘Kara Pazar’, Urfa’dan ‘Hayırlı Cuma’ kampanyaları başlatıldı. Vatandaşların AVM esnafına tepkileri kameralara yansıdı. 1932'de ABD’de başlayan Kara Cuma (Black Friday) festivalinde satıcılar büyük indirimler yaparken Noel’in gelişi de kutlanmış oluyor. Bugüne kara denmesinin nedeni kimine göre mağaza kapıları hava aydınlanmadan açıldığı için kimine göreyse indirim sonrası yaşanan izdihamda hayatını kaybedenlerin olması. Ne olursa olsun mübarek Cuma’yı kara sıfatıyla anmak istemeyen Müslümanlar sosyal medya başta olmak üzere bugüne sahip çıktılar ve tepkilerin dozu yer yer aşırıya kaçtı. Biz de tepkilerin boyutlarını ilahiyat, bankacılık, psikiyatri alanından uzman isimlerle konuştuk. Psikiyatr ve yazar Prof. Dr. Erol Göka Kara Cuma etkinliği için en uygun tanımın ‘tüketim ayini’ olduğunu belirtirken Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İhsan Toker ise Kara Cuma’ya olan tepkinin Batı ile aramızda oluşan güvensizliğin bir parçası olduğunu dile getiriyor.


TÜKETİM KUTSALLAŞTIRILIYOR

Psikiyatr ve yazar Prof. Dr. Erol Göka, tüketim olgusunun modern hayatın her alanına sirayet ettiğini söyleyerek pek çok şeyin piyasa şartlarına göre endekslendiğini söylüyor. Küresel tüketim kalıplarının yönlendirdiği günümüz dünyasında dini değerlerin bile bu durumdan etkilendiğini ifade eden Göka, “Aralarındaki doku farklılığına rağmen tüketim değerleri ve dini değerler aynı toplum içerisinde yaşıyor. Böyle bir ortamda bir yandan tüketim neredeyse kutsallaşırken bir yandan da kutsal olan tüketime dönüşüyor. Tüketimin kutsallaşmasından kastım tüketim etkinliklerine ve araçlarına çok yüksek bir önem atfedilmesi, insanlara büyülü bir atmosferde hizmet sunulması" diyerek devam ediyor: "Geçtiğimiz hafta gerçekleşen Black Friday (Kara Cuma) adının seçilmesinde İslam karşıtı dürtünün olduğunu düşünüyorum. Noel kutlamalarına dek süren alışverişlerde bir tür bayram indirimi günü olarak şekillenen Black Friday, ABD’den tüm dünyaya hızla yayılıyor.”


SAHTE TATMİN YAŞATIYOR

Black Friday günü için en uygun tanımlamanın ‘tüketim ayini’ olduğunu ifade eden Göka, “Kapitalizm, kendi bağlılar topluluğunu oluşturan tüketicilerine, ‘indirim’ merkezli bir ayin yaptırıyor. Satıcı da alıcı da bu ayinden sonra katartik bir sahte tatmin yaşadığını sanıyor, tüketim inancına daha da bağlanıyor. Bu tatmin sözü oldukça önemli. Çünkü uzmanlar alışverişten duyulan hazzın bir bağımlılık olup olmadığını ciddi ciddi tartışıyorlar. Nobel Ekonomi ödüllerinden biri, tüketici davranışını araştıran bir iktisatçıya veriliyor. Tüketim inancının bağlıları, öylesine bu sahte tatminle şartlanmış duruma giriyorlar ki, bu ayin gününün dışındaki zamanlarda ürünlerin niye bu kadar pahalı satıldığını aklına bile getiremiyor. Black Friday tatmini yüzünden toplum, birey ve satıcıyken ‘alan memnun satan memnun’ haline dönüşüyor” diye konuşuyor.


AHİLİK KÜLTÜRÜNDEN KAPİTALİZME

İstinye Üniversitesi Bankacılık Bölümü Öğretim Üyesi Yücel Kamar, Kara Cuma ve benzeri tüketim çıngınlıklarının artık dünyanın diğer ülkelerinde de görülmeye başlandığını ifade ederek “Çin’de 'Bekarlar Günü' adı verilen günde ‘Alibaba’ isimli internet alışveriş sitesinin tek başına 25 milyar dolar tutarında satış yapmış olması da dikkat çekici. Ülkemizde de özellikle 2000’lı yıllardan itibaren aslında milletimizin kültürel geçmişinde pek de yeri olmayan ‘sevgililer günü’, ‘yılbaşı’, ‘anneler / babalar günü’ vb. günler parlatılarak Kara Cuma’ya nazaran çok daha küçük çaplı da olsa bir ‘kitlesel tüketim kültürü’ oluşturuldu. Bireyden çok topluma önem veren, ‘ne kadar ve nasıl olursa olsun tüket’ mottosundan ziyade ‘’ihtiyacın kadarını tüket’’ felsefesine dayanan, tüketimden arta kalan gelirini zekat ve sadaka olarak vakıf gibi kurumlar vasıtasıyla toplumun düşük gelirli kesimleri ile paylaşmaya çalışan, ahilikten beslenen, ‘milli’ ve ‘dini’’ değerlerimize dayalı tarihi kültürümüz, maalesef iktisadi açıdan da kapitalist toplumların kültürlerine benzemeye başladı” ifadelerini kullanıyor.


BATIYA OLAN ÖFKEMİZİN BİR YANSIMASI

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Toker, Kara Cuma’ya gösterilen tepkilerin Batı ile aramızda oluşan güvensizliğin bir sonucu olarak ortaya çıktığını söylüyor. Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimizin kötü olması ve Avrupa’nın birtakım örgütlere yardım etmesinin kamuoyunda ani patlamalara neden olduğunu dile getiren Toker, “Kapitalist sistemin bir parçası olan bu konunun sadece dinle bağdaştırılmasının asıl nedeni Cuma simgesinin kullanılması. Günümüzde bu tarz konularda genellikle simgeler kullanılıyor. Kara Cuma da bundan nasibini aldı. İnsanlar ortalama bir dindarlığa sahip olsalar bile bu tür simgesel durumlarda aşırı bir hassasiyet göstermeye başladı. Biz de 'kara' olumsuzluğun işaretidir. Bundan dolayı Müslümanlarda bir alınganlık ortaya çıktı” şeklinde konuşuyor.

Sekülerizm ile dini bir arada yaşamanın birtakım sorunlara yol açtığını ifade eden Toker, “ Ne sekülerlikten vazgeçiyoruz ne de dinden. Eskiden sekülerizm ve din birbiriyle bu kadar iç içe değildi. Kapitalist sistem içinde yaşadığımız için yerel ve milli reflekslerimiz gerilime sebep oluyor. Bu bir etki tepki meselesi. Olaylar düşmanca değerlendirildiği zaman tepkiler de buna paralel olarak çok şiddetli oluyor. Bundan birkaç yıl önce bu tarz olaylara bu şekilde tepki verilmiyordu. Kara Cuma, Batı ile ilişkilerin kötü olduğu bir dönemde adeta bir katalizör görevi gördü ve ani tepkiler Müslümanların bir refleksi haline geldi. Bu nedenle sokak protestolarını ve slogan ifadeleri sıkça duyar olduk” diyor.


İhtiraslarımız ihtiyaca dönüştü

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Mehmet Erdoğan, Kara Cuma olayının Batı’ya karşı hayranlığımızın bir tezahürü olduğunu söyleyerek “Eskiden Batı ile aramızda mesafeler vardı, iktisadi alanda pek fazla gelişmediğimiz için her şeyden bu kadar etkilenmiyorduk. Şimdi para bizim de elimize geçti ve bu parayı çılgınca alışveriş yaparak kullanıyoruz. Üstelik sadece Cuma günleri değil. İnsanlar ihtiyaçları olsun veya olmasın alışverişten büyük hazlar almaya başladı ve ihtiraslarımız ihtiyaç haline geline geldi. Bugün bize ihtiyaç diye onaylatılan herşeyin aslında ihtiraslarımız olduğunu fark etmeyerek akıntıya doğru kürek çekmeye başladık” diyor. Günümüzde açlıktan ölenlerin sayısını milyonlarla ifade ettiğimizi belirteren Erdoğan, "Bu tablodan hepimiz sorumluyuz. Gemi su almaya devam ederse hepimiz batacağız. Müslümanlar olarak sorumlu davranıp bu çılgın tüketim furyasına olabiliğince karşı koymalıyız” ifadelerini kullanıyor.

#Black Friday
#Kara Cuma
#Alışveriş
6 yıl önce