İlk olarak bir savunma sporu olarak Çin'de ortaya çıkan Tai Chi, sağlıklı bir yaşam biçimi adına egzersizlerin farklılaştırılarak meditasyon yöntemine dönüştürüldü. Dünyanın birçok yerinde, okullarda ve fabrikalarda sabah sporu olarak yapılan Tai Chi’nin faydaları bilimsel olarak ortaya konulunca da Uzak Doğu'nun yanı sıra batı ülkelerinde de yaygın hale geldi. Müzik eşliğinde yapılan, yavaş, yumuşak ve zarif jimnastik hareketlerinden oluşan Tai Chi'de amaç; yapılan egzersizler vasıtasıyla süküneti ve dinginliği sağlamak ve geliştirmek. Bu bağlamda Tai Chi’ye hareketlerle yapılan bir meditasyon diyebiliriz. Her yıl dünya şampiyonalarında Wushu sporunun alt kategorisi olarak geçen Tai Chi için artık başlı başına dünya şampiyonlarını yetiştiriyor. Bu yıl Polonya’da 32 ülkenin katılımı ile gerçekleşen 2. Dünya Tai Chi Şampiyonası’nın birincisi ise bir Türk. Tai Chi dalında ilk kez bir takım olarak şampiyonaya katılan Türkiye, bir dünya birinciliği, 7 dünya ikinciliği ve 6 dünya üçüncülüğü elde etti. Tai Chi'nin Türkiye'de de gelişen bir spor olduğunu söyleyen şampiyon Burçin Urhan, "Dünyada 600 milyon insan, sağlıklı olmak için bu sporu yapıyor. Böyle bir sporda Türk Milli Takımı’nın bu başarıları kazanmasıyla Türkiye’de de Tai Chi'nin artık çok hızlı bir şekilde yaygınlaşacağına inanıyorum" diyor.
Memur emeklisi bir baba ve ev hanımı bir annenin üç çocuğundan biri olan genç sporcu Urhan evli. Aynı zamanda Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu birinci sınıf öğrencisi. 8 yaşından beri bu sporla ilgilendiğini belirten Urhan "İlkokuldayken yaz tatilinde babam benim bir spor branşıyla ilgilenmemi istiyordu. Biz de bu konuda uygun bir spor dalını ararken şimdiki antrenörüm Salih Urhan ile tanıştık. Sonra onun spor salonunda bu spora başladım. Yani Tai Chi beni buldu. Sonrasında da bırakmadım devam ettirdim. Türkiye'de sürekli yarışlara katılarak sayısını hatırlamadığım başarılarım var. Balkanlar'da 4 şampiyonluğum oldu. Şimdi de dünya şampiyonluğunu elde ettim. Hayalim dünya şampiyonu olmaktı. Bunu da başardım. Kendi adımdan çok ülkemin adını bu spor branşı ile duyurmuş olmanın gururunu yaşıyorum" şekline konuşuyor.
Tai Chi’de güç, esneklik ve estetiğin bir bütün olması gerektiğini vurgulayan Urhan yaptığı spor dalını ise şöyle anlatıyor: "Antremanlarımızda müzik eşliğinde hareketleri doğru yapmak için uğraşıyoruz. Tai- Chi'de belli başlı hareketler var. Bunları 5 dakikanın altına düşürmeden bir uyum içerisinde sergilememiz gerekiyor. Hakemler her hareketi tek tek değerlendiriyor. Güç ve esnekliğe göre puan veriyorlar. Türkiye seçmelerinde milli takıma seçildikten sonra Çin'de bir aylık eğitim aldım. Günde üç antreman yapıyorduk. Çok yoğun bir antreman süreci geçirdim."
Hiçbir spor branşına başörtüsünün engel olamayacağını söyleyen Buçin Urhan, "Başörtüsünü spora engel görenin bahanesi bitmez. Başarmak için azim gerekiyor, bahane değil. Beni başörtümden dolayı eleştirenler çok oldu. 'Hiçbir başörtülüye bu yakışıyor mu?' ya da 'Hiç hoş mu bu halin?' gibi ama ben bunlara takılmadım. Bence insanlar da takılmasın. Farklı branşlarda başörtüsüyle başarı kazanan birçok oyuncu var. Eleştirmek yerine destek olsalar daha iyi olur. Zaten Avrupa şampiyonalarında biz sporcuları tesettür konusunda sıkıştırıyorlar. Birçok arkadaşımız özellikle Avrupa şampiyonalarında puan alamıyor. Bari siz böyle yapmayın" diyerek Türk halkından destek istiyor.
