|

Tanzimat romanında yeni bir ses

Pakize, Tanzimat kanonu içerisindeki romancıların varlıklarını sürdüğü, kimisinin hayata veda ettiği bir dönemde yazılmış. Kitabı kaleme alan Türk edebiyatının ilk kadın çevirmen ve yazarlarından Behice Ziya Kollar. En son Hakkı Tarık Us’un düzenlediği jübileye mektup gönderen Kollar’ın vefat bilgisi de yok.

Yakup Öztürk
04:00 - 2/11/2019 Cumartesi
Güncelleme: 11:28 - 1/11/2019 Cuma
Yeni Şafak
Behice Ziya Kollar’ın yaşlılık döneminden bir kare (ortada önde)
Behice Ziya Kollar’ın yaşlılık döneminden bir kare (ortada önde)

Bir kaç yıldır edebiyat gündemini heyecanlandıran bir proje yürütülüyor. 1831-1928 yılları arasında Türkçe yayımlanan süreli yayınlardaki tefrika romanlar Latinize edilerek gün yüzüne çıkarılıyor. Türk Edebiyatında Tefrika Roman Tarihi başlıklı bu proje için 302 yayın tarandı. Bu yayınlarda tespit edilen romanlar dijital bir ortama aktarılarak okurun ve uzmanların ilgisine sunuldu. Gördük ki, harf devrimi öncesinde roman yazarak edebiyat ortamında var olmaya çalışan onlarca yazar var. Ancak bunlar, kimi zaman “popüler” oldukları, kimi zaman “edebî” bulunmadıkları için edebiyat tarihçilerinin ilgisini çekmemiş. Buna nedensizce ihmal de dâhil edilebilir.

Proje kapsamında iki kapak arasına taşınarak yayımlanan sekiz roman oldu. Adı edebiyat tarihlerinde geçmeyen Belkıs Sâmi’nin Aşkımı Öldürdüm romanı bunların ilkiydi. Sırasıyla, Selahaddin Enis’in Orta Malı, ilk Türk kadın romancılardan Fatma Fahrunnisa’nın Dilharap, Eylûl romancısı Mehmed Rauf’un Kâbus, Ercüment Ekrem’in Şevketmeap, yönetme ve oyuncu Vedat Örfi’nin Kırk Bela, Recaizade Mahmud Ekrem’in sansür nedeniyle yarım kalan romanı Saime, Latin harflerine aktarılarak bugüne getirildi. Dizinin sekizinci kitabı yakın zamanda yayımlanan Behice Ziya imzalı Pakize oldu.

Pakize, Maarif dergisinde 19 Eylül 1895-5 Mart 1896 tarihleri arasında 16 sayı tefrika edilen bir roman. 1877 tarihli, Zafer Hanım’ın Aşk-ı Vatan ve 1890’da yayımlanan Rehyâb-ı Zafer, 1891’de Fatma Aliye Hanım’ın Ahmed Midhat Efendi ile yazdığı Hayal ve Hakikat ve yine Fatma Aliye’nin tek başına kaleme aldığı Muhadarat’tan sonra bir kadın tarafından yazılan ve tefrika edilen ilk roman Pakize’dir. Pakize’nin yaratıcısı Behice Ziya, 1871 Emirgân doğumlu. Salon Köşelerinde’nin yazarı Saffeti Ziya’nın kardeşi. Birlikte, Ziya gazetesini çıkardılar. Behice Ziya, bu gazetenin yanında Hanımlara Mahsus Gazete’de de yazdı. Türk Basın Derneği’nin 1953’te basına emeği geçenler için tertip ettiği jübileye bir teşekkür mesajı gönderiyor. Şimdilik kaynaklarda Behice Ziya’ya dair son evrak bu. Bu bilgiler Reyhan Tutumlu ve Ali Serdar imzalı giriş yazısından. Araştırmacılar aynı zamanda Pakize’nin sadeleştirmesini yapmışlar. Kitap, Mustafa Akay tarafından Latin harflerine aktarılmış.

AŞIRI HASSASİYET, KIRILGANLIK VE MELANKOLİ

Pakize, Tanzimat kanonu içerisindeki romancıların varlıklarını sürdüğü, kimisinin hayata veda ettiği bir dönemde kaleme alınmış. Bu dönemde bir yandan Türk romanının en ihtişamlı metni kabul edilen Araba Sevdası tefrika ediliyor. Halid Ziya’nın Türk romanına derinlik kazandıracağı yıllar çok yakın. Roman nispeten bir olgunluk içerisinde. Pakize, bu kuşatılmışlığın ortasında karakterlerini iç mekâna hapseden, sokağın sesini kısan yönüyle Servet-i Fünun’a dâhil edilebilecek bir metin. Aşırı hassasiyet, kırılganlık ve melankoliye varan ruhsal yapı romanı Tanzimat’tan ayırıyor. Ancak, hâlâ Çamlıca bahçelerinde seyre çıkılıyor. Pakize’nin Türk roman tarihinde nerede konumlandırılacağından çok yazarının ve kahramanının kadın olması dolayısıyla dikkate değer hususiyetleri var. Behice Ziya’nın hayatından izler taşıdığını düşündüğümüz bir kahraman Pakize. Hangi çağda yaşadığının, batılılaşma cereyanlarının, matbuattaki hareketliliğin farkında. Yazan, okuyan, nitelikli metnin ayırdına varabilen bir genç kız. Onu, Tanzimat romanlarındaki kadın karakterlerden düşünce ufku ve okurluğundaki bilinç ayırıyor. Tanzimat devri edebiyatı yıllardır, modern yazar tipinin ortaya çıkışı üzerine araştırma nesnesi oldu. Öte yandan kadına, can sıkıntısına karşılık bilinçsiz okurluk tercih ettirildi. Behice Ziya’nın Pakize üzerinden bunu yıkmaya çalıştığı açık. Roman, karakterin bir gazete sütununda okuduğu bir yazıyı beğenmesi, yazarına gizli hayranlık duyması ve bu hayranlığın gizli ve saplantılı bir aşka dönüşmesi üzerine sade bir hikâyeye sahip. Bu, dönem romanları için yeni değil. Yeni olan, devrin tematik bir meselesi hâline gelen melankolik aşk anlatılarının gazete, okurluk ve karşı cinsin bedeni yerine kabiliyeti ve düşünceleri üzerine kurulu bir aşka yer vermesi. Mesela, dönem romanlarının klişesi hâline gelen babasız kahramanlar, bu romanda annesiz kızlara dönüştürülüyor. Tefrika romanların kitaplaşması devam ettikçe kadın yazarların bu tutumu devam edip ettirmedikleri de görülecek. Devam etmesi hâlinde yeni bir Tanzimat romanı “epistemolojisine” kavuşabiliriz.

FİKRE MUVAFIK BİR ADAY

Pakize, yabancı basını takip ediyor. Vaktini piyano ve keman çalmak ve daha çok kitap okumakla geçiriyor. Türkçe yazılan şeylere ilgisiz görünmek gibi batıcı okurlara yakın durduğu söylenebilir. Ancak, Türkçe sözler arasına Fransızca sözler yerleştirenlere tepki gösterecek kadar millî. Evlilik de romanın mevzularından. Beklendiği gibi, evliliği bir irade etrafında meşru görüyor. “Fikre muvafık” bir aday öncelik. Kadının kimlik inşası mücadelesi verdiği bir dönem bu ancak romancının da vurgulamadan geçemediği bir husus var: “Pakize azametli, vakarlı ise de yine kadındır.”

Tefrika projesi şekillendikçe, Türk romanının seyri değişecek. Kadın edebiyatı çalışmaları yeni bir döneme girecek. Hatta, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye sosyolojisine dair yeni sözler söylenecek. Pakize, hacmi küçük ancak kendi zamanına tersten bakan bir iki hususiyetiyle bunun haberini veren bir metin.


#Pakize
#Behice Ziya Kollar
4 yıl önce