|

Mısır geleceğini idam ediyor

Mısır’daki baskıcı Sisi rejimi, uluslararası tepkilere rağmen geçtiğimiz günlerde idam edilen 9 gençle birlikte son 5 yılda 42 mahkumu idam etti. Bütün yargı yolları tükenmiş olan 50 idam mahkumu ise şu anda asılmayı bekliyor. Gazetemize konuşan Uluslararası İnsan Hakları Koruma Örgütü Direktörü Alaa Abdelmonsef, “Mısır geleceğini idam ediyor. Önümüzde adaletli bir çözüm yok. Tek çıkış yolu siyasi baskıyı artırmak” diyor.

Hatice Saka
04:00 - 3/03/2019 Pazar
Güncelleme: 13:13 - 2/03/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
Bu adaletsiz bekleyiş sekiz yıldır devam ediyor.
Bu adaletsiz bekleyiş sekiz yıldır devam ediyor.

Mısır'da yüzlerce aile pazartesi gecelerini uykusuz geçiriyor. İdam cezasına çarptırılan eşlerinden, çocuklarından, annelerinden ve babalarından haber alamıyorlar. Cezanın ne zaman infaz edileceği ya da kurtuluş şansı olup olmadığını bilmiyorlar. Tek bildikleri, salı günü kesinleşen idam cezalarında ailelerinden bir kişinin adını görmenin acısı. Bu adaletsiz bekleyiş sekiz yıldır devam ediyor.


İHVAN İLE BAŞLADI ÜLKEYE YAYILDI

Geçtiğimiz yıl Mısır mahkemesi, aralarında Şehit Esma'nın babası Muhammed el-Biltaci'nin de yer aldığı 75 kişi hakkında idam cezası verdi. 2014 yılından bu yana tam 42 kişi idam edildi. Hiçbiri adil yargılanmadı. Biz de Mısır'daki yaşanan bu adaletsiz uygulamaları yıllardır dünyadaki her platformada mahkum ve aileleri için mücadele eden Uluslararası İnsan Hakları Koruma Örgütü Direktörü Alaa Abdelmonsef ile konuştuk. Onu aradığımda Cenevre'de bir araya getirdiği sivil toplum örgütleriyle yapacağı basın açıklamasına hazırlanıyordu. Abdelmonsef, kendini bu davaya adamış. Mısırlı avukat, ölüm cezalarının, rejimin, özellikle de 25 Ocak 2011 devrimi ile ilgili her türlü muhalefeti ortadan kaldırma girişiminin bir parçası haline geldiğini söylüyor ve devam ediyor: "3 Temmuz 2013'teki askeri darbeden bu yana Sisi rejimiyle 25 Ocak Devrimi’nin güçleri, rejimin İslami eğilimini baltalamak için tüm araçlarını ve güçlerini kullanıyor. Müslüman Kardeşler ile başlayan bu baskı durumu zaman içinde toplumun tüm kesimlerine yayıldı." Abdelmonsef, Mısır'da şu anda yaklaşık 90 bin siyasi mahkumun olduğunu dile getiriyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: "Sisi bunu inkar ediyor. Ancak elimizde bu kişilerin hepsine dair belgeler var. Burada geçen sekiz yılda hapishanelere giren ve çıkanlar hakkında konuşuyoruz. 3 Temmuz 2013'ten önce Mısır'daki hapishanelerin sayısına ve şimdi hapishanelerin sayısına bakın. Bu cezaevlerinde ve hapishanelerde birçok siyasi tutuklu bulunuyor.” Çok sayıda yer de dahil olmak üzere neden on hapishane ve gözaltı merkez yapıldı?"


2019 çok zor geçecek

Mısır İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Selma Eşref, 2019’da infaz oranın artacağını belirtiyor ve ekliyor: “Mısır rejiminin tıbbi ihmal, işkence, yargısız cinayetler ve infazlar nedeniyle yaşam hakkını boşa harcadığını binlerce genç var. En büyük sorun insan hakları örgütlerinin etkinliğinin olmaması ve uluslararası toplumun bu örgütleri göz ardı etmesi. Yerel ve uluslararası tepkiler etkisiz kaldığı sürece rejim bu kıyımlara devam edecek.“ Mısır’da bu yıl içerisinde 76 ölüm cezası verilmesi bekleniyordu. Ancak yetkili makamların yaptığı açıklamalar bu sayının çok daha fazla olacağını işaret ediyor. Diğer taraftan Birleşmiş Milletler (BM), Mısır hükümetine çağrıda bulundu ve ülkedeki tüm idamların durdurulmasını istedi. Mısır yönetiminin ise geri adım atmaya niyeti yok.



Ortadan kayboluyorlar

Mısır’daki zulmün aileler için daha acı olan başka bir boyutu var. Ülkede 2013 yılından bu yana sistematik olarak insanlar ortadan kayboluyor. Çoğu çocuk, genç ve kadın yüzlerce kişiden bahsediyoruz. Aileleri nereye götürüldüklerini ve başlarına ne geldiğini bilmiyor. Mısırlı yetkililer, herhangi bir yasal gerekçe ve izin olmadan keyfi bir şekilde vatandaşları tutukluyor. Hiçbiri uluslararası yargı standartlarında adil bir mahkemeye çıkarılmıyor ve yargılanmıyor. Üstelik bir süre sonra serbest bıraktığı kişilerin çoğu da aniden tekrar ortadan kayboluyor.

Savaşın üstüne bir ses yok


Uluslararası İnsan Hakları Koruma Örgütü Direktörü Alaa Abdelmonsef, Mısır’daki insan hakları durumundaki en son gelişmeleri ve bunun etkilerini ortaya koydu. Abdemonsef, özellikle 3 Temmuz 2013’ten sonra, Mısır’ın insan hakları konusunda tarihinin en kötü dönemini yaşadığını söylüyor ve ekliyor: “Hukuk devleti yok, hesap veren bir merci yok. Mısır’da insan haklarının temeli olan üç devlet kurumu (yargı, yasama ve yürütme) sadece entelektüel bir lüks haline geldi. “Savaşın sesinin üstünde bir ses yok” sloganını benimsediler. Bütün gözlemciler, insan hakları STK’ları ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin örgütleri, Mısır’ı siyasi, askeri ve güvenlikle destekleyen Batılı organlar bile, Mısır’daki insan hakları sicilinin on yıllardır en kötü özgürlük döneminden geçtiğini kabul ediyorlar.”


Kanun görüşmelerine izin veriyor

Devrimin üzerinden sekiz yıl geçtiğine dikkat çeken Alaa Abdulmonsef, şunları söyledi: “Mısır ceza mahkemeleri, iddia edilen siyasi şiddetten kaynaklanan davalarda yüzlerce kişiyi ölüme mahkum etti ve bu kararların çoğu hatalı yargılamalar sonucu verildi. Mısır’ın darbe otoritesi başkanı Abdul Fattah El-Sisi, siyasi gücünü rakiplerine, avukatlara, gazetecilere ve medyaya yönelik baskı ve taciz için kullanıyor. Anayasa değişiklikleri kabul edildiği zaman kendisi açıkladı."

Abdulmonsef, geçtiğimiz hafta idam edilen gençlerin ailelerinin en doğal haklarının bile ellerinden alındığına vurgu yapıyor ve ekliyor: “Mısır’da Cezaevleri Düzenleme Kanunu’na göre, ölüm cezasına çarptırılmış bir kişinin akrabalarının, infaz için belirtilen tarihten bir gün önce onu ziyaret edebileceğini ve hapishane idaresinin onları haberdar edeceğini öngörüyor. Ancak Mısır makamları hiç kimseyi son bir kez ailesiyle görüştürmedi.”

Mısırlı avukat, insan hakları örgütlerinin rolüne ilişkin ise şunları belirtti: “Gerçek suçu izleyip belgeliyoruz. Böylece tarihin tahrif edilmesini önlemeye çalışıyoruz. Mağdurlara ve mağdurların ailelerine, haklarını kaybetmemeleri için haklarını koruma hakkının verilmesi için çaba harcıyoruz. Bu mücadelenin uzun sürdüğünün ve yavaş olduğunun farkındayız. Ancak inancımızı yitirmiyoruz.”

#Mısır
#Alaa Abdelmonsef
#Mısır İnsan Hakları İzleme Örgütü
#İdam
5 yıl önce