|

Taha Kılınç: Suriye’nin kimliği de ‘işgal’ edildi

Suriye Savaşı sadece tarihi eserleri değil, kültürel birikimi de yok etti. Bir Rüyayı Hatırlar Gibi kitabıyla eski ve yeni Suriye’yi ele alan Taha Kılınç’la değiştirilmek istenen Suriye’yi konuştuk. “Yeni bir Suriye inşa edilmek isteniyor” diyen Kılınç, Suriye’deki önemli kurumların içeriğinin Şii anlayışa dönüştürüldüğünü söyledi.

Sevda Dursun
00:00 - 2/12/2021 Perşembe
Güncelleme: 12:48 - 15/12/2021 Çarşamba
Yeni Şafak
Taha Kılınç’ın Ketebe Yayınları’ndan çıkan “Bir Rüyayı Hatırlar Gibi-Savaştan Önce Suriye” kitabı, bugün artık kaybolup gitmiş ve darmadağın olmuş bir derinliğin izlerini sürdü.
Taha Kılınç’ın Ketebe Yayınları’ndan çıkan “Bir Rüyayı Hatırlar Gibi-Savaştan Önce Suriye” kitabı, bugün artık kaybolup gitmiş ve darmadağın olmuş bir derinliğin izlerini sürdü.

Suriye Savaşı’nın acı bilançosu, yüz binlerce ölüm ve milyonlarca insanın yerinden yurdundan edilmesi üzerine okundu hep. Bu savaşın insan trajedisine dönük yönü dışında belki de en acı sonucu, Suriye’nin özellikle tarihi dokusunun bir daha asla yerine konamayacak şekilde değişmesi oldu. Taha Kılınç’ın Ketebe Yayınları’ndan çıkan “Bir Rüyayı Hatırlar Gibi-Savaştan Önce Suriye” kitabı, bugün artık kaybolup gitmiş ve darmadağın olmuş bir derinliğin izlerini sürdü.


Savaştan önce Suriye’ye gitme imkanı bulamamış olanlara, neyin nerede olduğunu göstermek ve neyi kaybettiğimizi anlamalarını sağlamak için bu yola çıktığını söyleyen Kılınç, tarihi birikimin yanısıra kültürün de değiştirilmek istendiğinin altını çizdi. Peki neydi o değiştirilmek istenen tarih ve kültür? Ülkenin iç dinamikleri nasıl şekillenmişti?

HALEP ŞEHRİ İRAN ÜSSÜNE DÖNÜŞECEK

Halep’in tamamen yok olduğunu söyleyen Kılınç, Osmanlı, Memlük eserlerinin yıkıldığını ve yeni yapılanların aslına uygun olmadığını belirtti. Kılınç, “Halid bin Velid Camii vardı, onu tekrar inşa ettiler, Osmanlı Memlük eserenin yerine dümdüz betonarme bir yapı yaptılar. Bunları restore ederken yerine yenisini koyamayacaklar. Şam’ın merkezinde birkaç bombalı saldırı dışında bir yıkım olmasa da, etrafında çok fazla yıkım var” dedi.


Sadece tarihi eserler değil, kültür de değiştirilmek isteniyor esasında. Yeni bir Suriye inşa edilirken, yeni bir dini dizayna da giriştiklerini görüyoruz. Öncelikle Suriye Müftülüğü’nü kaldırmakla işe başladılar. Ardından Suriye’deki önemli vakıfları, medreseleri, kurumları tamamen ilga edip yer değiştirmeye çalışıyorlar. Sünni anlayış yerine Şii anlayışı ön plana çıkartma derdinde olduklarını belirten Kılınç, “Halep’in yüzde 85’i Sünni’ydi. Savaştan önce Ehli Sünnet üzere eğitim yapılan bir kurum şu anda Şii vakıfların eline geçiyor. Halep şehri İran’ın kontrol ettiği bir üsse dönüşecek. Biraz da geriye giderek bu oluşmakta olan yeni düzenin de haritasını çıkarttım kitapta” diyerek Suriye’deki kimlik değişimine de değindi.

COĞRAFYADAKİ YARALAR NÜKSEDİYOR

Bugün Saraybosna çarşılarında dolaşırken sanki yüz yıllardan beri öyleymiş gibi geliyor. Bu unutma gücü bizim hem zaafımız hem de gücümüz. Biraz da bu yönden bakmaya çalıştığını söyleyen Kılınç, Halep’e ilk defa gittiğinde hayran kaldığını, tarihini okumaya başladığındaysa Halep’in daha önce defalarca yıkılıp restore edildiği bilgisine ulaştığını belirtti. “Coğrafyaya biraz da böyle bakınca, bu yapılış ve yıkılışlar sürekli oluyor. Hiçbir yıkımın veya hiçbir refahın tamamen kalıcı olmadığını görmek beni çok etkiliyor” diyerek, coğrafyanın kaderiyle ilgili şu ifadeleri kullandı:

“2005’te Şam kitabını yazdığımda, giriş bölümünde ‘Nihayetinde bir gün buralar yok olacak’ demişim. Doğrusu 20 yıl sonra eski Suriye’den bahsetmek zorunda kalacağımızı bilemezdim. Tarih çok enteresan bir şekilde nüksediyor. Mesela tarihte Haricilerin ortaya çıktığı coğrafyayla DEAŞ’ın ortaya çıktığı coğrafya aynı. 1925’te Fransızlara karşı yapılan büyük isyanın başlangıç noktası Doğu Guta’ydı. Aradan neredeyse yüz yıl geçtikten sonra aynı şekilde bir ayaklanmaya beşiklik yaptı. Coğrafyada bir yara olunca belli zamanda belli periyotlarla nüksediyor.”

#​Taha Kılınç
#Suriye
#Halep
#DEAŞ
2 yıl önce