Hıdırellez geçtiğimiz yıl Türkiye ile Makedonya’nın ortak kültür mirası olarak UNESCO’nun “somut olmayan kültürel miraslar” listesine girmişti. Tarihçilerin Ur-Uruk döneminden,yani bundan yaklaşık olarak beşbin yıl öncesinden beri kutlandığını düşündüğü bahar bayramlarının son zamanları Hıdırellezdir diyebiliriz. Çünkü bu kutlamalar en geç Nevruzla mart ayında başlıyor ve mayısta Hıdırellezle sona eriyor. Yine Hititler, Roma, Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde de bahara dair bir çok kutlama yapılıyor, şenlikler gece boyu sürüyordu.
Genel olarak Asya’dan Anadolu’ya, Ortadoğu’dan Balkanlar’a Hıdırellezin teması başlangıçlar, ortak yanı ise su ve topraktır. Suyla yıkanmak, eşyayı, hayvanları suyla ıslatmak olmazsa olmaz bir adettir. Kır piknik alanlarına çıkmak, topraktan minik heykeller yapmak, dilek yazılı kağıtları toprağa gömmek, çıplak ayakla toprağa basmak, karınca yuvalarından taze toprak almak gibi, bir çok uygulamanın Hıdırellezde yapılması gerekir. Ayrıca Balkanlar’da kızların kulakları bugünlerde Rufai dervişlerce delinir, yeni gelinler pirinç ayıklar, bereket için bütün yiyeceklerin kapakları açık bırakılır. Halay çekmek, salıncaklara binmek, dans etmek, oyunlar oynamak, özellikle kuzu, oğlak etiyle kebaplar ve keşkek yapmak, tıpkı nevruzdaki gibi ateş yakıp üzerinden atlamak hıdırellezin en keyifli adetlerindendir. Dikkate değer yemek ögesi ise süt. Neredeyse her yörede genç hayvan eti ile birlikte süt ile yemekler, tatlılar yapmak, komşulara süt dağıtmak çokça rastladığım bir şey.
Aslında, toprağın ürün vermeye başladığı,gıdaların bollaşıp kıt kanaat günlerin son bulduğu, havaların ısındığı, çiçeklerin açtığı bugünlerin insanlara, hayatlarında da yeni ve güzel başlangıçların olacağı umudunu vermiş olması şaşırtıcı değildir. Fakat enteresan bir biçimde hıdırellezde mayalanan yoğurt çoğu zaman tutar, un ve su ile yapılan basit hamur mayalanır. Geçen yıllarda güzel ülkemizi yöre yöre gezip çoğu ilimizdeki hıdırellez eğlenceleri ve yemeklerinden bahsetmiştim. Harika olan şu ki hepsi Yeni Şafak Pazar’ın İnternet sitesinde. Ben bu hafta Makedonya ve Türkiye’nin çabalarıyla UNESCO somut olmayan kültür mirası listesine giren hıdırellezde Balkanlarda yapılan birkaç yiyeceğin tarifini vermek istiyorum. Sağlıklı ve mutlu pazarlar dilerim.
* 1 kilo süt * 7 adet yumurta
* 2 su bardağı toz şeker
Yumurta ve şekeri köpük köpük olana kadar çırpalım.
Sütü ilave edip karıştıralım.
Yüksek kenarlı bir tepsiye dökelim.
200 derecede önceden ısıtılmış fırında üzeri kızarıp gözenek gözenek olana kadar pişirelim.
Afiyet olsun.
* 2 Su bardağı un * 1 litre süt * 2 -3 Su bardağı su * 4 Yumurta * 1 tatlı kaşığı tuz * 1 paket kabartma tozu * Tepsiyi yağlamak için yağ
Un, su, kabartma tozu ve tuzla yumuşak bir hamur hazırlayıp yarım saat dinlendirelim.
Sütü kaynatıp soğutalım. Hamurumuzu yağlanmış tepsiye çanak şeklinde, kenarlarını tepsiden taşırarak yerleştirelim. Yumurtaların aklarıyla sarılarını ayıralım. Yumurta aklarını süt ile çırpalım, hamurun ortasına koyalım.
Yumurta sarılarını da üzerine koyalım.
180 derecelik önceden ısıtılmış fırında üzeri kızarana dek pişirelim. Afiyet olsun.