|

Sana dün bir kuleden baktım Aziz İstanbul...

İstanbul'un sokaklarında gezmek güzel de bu güzel şehri yukarıdan seyretmenin tadını hiçbir şey tutmuyor. Zamanında farklı görevler ifa etseler de bugün nefis bir manzarayı ayaklarınızın altına seren İstanbul'un kulelerinin tamamı yakında hizmetinizde olacak.

Eray Karayel
00:00 - 23/08/2009 Pazar
Güncelleme: 22:00 - 22/08/2009 Cumartesi
Yeni Şafak
Sana dün bir kuleden baktım Aziz İstanbul...
Sana dün bir kuleden baktım Aziz İstanbul...

Orhan Veli İstanbul'u nereden dinlemiştir onu bilemiyoruz. Fakat İstanbul'u izlemek için bir çok ideal yer gösterilebilir. İstanbul'un kuleleri elbette İstanbul'u izleyebileceğimiz en doğru yerlerden sadece bir kaçı. Kullanıma açıldığında Beylikdüzü'ndeki Endem Televizyon Kulesi, Restorasyonu bittiğinde İstanbul Üniversitesi içerisinde olan Beyazıt Yangın Kulesi, gidip İstanbul'u görebileceğiniz yerlerden. Hali hazırda ise Galata Kulesi ve Kız Kulesi hizmetinizde...


BEYLİKDÜZÜ'NDEN TAKSİM'İ SEYREDİN

Kulelere dair en yeni haber Beylikdüzü'nden… İstanbul'da yapımı tamamlanan ve kısa süre içerisinde açılması planlanan Beylikdüzü'ndeki Endem Televizyon Kulesi 220 metre boyunda. Kulenin 145. metresindeki döner mekanizmalı restoran, 360 derecelik bir keyif sunmaya hazırlanıyor. Kule dünyanın 17. Avrupa'nın 4. en büyük kulesi. Türkiye'nin ve dolayısıyla İstanbul'un ilk ve tek televizyon kulesi olan kule 221 televizyon kanalının aynı anda yayın yapabileceği bir alt yapıya sahip. 30 metre çapındaki döner restoran, aynı anda 500 kişiyi ağırlayabilecek kapasitede. Restoran işletmecisine bağlı olarak döner platformun 45 dakikada, 1 saatte, 2 saatte ya da 3 saatte bir tur atmasına yönelik ayarlama yapılabiliyor. Kuleye çıkmak için sizlere yardımcı olacak 2 adet asansör restorana 45 saniyede çıkmanıza imkan tanıyor. Restoran bölümündeki özel camları dışında kule tamamen Türkiye'de üretilmiş. Kuledeki küre 3 katlı ve orta katı döner restoran, alt ve üst katın dürbünle seyir yapılabilecek bir yer hâline getirilmesi planlanıyor. Ayrıca atıştırmalık bir restoran açılması da planlanıyor.


KUZ KULESİZ İSTANBUL DÜŞÜNELEMEZ

İstanbul Boğazı'nın incisi, hakkında çeşitli rivayetler anlatılan ve efsanelere konu olan, günün her anında insanı cezbeden güzelliğe sahip, kuleye dendiği zaman bir çoğumuzun ilk aklına gelen kule. Üsküdar'da Bizans devrinden kalan tek eser olan kulenin geçmişi milattan önce 24 yılına kadar uzanıyor. Bugün gördüğümüz kulenin temelleri ve alt katın önemli kısımları Fatih döneminde yapılmış ve üzerindeki madalyon hâlindeki bir mermer levhada kuleye şimdiki şeklini veren Sultan II. Mahmut'un Hattat Rasim'in kaleminden çıkmış 1832 tarihli tuğrası bulunuyor. Ayrıca kulenin Eminönü tarafında bir de sarnıç var.

Yunan döneminde bir mezara ev sahipliği yapan adada Bizans döneminde inşa edilen ek bina ile gümrük istasyonu olarak kullanılmaya başlanmış. Osmanlı döneminde ise gösteri platformu, savunma kalesi, sürgün istasyonu, karantina odası gibi bir çok görevi üstlenmiş. Avrupalı tarihçilerin verdiği isimle Leander Kulesi, 2000 yılında restore edilerek çatal ve bıçak seslerinin duyulduğu bir mekan hâline dönüştürüldü. Kuleye Salacak ve Kabataş'tan ulaşım 5 ve 7 lira. Restoran menüleri ve fiyatları bilgisi www.kizkulesi.com.tr adresinde yer alıyor.


KÜLAHI DEVİREN RÜZGAR

İstanbul'un silüetlerinde en fazla göze çarpan ise Cenevizliler tarafından 1348 yılında yapılan ve günümüze kadar ulaşan Galata Kulesi. 4. haçlı seferlerinde büyük bir kısmı tahrip edildikten sonra 1445-1446 yılları arasında daha da yükseltilen Galata Kulesi hakkında en bilindik hikayelerden birinin kahramanı şüphesiz ki Hezarfen Ahmet Çelebi. Tahtadan yaptığı kartal kanatları yardımıyla IV. Murat döneminde Üsküdar, Doğancılar'a uçan Çelebi'nin uçuşu Avrupa'da da çok ses getirmişti. 1717 yılından itibaren yangın gözleme görevini üstlenen kulede yangını bildirmek için davul kullanılırmış. Ancak İstanbullulara yangın bildirme görevini üstlenmesine ramen III. Selim döneminde ve 1831 yıllarında yangınlardan payını alan kulede büyük hasar meydana gelmiş. Her yangında onarılarak hayatta tutulan kulenin 1875 yılında büyük bir fırtınada külahı devrilmişti. 1965-1967 yılları arasında yapılan son onarımlardan sonra kule bugünkü görünümüne kavuştu. Zaman içerisinde barınak, rasathane, gözetleme kulesi olarak görev yapan kule şu anda restoran olarak kullanılıyor.


KENDİNİ KURTARAMADI

İstanbul'un kulelerinin arasında şu anda halka açık olmayan kuleler de var. Topkapı Sarayı'ndaki Adalet Kulesi gezilemeyen kuleler arasında yer alıyor. Adalet Kasrı, Fatih Sultan Mehmed döneminde bağımsız kule şeklinde bir bina olarak yapılmış. Kule Osmanlı'nın adaleti her şeyin üzerinde tuttuğunu ifade ediyor. İstanbuldaki kulelerin inşa sırasına göre 3. sırada olan Beyazıttaki yangın kulesi 1749 yılında ahşap olarak 85 metre inşa edilmiş, ancak 1756 yılındaki Cibali yangınında kullanılamaz hâle gelmiş. Kule 1826 yılında yeniden yapıldıktan sonra yeniçeri ayaklanmasında aynı akıbete uğramış. Kule Sultan II.Mahmut zamanında, 1828 yılında kagirden yapılmış. günümüze kadar daha sağlam şekilde ulaşmasına neden olan en büyük etkenlerden. Çoğunlukla yangın habercisi görevini üstelenen olan kulede gündüz sarkıtılan sepetlerle, gece ise yakılan fenerlerle haber verilirmiş. Kısa süre öncesine kadar meteoroloji ve yangın gözetleme kulesi olarak kullanılan kule şu an 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti projesi için restorasyonda.

15 yıl önce