|

Uzaktan eğitimde başarı üçgeni şart

Eğitim bilimci Doç.Dr. M.Oğuz Kutlu, uzaktan eğitimde geleneksel eğitimdeki başarıya ulaşılmak için öğrenci, veli ve öğretmen üçgeninin şart olduğunu söylüyor. Ülkemizde uzaktan eğitimin alt yapısı donanımının güçlü olduğunu hatırlatan Kutlu artık “iyi öğreten” öğretmene değil, “yol gösteren” öğretmenlere ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekiyor. Kutlu günümüzde öğrencinin bilgiye kolay ulaştığını ama bu bilgiyi nasıl kullanacağı hususunda desteğe ihtiyacı olduğuna dikkat çekiyor.

Semiha Kavak
04:00 - 27/09/2020 الأحد
Güncelleme: 14:25 - 26/09/2020 السبت
Yeni Şafak
Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü’nden Doç. Dr. Mahmut Oğuz Kutlu, "Veli ile işbirliği yapılmadan uzaktan eğitimin başarıya ulaşması mümkün değildir. Bu nedenle bu süreçte veliler çok daha özverili olmak, öğrenciyle daha çok ilgilenmek zorundadırlar.” ifadelerini kullanıyor.
Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü’nden Doç. Dr. Mahmut Oğuz Kutlu, "Veli ile işbirliği yapılmadan uzaktan eğitimin başarıya ulaşması mümkün değildir. Bu nedenle bu süreçte veliler çok daha özverili olmak, öğrenciyle daha çok ilgilenmek zorundadırlar.” ifadelerini kullanıyor.

Pandemi sürecinde sekteye uğrayan günlük yaşamımızda belki de en çok etkilenen eğitim dünyası oldu. Geçtiğimiz hafta ilköğretimler ders başı yapsa da aileler tedirgin. Öte yandan üniversiteler genel olarak güz dönemini online eğitimle devam ettirme kararı aldı. Peki, salgın sürecinde zorunlu eğitim nasıl sürdürülebilecek? Bu aksamayı asgariye indirmenin çaresi var mı? Uzaktan eğitimin dünden bugüne aldığı yolu, yaşanan sorunları, çıkış noktalarını Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü’nden Doç. Dr. Mahmut Oğuz Kutlu’yla konuştuk.

Bilhassa Avrupa’da uzaktan eğitim modeli uzun yıllara dayanıyor. Bu şekil eğitim hangi ihtiyaçtan doğdu?

Teknolojinin eğitim alanında uzaktan eğitimde kullanılmak üzere okullara girişi 1800’lü yılların sonuna doğru ilk kez ABD’de gündeme gelmiştir. Yer ve zaman sınırlılıklarını ortadan kaldıran uzaktan eğitim günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte gittikçe daha fazla tercih edilen bir eğitim sistemi haline gelmektedir. Ancak uzaktan eğitimde kritik olan sadece gelişmiş teknolojik altyapı değil, bu teknolojilerin uygun ve planlı bir şekilde kullanılarak kalitenin artırılmasıdır.


Eskiden uzaktan eğitim nasıl yapılıyordu?

Uzaktan eğitimin tarihsel gelişim sürecine bakıldığında mektupla öğretim ile başladığı, tek yönlü ve çift yönlü radyo ve TV dönemi, uydu ve modern teknolojiler dönemi olarak devam ettiği görülmektedir. Bunun yanı sıra günümüzde teknolojilerin eş zamanlı ya da eş zamansız öğrenme ağları oluşturma kapasitesi de teknolojinin uzaktan eğitime kattığı önemli bir üstünlük olarak görülebilir. Sonuç olarak Uzaktan Eğitim; öğretme ve öğrenme sürecinde öğreten ve öğrenenin farklı ortamlarda olduğu (“uzak” sözcüğü bunu vurgulamaktadır), öğrenene yer, zaman ve mekan bakımından bireysellik, esneklik ve bağımsızlık fırsatı sunan güncel bir öğretim teknolojisi uygulamasıdır.

“SAKLI/GİZLENMİŞ PROGRAM”

Yüz yüze eğitim ile uzaktan eğitim modelleri karşılaştırıldığında birbirlerine karşı avantajlı ve dezavantajlı durumları nelerdir?

Aslında her modelin artıları ve eksileri vardır, önemli olan artıları fazla olanı tercih etmek veya bu süreçte olduğu gibi mevcut koşulları göz önünde bulundurup, bu koşullarda en iyisini nasıl yapabileceğimize odaklanmaktır. Ben burada, özellikle yüz yüze eğitimde biz eğitim bilimcilerinin çok önemsediği önemli bir program türünden bahsetmek istiyorum. “Saklı/Gizlenmiş Program...” Bir buzdağı düşünün, buzdağının görünen kısmı eğitim/öğretim programı ise, asıl büyük olan görünmeyen kısmı; öğrencilerin okula ders dışında gerçek yaşamlarında kullanabilecekleri, akademik değeri olan her türlü, bilgi, beceri, tutum ve değerleri kapsar… Okulda çocuklar, sadece matematik, coğrafya, tarih, fizik, biyoloji vb. konularını değil, gerçek hayatı da öğreniyorlar, Kısaca biz buna “Yaşam Kültürü” diyoruz. Çocuklar paylaşmayı, empatiyi, sıraya girmeyi, iletişim kurmayı, karşılaştıkları problemleri çözmeyi vb. hep bu programla öğreniyorlar.


Eğitimde başarılı olmak için ne yapılmalı peki?

Yüz yüze eğitimin kalitesini daha çok öğretmen ve öğrenciler arasındaki ilişki; uzaktan eğitimin kalitesini ise öğretmen-öğrenci ve veli arasındaki işbirliğinin kalitesi belirler. Veli ile işbirliği yapılmadan uzaktan eğitimin başarıya ulaşması mümkün değildir. Bu nedenle bu süreçte veliler çok daha özverili olmak, öğrenciyle daha çok ilgilenmek zorundadırlar. Yüz yüze eğitimin daha etkili olabileceği yönünde bazı karşılaştırmalı araştırmalar olsa da aslında iyi hazırlanmış uzaktan eğitim uygulamalarının da geleneksel eğitime benzer sonuçlar verebildiği, eşit derecede veya daha etkili bir öğrenmeyi sağladığı yönünde bazı araştırma sonuçları da vardır.

Covıd-19 Pandemisiyle birlikte dünyanın bazı ülkelerinde okullar kapandı, bazı ülkeler ise uzaktan eğitimle eğitimini sürdürmeye çalıştılar. Bu tablonun küresel anlamda kültürel yansıması ne şekilde olacak, bundan kârlı çıkacak olanlar olacak mı, olacaksa sizce hangi ülkeler kârlı çıkacak?

Eğitimin en önemli işlevlerinden biri de toplumun kültürel birikiminin geliştirilerek yeni nesillere sistemli bir şekilde aktarmaktır. Bu sürecin uzaması hem öğrenilmesi gerekenlerin öğrenilememesi hem de var olan öğrenmelerin tekrar edilmemesi, konular arasında yatay ve dikey bağların kurulamaması nedeniyle unutulması önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Salgın devam ederse, özellikle uygulamalı sağlık, mesleki ve teknik eğitimde büyük sorunlar yaşanılması kaçınılmazdır. Dolayısıyla bu süreç sadece ülkemiz için değil, tüm dünya için zorluklarla mücadele dönemi anlamına gelmektedir.

Öğreten yerine yol gösteren


Bu zorunlu model bundan sonra eğitim alanlarını, eğitimi nasıl etkiler. Kendini geleceğe hazırlayan ülkeler bu konuda nasıl bir yol izlerler?

Geleneksel eğitim-öğretim sürecinde bilginin öğretmen tarafından aktarılması esastır. Bir öğretmenin “iyiliği”, konusunu iyi bilmesi ve iyi anlatmasıyla ölçülür. Günümüzde ise özellikle bilgisayar teknolojisi ve çoklu ortamlar (multimedya) yardımıyla öğrencinin bilgiyi kendi başına öğrenmesi hedefleniyor. Bu zorunlu modelin de etkisiyle artık öğretmenler birçok konuda “öğreten” yerine “yol gösteren” rolünü üstleneceklerdir. Çünkü ekrana gelen bilgi, çok iyi bir öğretmenin bile aynı anda gösteremeyeceği kadar çok görsel malzeme içeriyor. Öğretmen, elbette bilgi ve tecrübesiyle hala çok önemli, ancak teknoloji bilginin öğretiliş ve aktarılış biçimini değiştiriyor. Artık nasıl öğreneceklerin öğrenen, öğrendiklerini gerçek yaşamda kullanabilen, bilgiyi üreten ve problem çözen bireylerin oluşturduğu ülkeler, geleceğin gelişmiş toplumları olacaklardır.

Dijital ders materyallerinin kalitesi önemli


Türkiye, uzaktan eğitime ne kadar hazır? Pandemiden eğitimimiz ne derece etkilendi, bundan sonra gidişat nasıl seyreder?

Aslında uzaktan eğitim konusunda Türkiye önemli bir birikime sahip olup, oldukça geniş bir internet ağı ve teknolojik araç-gereç imkanları ile iyi durumdadır, ancak bunlar yeterli değildir. Evlere internet erişimi % 90 dolayında olması önemli bir avantaj olarak görülse de bu durum etkileşimli derslerin yapılabilmesini garanti etmez. Diğer taraftan uzaktan eğitimi başarıya ulaştıracak en önemli unsurlardan biri de dijital ders materyallerinin kalitesidir. EBA’da bulunan ders materyallerinin çoğu; sunular, resimler, testler, tablolar, hazır videolar ve benzeri materyallerden oluşmaktadır. Bu materyaller Konu ve Eğitim Bilimleri uzmanları tarafından sürekli olarak gözden geçirilerek geliştirilmeli, eksiklikleri giderilmelidir.

Her öğrenciye destek kotası veriliyor

Bilhassa özel üniversiteler eğitim kalitesi konusunda ciddi eleştiriler alıyorlardı. Pandemi uzaktan eğitime mecbur etti. Üniversitelere bundan sonrasıyla ilgili neler öneriyorsunuz?

YÖK 23.03.2020 tarihi itibarıyla, daha salgın sürecinin hemen başında diğer ülkelerde alınan kararlara eş zamanlı olarak tüm üniversitelerde uzaktan eğitime başlanmasını kararlaştırmış ve uzaktan eğitimin sürdürülmesi için “YÖK Dersleri Platformu” tüm öğrencilerin erişimine açılarak bu platformun kullanılabilmesi için her bir öğrenciye 6 GB’lık “uzaktan eğitime destek” kotası verilmiştir. Bu süreçte özel üniversiteler, gerek teknolojik koşullarının yeterliliği ve gerekse öğrencilerinin internete erişim düzeylerinin yüksekliği gibi avantajlarını kullanarak öğretim kalitelerini artırabilirler. Özel ve devlet tüm üniversiteler özellikle teknolojik, içerik, pedagojik ve izleme ve değerlendirme hazır bulunuşluklarıyla ilgili çalışmalarına devam etmelidirler. Aslında belki de bu süreçte yaşanan zorluklar ve gösterilen çabalar, salgın bittikten sonra eğitim- öğretimin kalitesinin artırılması için önemli bir kilometre taşı bile olabilir.


Öğretmenlerde motivasyon bozuldu

Uzaktan eğitim okullara ilginin azalmasına yol açacak şeklinde bir görüş var. Bu konuda siz neler söylemek i
stersiniz?

Öğretimin yüz yüze etkileşimli yapılması yerine uzaktan eğitim uygulamalarıyla yapılması sadece öğrencileri değil, öğretmenleri de olumsuz yönde etkilemektedir. Öğretmenlerde meslekten soğuma, derslerden uzaklaşma ve mesleki motivasyonlarında azalma gibi bazı sorunlar görülmeye başlanmıştır. Öğrencilerde ise, genelde okullarını, öğretmen ve arkadaşlarını özleseler de gitmedikleri okullarına karşı ilgileri gittikçe azalmaktadır. Bu nedenle uzaktan eğitim derslerinde öğrenmelerinin daha da kolaylaştırılması, daha zevkli ve eğlenceli hale getirilmesi, uygun düzeyde uyarıcı sunulması böylece öğrenme düzeylerinin ve başarılarının artırılması gereklidir. Aslında öğrenme bir ihtiyaçtır ve bu yönüyle bir ödül niteliği taşır. Üstelik öğrenme ve öğrendiğinin farkına varma en büyük motivasyon kaynağıdır.

#Eğitim
#Başarı
#Öğretmen
#Öğrenci
٪d سنوات قبل