|

Özgür Moro’nun yetimleri

Moro bugün özgürlüğe adım atsa da hala birçok konuda desteğe ihtiyaç duyuyor. Uzun yıllardır devam eden mücadele sebebiyle binlerce çocuğun yetim kaldığı bölgede dolaştığınız her yerde bir yetimle karşılaşıyorsunuz.

Yeni Şafak
04:00 - 26/08/2018 Pazar
Güncelleme: 04:31 - 26/08/2018 Pazar
Yeni Şafak
Moro'da bugün binlerce çocuk yetim.
Moro'da bugün binlerce çocuk yetim.

İstanbul’dan 10 bin km uzakta bir yetimhanenin bahçesindeyim. Etrafımda onlarca yetim çocuk neşeli oyunlar oynuyor. Kimi zaman yetimlerden tanıdık ezgiler duyuyorum. “Yamaçlarında kar var, güllerin solgun yine, Kime dargınsın böyle, söyle İstanbul söyle” Bu ezgiler bize dünyanın diğer bir ucuna neden geldiğimizi tekrar hatırlatıyor.

70 yıllık özgürlük mücadelesi

Filipinler’i ikinci kez Moro’yu ise ilk ziyaret ediyorum. Filipinler’in başkenti Manila’yı gördükten sonra Moro’ya gelince bölgenin ülkeye göre ne kadar geride kaldığını daha iyi anlıyorsunuz. Manila büyük bir metropol olmasına rağmen Moro bölgesi çok daha geri kalmış. Uzun yıllardır Filipinler hükümeti tarafından uygulanan etnik ayrımcılık sebebiyle bölge birçok yatırımdan mahrum kalmış. Yaklaşık 70 yıldır devam eden özgürlük mücadelesi ardından 2012 yılından varılan ‘Çerçeve Anlaşması’ sonrası uzun süredir özerkliğin onaylanması bekleniyordu. Artık özgürlüğüne kavuşan Moro’da Müslümanlar bölgenin doğal kaynaklarının ve vergi gelirinin büyük bir kısmını idare edecekler. Ayrıca yurtdışından gelecek yardımlarla da kurulacak özerk bölgenin kalkınmasına destek sağlanabilecek.


Moro bugün özgürlüğe adım atsa da hala birçok konuda desteğe ihtiyaç duyuyor. Uzun yıllardır devam eden mücadele sebebiyle binlerce çocuğun yetim kaldığı bölgede dolaştığınız her yerde bir yetimle karşılaşıyorsunuz. Bende Moro ziyaretimde Türkiye’den hayırseverlerin bağışlarıyla inşa edilen yetimhanelerden birinde yetimlerin hikayelerini dinliyorum.

Babamı hatırlamıyorum

“Babam ben küçükken ölmüş, onu hatırlamıyorum. Annemle birlikte teyzemin yanında yaşıyordum. Annem gözleri görmediği için çalışamıyor. Sadece bambudan küçük el işi eşyalar yapabiliyor.

Anneme yardım etmek istiyordum. Bisiklete binmeyi çok sevdiğim için bundan para kazanabileceğimi düşündüm. Burada pedicab denilen işi yapmaya başladım. Bisiklete eklenen oturma kısmıyla yolcu taşıyarak para kazanabiliyorsunuz. Bu işi genelde büyükler veya erkek çocuklar yapıyor. Bende utandığım için şapka ve maske kullanıyordum. Bu yüzden beni erkek çocuk sanıyorlardı. Günlük 1-2 dolar kazanıyordum. Kazandığım parayla eve pirinç bazen de param yeterse balık alıyordum. Bisikleti sevdiğim için bu iş bana hiç zor gelmedi.


Sonra bir gün teyzem bir yetimhane olduğunu ve yetim çocuklara bakıp onları okula gönderdiklerini söyledi. Annem başta beni buraya göndermek istemedi. Okula gitmeyi çok istiyordum. Eğitim alabilmek için annemi ikna edip bu yetimhaneye girmem gerekiyordu. Artık burada yaşıyorum. Tatillerde annemin yanına gidiyorum ama bu ona olan özlemimi dindirmiyor.”


Hikayesini dinlediğim Sara günlerdir gururlu ve güçlü görüntüsüyle dikkatimi çekiyordu. Genellikle diğer çocuklardan ayrı bir yerde tek başına oturuyordu. Öğretmenlerine neden yalnız olduğunu sorduğumda “Aradan bir yıl geçmesine rağmen Sara annesini çok özlüyor” dediler. Bazı zamanlar tek başına bir çardakta oturup annesini düşünüyormuş.


Baba Ömer

İHH İnsani Yardım Vakfı’nın Filipinler Moro’daki yetimhanesinde Sara gibi birbirinden farklı hikayelere sahip 100’e yakın yetim yaşıyor. Yetim Dayanışma Günleri için gittiğimiz Moro’da yetimlerle oyunlar oynayıp geziler düzenleyeceğiz.

İlk gün yola çıkıyoruz. bölge sorumlusu Ömer Kesmen abi önümüzdeki araçta bize mihmandarlık yapıyor. Ömer abinin arabasının arka camına bir yazı yazılmış. Ne yazdığını okumaya çalışıyorum. Araca biraz yaklaşınca “I love baba Omer” yazısını okuyabiliyorum. Yetimhaneye gittiğimizde çocuklar aracın camına bu notu yazmışlar. Ömer abi binlerce kilometre uzaktan Moro’ya gelip yetimlerin gönlünü fethetmiş. Yetimler bir derdi olunca, canları dondurma isteyince ilk ona koşuyorlar. Aralarındaki bağı gördüğümüz andan itibaren Ömer abi ekipteki herkes için Baba Ömer oluyor. İlk gün yetimlerle piknik yapıp oyunlar oynuyoruz.

Ziyaretimizin devam eden günlerinde Yedi Şelaleler (Seven Falls), Sebu Gölü, Burkia Camii, Pembe Cami, dağlar tepeler derken bir hafta boyunca yetimlerle dolu dolu vakit geçiriyoruz.

Yetimler sahipsiz kalmayacak

Bende fırsat buldukça yetimlerin hikayelerini dinlemeye devam ediyorum. Nurşems onlardan birisi, polis olan annesi ve 4 kardeşini uyuşturucu tacirlerinin evlerine yaptığı saldırıda kaybetmiş. Babası ve ablasıyla uzun süre farklı geçici barınma merkezlerinde yaşamak zorunda kalmışlar. En son Cotobato’ya geldiklerinde babalarıda vefat edince kimseleri kalmamış. Kardeşler artık Uğur Süleyman Söylemez Yetimhanesi’ne yaşıyorlar. Kendilerinden sorumlu ablaları ilk geldikleri dönemi anlatırken yaşadıkları sebebiyle bazı kötü alışkanları olduğunu söylüyor. Aradan geçen 3 yılın sonunda artık diğer çocuklarla uyum sağlamışlar.

Yetimler bu topraklarda uzun yıllardır zorlu şartlar altında yaşıyor. Öyleki binlerce çocuğun yetim kaldığı Moro’da malını yetimler için vakfetmek bir gelenek haline gelmiş. Birçok aile arsalarına yetimhane inşa edilmesine izin veriyor. Bu yetimhanelere hizmet edip yetimlerin bakımını üstleniyorlar. Böyle bir yetimhane inşaatında Jameer’la tanıştım. Boynunda anahtarlar etrafta gezip ihtiyacı olana gerekli kapıyı açıyordu. Şimdi bahçesinde oynadığı bu yetimhanede onlarca çocuk yaşayacak. Gelenek devam edecek ve yetimler sahipsiz kalmayacak.


#Moro
#Moro yetimleri
#Filipinler
#Malina
6 yıl önce