|

Rene Guenon ve krizdeki düşünce

Gelenekselci Ekol’ün temsilcilerinden Rene Guénon, her sahih dinin temelinde yer alan Hakikat’ten söz eder. Bu Hakikati ve ona dair unsurları reddeden modernizme karşı çıkar. Bu öğretinin kalbinde zaman ve mekân tanımayan ezelî, ebedi ve evrensel hikmet bulunmaktadır.

Yeni Şafak
14:57 - 17/09/2016 Cumartesi
Güncelleme: 15:01 - 17/09/2016 Cumartesi
Yeni Şafak
TAHİR SAMİ EREN


Bin yıllık dinî geleneklerin merkezinde bulunan metafizik inanışlara dayanan Gelenekselci Ekol'ün görüşleri René Guénon tarafından formüle edilmiştir. Bu öğreti yalnızca İslam'a değil “kuvvetli olarak İslâm geleneği ve bu geleneğe bağlılık" oluşturmaktadır.


René-Jean-Marie-Joseph Guénon 15 Kasım 1986'da Blois'da doğmuştur. Koyu Katolik bir çevrede büyüyüp ilk eğitimini bir Cizvit okulunda alan Guénon, daha sonra genç bir delikanlı olarak Paris'te College Rollin'e kaydolur. Öğrencilik yıllarında ilgisi matematik ve felsefe üzerinedir. Kuşkusuz bunda öğretmenlerinin rolü büyüktür. Küçüklüğünden beri naif ve kırılgan bir sağlık durumuna sahip olan Guénon, kimi zaman derslerine dahi devam edememiştir. Ailesinden uzakta olan Guénon vaktini çocukluğundan başlayarak, teyzesi ve aynı zamanda bir öğretmen olan Madamé Duru ile geçmiştir. Sonraki yedi yıl Guénon, Anatole France'ın deyimiyle “görünmezin vertigosu"na tutulmuş ve kendisini geçtiğimiz asrın sonlarına doğru Fransız Okültizminin (gizliciliğinin) içinde bulmuştur.



Bu dönemde fikrî hareketlerin mensupları Çin, Hindistan, İran ve Mısır'da kadîm ezoterik gelenekleri araştırmışlardır. Her ne kadar Guénon'un Taoizm, Hinduizm ve İslâm'la alâkalı derinlikli çalışmalarının menşei çok açık olmasa da yakın dostu Whitall Perry'e göre bu noktada ana muharrik Guénon'un Advaita ekolüne bağlı bazı Hindularla olan temasıdır. Bu temas 1-2 yıl kadar sürmüş olup izleri Guénon'un kitaplarında oldukça açıktır. Bu yıllar savaşlarla evrim teorisinin gündemi belirlediği ve dinin bir köşeye atılmış olduğu bir dönemdir. Guénon ilk kitaplarını I. Dünya Savaşı'ndan yaklaşık 10 yıl sonra yazmıştır.


1909'da iki arkadaşıyla beraber La Gnose isimli Okültist bir dergi çıkarırlar. Dergi yayın hayatına iki yıl kadar devam eder ve Guénon'un birçok yazısı bu dergide yayımlanır. Bu dönem Guénon'un hayatında bir dönüm noktasıdır. İlk evliliğini yapar ve Şâziliyye'nin bir koluna müntesip olan İsviçreli ressam İvan Gustav Aguéli ile tanışır. Guénon, Aguéli'nin piri ya da mürşidi olan Şeyh Abdurrahman Eliş el-Kebîr'e Aguéli vesilesiyle intisab eder ve Şeyh Abdulvâhid Yahyâ ismini alır. 1927'den 1930'a kadar geçen süre, Guénon'un hayatındaki diğer bir açılımı gösterir. 1928'de beklenmedik bir şekilde eşi vefat eder ve Guénon üç aylığına Kahire'ye gider. Vefatına kadar Mısır'da kalır. Perry'e göre o denli münzevî bir hayat yaşamıştır ki “Yazılarını seven bir hanım, yıllarca yan komşusu olan Şeyh Abdulvâhid Yahyâ'nın gerçekte René Guénon olduğunu anlayamamıştır." O dönem Kahire'de görevli olan Martin Lings'le görüşmeler yapmış ve yine Lings vasıtasıyla onu yazılarından tanıyan Frithjof Schuon tarafından da ziyaret edilmiştir.



MATEMATİK VE DİL DEHASI


Guénon on yedi kitap kaleme almıştır. Bir polyglotté (çok dil bilen) da olan Guénon, hem dilbilimsel hem de anlambilimsel olarak sembollerin derinliğine nüfuz eden bir bakışa sahiptir. Bu hususla alâkalı olarak Martin Lings bir defasında Frithjof Schuon'un “sembolizm hususunda ondan (Guénon'dan) üstününü görmedim" dediğini aktarır. Sembollerle ilgili bu hakîmâne tavır, hem Guénon'un kadim geleneklerin derûnuna nüfuz edebilecek kadar geleneksel olanın şuurunda olmasında hem de bu nüfuzda sezgisi yanında okul yıllarından bu yana sahip olduğu matematik ve dil dehasında yatar. René Guénon, Doğu'nun geleneksel öğretilerinin Batı dünyasında tanınması hususunda önemli bir rol üstlenmiştir. Modern dünyanın dayandığı temel ilkelere ilişkin eleştirilerini içeren Doğu ve Batı (1924) ile Modern Dünyanın Bunalımı (1927) adlı eserleri bu hususta hayli önem arz etmektedir.


René Guénon'nun temel görüşleri, metafizik anlayış üzerinedir. Metafizik anlayışını sunmada İslâm'ın bâtınî ve metafizik öğretileri önemli bir yer tutmuştur. Günümüzde onun görüşleri, İslâm dünyasındaki tasavvuf doktrinlerinin yenilenmesi ve uyarlanması açısından modeldir. René Guénon manevi bir yol izlemede intisabın önemine vurguda bulunmuştur. Keza kendisi de Mısır'daki bir şeyhin halifesinden tasavvuf adabı almıştır.


Guénon 1921 yılından başlayarak sayıları yirmibeşi aşan eserleriyle Doğu ve Batı düşüncelerinin doğasını ortaya koymaya çalışmıştır. Devasa bir etkiye sahip bu eserler, batıda tasavvufun yeni bir seyir izleyerek ivme kazanmasına yardımcı olmuştur. René Guénon'un eserleri dört kelimeyle tarif edilebilir: aklîlik, evrensellik, gelenek, teori.



DÖRT BÜYÜK KONU


Guénon'un eserleri entelektüel bir derinlik taşır; çünkü bilgiyle ilişkilidir ve bunu tabiatıyla uyum halinde yani rasyonel üstü olan aklın ışığında tasavvur eder. Farklı vahiyleri tek Hakikat bağlamında ele alıp durumun gereklerine göre belli bir geleneğin dilini uyarladığı için evrenseldir, zira naklettiği temel gerçekler büyük geleneklerle veya söz konusu olan diğer gelenekler arasından biri söz konusu olduğunda, bu geleneklerden birisiyle uyum arz eder. Nihayet eserleri teoriktir; zira doğrudan manevî idrâki tasavvur etmez ve hatta pratik bir öğretiyi Ramakrishna'nın öğretileri bağlamına yerleştirmekten kaçınır. Bu da bizi muhteva meselesine götürür: Esasen metafizik doktrine yaklaşır –“manevî hayat" olarak isimlendirilebilecek şeye değil– ve dört büyük konuya ayrılır: metafizik doktrin, geleneksel prensipler, sembolizm, modern dünya eleştirisi.


İlkin metafizik doktrinden bahsetmek yerinde olacaktır. Guénon'un ortaya koymuş olduğu metafizik doktrinler, şerhten ziyade onların tabiatlarını izahtır. Bunu da metafizik doktrinleri güncel anlamıyla felsefelerden tefrik ederek yapar. Guénon'un ele aldığı ikinci husus gelenektir. Biçimi ne olursa olsun geleneği tesis eden ilkeleri birleştirir. Guénon geleneksel ve geleneksel olmayan arasında ayrımda bulunduktan sonra, geleneğin iki temel yönü olan egzoterizm ve ezoterizmi izah eder. Ezoterizm metafizik doktrinle alâkalıdır. Üçüncü konu ise sembolizmdir. Metafiziğin evrensel ifadesi semboldür. Bu ifade tabiidir, çünkü eşyanın tabiatında mukimdir ve Gerçek'in sınırsız uygulamalara muktedir oluşuyla evrenseldir. Nihayet dördüncü büyük konu modern dünya eleştirisidir. Bir yanda aklın geleneksel karakterini, diğer yanda ise unsurlarını ifade eden aklîlik ile gelenekten yoksun modern dünyanın eleştirisi, iki başlık altında sunulur; birisi genel diğeriyse ayrıntılıdır. Yani Guénon bir yanda içinde yaşadığımız medeniyetin kendine özgü eğilimlerini, diğer yanda bu medeniyetin ayrıntılı ifadelerini eleştirir.



MODERN DÜNYANIN BUNALIMI


Türkiye'de yayınlanan önemli kitaplarından biri olan Modern Dünyanın Bunalımı'nda Batı'da hâkim olan yozlaşmanın doğuda yerleşik olan metafizik gerçekliklerin özümsenmesiyle hallolacağını ifade etmektedir. Kitapta öncelikle modern dünyayı insanlık tarihi içine yerleştirir. Kozmik devrelere göre tarih içindeki yerini ve konumunu saptar. Çağımızın Kali-Yuga ya da “Karanlık Çağ" denilen bir dönem içinde bulunduğunu belirtir. Batı dünyasının Doğu dünyasından daha ileri ve hızlı bir yozlaşma süreci içinde olduğunu ifade eder. Karanlık çağ; bilgi ve eylem; eylemin bilgiye üstünlüğü; 16. yüzyıldan beri oluşan “dindışı" özellik; kutsal bilim ve dindışı bilim; toplumsal kargaşayla son bulan bireycilik; son olarak da tamamen maddeci olan, bütün insanlığı istila eden ve tehdit altında tutan, korku, terör ve ürperti salan Batı uygarlığı gibi konuları derinlemesine ele alır.



  • Kitap künyeleri:
  • - Modern Dünyanın Bunalımı
  • İnsan Yayınları
  • 212 sayfa
  • - Alemin Hükümdarı
  • İnsan Yayınları
  • 102 sayfa
  • - İslam Maneviyatı ve Taoculuğa Toplu Bakış
  • İnsan Yayınları
  • 151 sayfa
#İstanbul
#Modern Dünya
#İslam
#Şehir
8 yıl önce