|

Ramazan’ın bereketinden faydalandım

Eserleriyle Türk İslam sanatlarını dünyayla buluşturan ressam Karl Talip Kara’yla, Ramazan’ı nasıl geçirdiğini ve sanatını nasıl etkilediğini konuştuk. Tasavvuf üzerine eserler veren ressam, bu anlamda Ramazan’ın bereketinden faydalandığını ifade etti. Geçtiğimiz günlerde tamamladığı Ayetel Kürsi eserinin İngiltere yolculuğuna hazırlanan sanatçı, yetiştiği Batı’nın İslam sanatına bakışını anlattı.

Halime Kirazlı
04:00 - 8/04/2024 Pazartesi
Güncelleme: 00:47 - 8/04/2024 Pazartesi
Yeni Şafak
 Karl Talip Kara
Karl Talip Kara

Sanat dünyasında Ramazan ayıyla üretime yoğunlaşan isimler, ürettikleri yeni eserlerle bayramı karşılamaya hazırlanıyor. O isimlerden birisi, Türk kökenli bir ailenin çocuğu olarak Belçika’da doğup büyüyen, 10 yıl önce ülkemize gelen ressam Karl Talip Kara. Sanatçıyla; Ramazan’ı nasıl geçirdiğini, sanatını nasıl etkilediğini, eserlerindeki tasavvuf etkisini, Ayasofya’yı, Geleneksel İslam Sanatlarını konuştuk. Türk kültüründen ve tasavvuftan aldığı güce vurgu yapan ressam, minyatür etkisi bulunan eserlerine sıklıkla Ayasofya’yı konu ederken, İstanbul’un farklı semtlerini de tuvale aktarıyor.

Yağlı boya eserler üreten Kara, Ramazan’da yavaşlayan sanat ortamından memnuniyet duyduğunu söylüyor. Daha sakin bir zihinle yeni eserler üzerine çalıştığını ifade eden Kara, “Ramazan’da yavaşlama lüksüm yok. Çalışmakla geçiriyorum. Piyasanın yavaş olması talepleri yavaşlatıyor. Hayal dünyası bıçak gibi. Eğer yeni bir şey üretmezseniz köreliyor. Kısır toprak gibi, hayal dünyasını da nadasa çekmek gerekiyor. Ramazan üretim açısından keyifli geçiyor. Herkesin ilham kaynağı farklı. Yaptığım işlerde tasavvuf ön planda olduğu için bu ayın bereketinden faydalandım” dedi.

AYETEL KÜRSİ ESERİ İNGİLTERE YOLCUSU

Yurtdışındaki sergilerde yağlıboyalarıyla yer alan sanatçının, Sultanahmet Camii’nin içini resmettiği bir tablosu ekim ayından bu yana Londra’daki Eclectic Gallery’de sergileniyor. Talip Kara, yakın zamanda tamamladığı Ayetel Kürsi eserini ise İngiltere’de sergileme hazırlığında. Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da İslam sanatlarına yoğun bir ilgi olduğunun altını çizen sanatçı, Batılıların İslam sanatına bakışını söyle değerlendiriyor: “Hattat değilim ama hat icra etmeyi, bugünkü lezzette sunmayı seviyorum. Batının hat sanatıyla değil, sunulma şekliyle sıkıntısı var. Hat sanatını çağdaş renk ve malzemeyle sunmak lazım. Yaptığım işler, Batılıların İslam sanatlarına felsefi yaklaşmalarını sağlıyor. Mesela ekim ayında Londra’da Filistin yürüyüşleri vardı. Eclectic Gallery, sergisine Ayetel Kürsi ve Nur Suresi’nden ayetler içeren eserlerimi almaktan endişe etmedi.”

SOSYOLOJİ BİLİRSEK GENÇLERE ULAŞIRIZ

Çalışmalarında gençleri de göz önünde bulundurduğunu ifade eden Kara, “Benim doğrum bana doğru. Ama 20 yaşındaki insana doğru değil. Bildiklerimi onun anlayacağı şekilde sunmam lazım. Onlar dijital sanatta yer alıyor. Bizim de o alanda yetişmemiz gerekiyor. Dinamikleri öğrenmek lazım” yorumunda bulundu.

AYASOFYA KÜÇÜKLÜĞÜMÜ HİSSETTİRİYOR

Avrupa’da Türk kültürü içinde yetişen sanatçı, Batı’nın İslam sanatıyla buluşmasında köprü vazifesi üstlenmekten keyif aldığını dile getirdi. Ayasofya’yı büyük bir heyecanla tuvale aktardığını söyleyen ressam Kara, sanatında batıya açılan kapı olduğunu belirterek, “Türk ve İslam sanatını sevdirme görevim var. Onların, damak tadı neyse, benimkiyle bağdaştırıp köprü olmayı seviyorum. Ayasofya 8 milyar insanın mirası. Büyüklüğü, verdiği huzur, küçüklüğümü hissettiriyor” dedi.



#Tasavvuf
#Aktüel
#Ramazan
22 gün önce