|

Türklere dair bütün meseleler

Türk Milletinin Tarihi adlı eser Yeditepe Yayınları etiketiyle Türkçeye kazandırıldı. Türkiye üzerine çalışan en ünlü araştırmacılardan biri olarak bilinen Johannes Leunclavius’un eseri incelendiğinde bu sıfatı hak ettiği de anlaşılıyor. Leunclavius’un çalışması özellikle Avrupa’da Osmanlı tarihi hakkındaki referans kitaplardan biri olmuş.

04:00 - 15/05/2020 Cuma
Güncelleme: 23:08 - 14/05/2020 Perşembe
Yeni Şafak
Johannes Leunclavius’un “İkinci Kitap”ında Osmanlı-Habsburg sınır çatışmaları geniş yer tutmaktadır.
Johannes Leunclavius’un “İkinci Kitap”ında Osmanlı-Habsburg sınır çatışmaları geniş yer tutmaktadır.
SAHURE ERGÜZEL

Türkler hakkında yazılmış en önemli eserlerden biri olan Türk Milletinin Tarihi adlı eser yaptığı Almanca tercümelerle adından söz ettiren Türkis Noyan tarafından Türkçeye kazandırılmıştır. Erhan Afyoncu ve Ahmet Önal editörlüğünde iki cilt olarak hazırlanan bu eser Yeditepe Yayınevi tarafından yayımlanmıştır.

Rus Türkolog ve Şarkiyatçısı Barthold, Johannes Leunclavius’u “Türkiye üzerine çalışan en ünlü araştırmacılardan” birisi olarak tanıtır. Alman tarihçinin elinizdeki eseri incelendiğinde gerçekten de bu sıfatı hak ettiği anlaşılır. 16. asrın sonlarında yayınlanan bu eser, şüphesiz ki Avrupa’da Osmanlı tarihine dair yazılmış ilk kitap değildir. Lakin Leunclavius’un kitabı, Avrupa’da o zamanına kadar Osmanlı tarihinin “doğru bir şekilde” anlaşılabilmesi için kendi kaynaklarını da referans alarak bir tarihçi hassasiyeti ile hazırlanmış en muhtevalı çalışmadır. Bu yönüyle de Avrupa’da Osmanlı tarihi hakkında referans kitaplarından olmuş, Hammer, Zinkeisen, Iorga gibi büyük tarihçiler eserlerinde sık sık Leunclavius’a atıfta bulunmuşlardır.

AVRUPA’DAKİ İLK OSMANLI TARİHİ ESERİ


Johannes Leunclavius, eserini iki cilt olarak ve dört bölüm halinde düzenlemiştir. Eserin ilk cildinin “Birinci Kitap”ında 1549’a kadarki, “İkinci Kitap”ında ise 1550-1589 arasındaki hadiseleri anlatılır. Esasen “Birinci Kitap”, Osmanlı müellifi Muhyiddin Cemâlî’nin adlı eserinin bir nüshasının, zaman zaman başka kaynaklardan ilavelerle zenginleştirilmiş, zaman zaman da verdiği malumat tahrif edilmiş Almanca tercümesinden ibarettir. Cemâli’nin eseri, Hieronymus Beck von Leopoldsdorff tarafından 1551’de İstanbul’dan Viyana’ya götürülmüştür. Johannes Gaudier, bu eseri Almanca’ya tercüme etmiş, Johannes Leunclavius da Türkçe aslı ile karşılaştırmıştır. Leunclavius, önce hem Latince hem de Almanca tercümelerini yayınladığı ve sonra da bu eserine dâhil ettiği çeviri metin, Avrupa’da Osmanlı tarihine dair bilinen ilk eserlerdendir ve bu yönüyle birçok araştırmacıya kaynaklık etmiştir.

Johannes Leunclavius’un “İkinci Kitap”ında Osmanlı-Habsburg sınır çatışmaları geniş yer tutmaktadır. Alman yazar, 1564-1568 arasında Erdel’de Osmanlılar’a karşı savaşmıştır. Dolayısıyla bu hadiselere dair yazdıkları, birinci elden kaynak hüviyetindedir. İki devlet arasındaki 1580’lerde yaşanan ve “küçük savaş” olarak adlandırılan mücadeleler hakkında da araştırmacılara kayda değer teferruat sunmaktadır. Çatışmaların şiddetlendiği bir dönemde, Habsburg elçisi Heinrich von Liechtenstein’in maiyetinde 1584-1585’de İstanbul’da bulunmuştur.

Leunclavius dostlarının kendisine ulaştırdıkları Osmanlı tarihine dair bazı yazıları aynen yayınlamıştır. Bunlardan ilki, Paul Pesel Ernhaldt’ın Kanunî’nin Viyana muhasarasına dair Arşidük Ferdinand’a sunduğu 10 Kasım 1529 tarihli çalışmasıdır. İkincisi, III. Murad’ın 1582’de oğlu Şehzâde Mehmed’in sünneti vesilesiyle İstanbul’da yaptırdığı ihtişamlı şenliğin Niclas Haunolth’un kalemi mahsulü olan tasvirdir. Haunolth yazdıkları, dönemin Osmanlı surnâmeleriyle birlikte şenliğin en iyi anlatılarındandır. Leunclavius’un eserine aldığı üçüncü çalışma, Heinrich von Liechtenstein 1584 yılında Viyana’dan İstanbul’a kadarki yolculuğunun Melchior Besolt tarafından yazıya dökülen günlüğüdür. Nihayet, bu bölümde yer verilen dördüncü yazı, III. Murad’ın kızı Ayşe Sultan ile Vezir Kanijeli İbrahim Paşa’nın 1586’daki düğünlerinin yine Niclas Haunolth’un kaleminden anlatısıdır. Buradaki dört yazının her biri başlı başına önemli kaynaktır.

KAPSAYICI BİR ESER

Johannes Leunclavius, eserinin ikinci cildini “Pandectes” olarak adlandırmış ve okuyucusuna “Türklere dair bütün meseleleri kapsayan ve tarihî hadiseleri açıklayan araştırmaların derlemesi”ni yapmayı vadetmiştir. Alman yazar, tarihçi kimliğini en iyi bu bölümde ortaya koymaktadır. Zira gerek bazı Türk kaynakları gerekse kendi zamanına kadar Avrupa’da kaleme alınmış birçok tarih kitaplarını, seyahatnameleri, elçilik raporlarını mukayese ederek Osmanlı Tarihi’ne dair doğru bilgilere ulaşabilmek için titiz bir inceleme yapmıştır. Bütün bu eserlerin yanı sıra Leuclavius’un Osmanlı başkentine dair şahsî izlenimleri; Philipp Haniwald von Eckersdorf’un Müslümanların Mısır’dan Mekke ve Medine’ye kadarki Hac yolculuğuna ve Hac farizasının nasıl yapıldığına dair eseri; Hadım Süleyman Paşa’nın maiyetinde 1538’de Diu Seferi’ne katılan bir Venedikli’nin kısa raporu eserin bu bölümünün dikkat çekici kısımlarıdır.

Leunclavius, hadiseleri doğru bir şekilde tespit etmek istediği gibi kaynaklarından hareketle etimolojik değerlendirmeler de yapmıştır. Osmanlı memleketindeki dağ, göl, deniz, nehir, köy, şehir vesairenin nerede bulunduklarını, bunların isimlerinin doğru yazım ve telaffuzlarının ne olduğunu belirlemeye, daha önceki eserlerde tespit ettiği hataları düzeltmeye çalışmıştır. Keza, her bir kaynakta farklı ve genelde bozuk bir imlâ ile yazılmış şahıs ve müessese isimlerinin Türkçe asıllarını bulmaya gayret etmiştir. Alman yazar, farklı kaynaklardaki malumatı bir araya getirmeye çalışırken zaman zaman hatalar yapmış olsa da Osmanlı tarihini doğru bir şekilde tespit etmek için gösterdiği gayret dahi kendisini asrı için birinci sınıf bir tarihçi olarak kabul etmemize yetecektir.

#Türk Milletinin Tarihi
#Johannaes Leunclaviu
#Yeditepe Yayınevi
4 yıl önce