|

Meşher’in kapısı seramikle açıldı

On yıldır ARTER’e ev sahipliği yapan tarihi Meymenet Han, “Meşher” adıyla yepyeni bir sanat kuru mu olarak karşımızda. Meşher’in ilk sergisi sanatın en özgün malzemelerinden kil ve seramiğin insanlık tarihin deki izlerini süren “Kalıpları Aşınca: Mit, Efsane ve Masal larla Avrupa’dan Çağdaş Seramik” ziyarete açıldı.

Seray Şahinler Demir
04:00 - 21/09/2019 Cumartesi
Güncelleme: 02:37 - 21/09/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
BOUKE DE VRIES / Son aksam yemegi
BOUKE DE VRIES / Son aksam yemegi

İstiklal Caddesi’nin işlek sanat mekanlarından ARTER’in binasının yer aldığı Meymenet Han artık yepyeni bir sanat kurumu olarak karşımızda! 2009-2019 yılları arasında ARTER’e ev sahipliği yapan bina Vehbi Koç Vakfı bünyesinde “Meşher” olarak yola devam edecek. Osmanlı Türkçesi’nde sergi mekânı anlamına gelen Meşher, Orta Çağ’dan günümüze uzanan zaman dilimi içinde seramikten avangart resme, fotoğrafçılık tarihinden tasarıma, çok çeşitli konulara odaklanan kapsamlı programlaması ve disiplinlerarası yaklaşımıyla Türkiye’nin önde gelen sanat kurumları arasında yer almayı hedefliyor.

GÖRÜNENİN ARDINDA GÖRÜNMEYEN DÜNYA


Meşher’in ilk sergisi ise oldukça iddialı. Sanatın belki de en eski ve özgün malzemelerinden kil ve seramiğin insanlık tarihindeki izlerini süren “Kalıpları Aşınca: Mit, Efsane ve Masallarla Avrupa’dan Çağdaş Seramik” mitolojiye, doğaya, bedene atıfta bulunan işlere ev sahipliği yapıyor. Meşher’in üç katına yayılan ve 13 sanatçıya yer veren sergi yeni sanat sezonunun en iddalı projelerinden biri. İngiltere’deki Messums Wiltshire’ın işbirliğiyle hazırlanan proje mit, efsane ve masalların odağında çağdaş seramiğe dair özlü bir inceleme yapıyor. Kil ve seramik üretimi zorluğunu göz önüne aldığımızda karşımıza çıkan işlerin her birinin büyük ustalıkla üretildiğini söylemek mümkün.

Meşher’in giriş katında yer alan Kim Simonsson’un “Yosun İnsanlar” çalışması serginin ilgi çeken işlerinden… Çocuğu andıran ve sanatçının tesadüfen elde ettiği bir renkle ürettiği heykeller, toplumların desteği olmadan dünyayla başla çıkabileceğine inanan, yüksek umutlar besleyen bireyleri canlandırıyor. Hollandalı sanatçı Bouke de Vries ise kırılmış porselenleri temeline alarak yıkıntıların, parçalanmışlıkların üzerinden yeni bir dünya inşa ediyor. Phoebe Cummings’in kil ile çalıltığı “Bezemeli Kronoloji”si ise varoluş ve tabiat üzerinden bir okuma fırsatı sunuyor. Sadece birer düğümle duvara tutturulan işten zamanla dökülen parçalar Bezemeli Kronoloji’nin varlığına başarıyla hizmet ediyor.

Yaşamadığımız anların rastlantısı

  • Károly Aliotti ile birlikte serginin eş küratörü olan Catherine Milner, “Sergi nereden geldiğimizi, kendimize açıklamaya duyduğumuz bitmez tükenmez ihtiyaca inançlarmızın mitler yoluyla nasıl ortaya çıktığına ve bir de Vivian van Blerk’in tabiriyle “hayatın yaşamadığımız hiçbir anın yakasından düşmeyen rastlantısallığına odaklanıyor” diyor. Serginin kataloğu için önsözü kaleme alan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, şu ifadelere yer veriyor: “Kendilerini ifade edebilmenin yeni yollarını arayan bu kural yıkıcılar, denemelere giriştikleri bu malzemeye bağımsız imgelemleriyle farklı bir konum kazandırıyorlar.” Meşher’in ilk sergisi 22 Aralık 2019’a kadar ziyaret edilebilecek. Sergi açılışı ile eş zamanlı ve aynı başlıkları taşıyan bir İngilizce ve bir Türkçe yayın da okurlarla buluşuyor.

#ARTER
#Meşher
#Seramik
#İstiklal Caddesi
#Karoly Aliotti
5 yıl önce