|

Ya duygularınız olmasaydı?

Duygularını ifade etme zorluğu yaşayan insanlar için kullanılan "duygu yoksunluğu"na beyinden gelen bir rahatsızlık sebep oluyor. Aleksitimi adı verilen rahatsızlık kadınlara göre erkeklerde daha fazla kendini gösteriyor. Yeterince ilgi ve şefkat görememiş çocukların beyninin duyguları tanıma bölümünün yeterince gelişmediği, yapısal bir anormalliğin olduğu ve bunun da aleksitimiye yol açtığı yönünde bulgular var. Aleksitimi, psikoterapi ile tedavi edilebiliyor. Günlük hayatta aleksitimikler duygusuz, kendini ifade edemeyen, yüzeysel kişiler olarak algılanabiliyor.

Yeni Şafak
16:10 - 4/01/2016 Pazartesi
Güncelleme: 14:46 - 4/01/2016 Pazartesi
Diğer

Çeşitli olaylar karşısında korku veya kaygı hissetmediğinizi düşünün. Hayallerlerinizden vazgeçmek zorunda kaldığınızda üzüntü, yada öfke hissetmeseydiniz ne olurdu? Duyguları olmayan bir insan düşünmek imkansız görülebilir ancak duygularını “hissedemeyen" insanlar var. Duyguların hissedilmemesi rahatsızlığı “aleksitimi", yani kabaca “duygu yoksunluğu" olarak adlandırılıyor.



Aleksitimi nedir?


Aleksitiminin nasıl meydana geldiğine henüz ulaşılamamış olsa da bu durumun genetik olabileceği veya beynin duyguları ortaya çıkarmamasına sebep olan bir travmadan olabileceği söyleniyor. Aleksitimi 1972'de Peter Sifneos tarafından ilk kez tanımlandığında bu durumda olan insanların da diğer insanlar gibi hissedebildikleri ancak duyguları adlandıramadıkları öne sürülmüştü. Bilim insanları, bunun sebebinin konuşmanın yönetildiği bölgede hasara sebep olan beynin birbiriyle ilişki halinde olan sağ ve sol lobu arasındaki bir bağlantı kopukluğu olabileceğini ortaya koymuşlardı.



Günümüzde, aleksitiminin pek çok türü olduğu düşünülüyor. Kimileri sadece duygularını tanımlamakta sıkıntı yaşarken kimileri de neler hissettiklerinin farkında olmuyor. Arizona Üniversitesi'nden Richard Lane, aleksitimi görülen kişileri gözlerinde hiçbir sorun olmamasına rağmen beyinlerindeki görme merkezinde hasar oluşmuş kişilere benzetiyor. Buna göre sinirlerde meydana gelen bir hasarın duyguların oluşma sürecine de etki edebileceğini ve kişilerin bedensel olarak bu duyguları yaşamalarına rağmen bilişsel olarak bunun farkında olmayabileceklerini söylüyor.



fMRI tekniğiyle yapılan çalışmalar aleksitiminin bazı türlerinde anlayışsal bir sorun olabileceğini gösteriyor. Örneğin, Goerlich-Dobre yaptığı çalışmalarda aleksitimi görülen kişilerin singulat kortekslerindeki gri maddenin küçüldüğünü ve böylelikle duyguların tanımlanmasında bilinç düzeyinde bir sorun olabileceğini tespit etmiş.



BBC'de yer alan habere göre, Groningen Üniversitesi Tıp Merkezi'nden André Aleman da aleksitimi görülen kişilerin beyinlerinde dikkatin oluştuğu bölümlerde bazı eksiklikler bulmuş. Yani, duyguların meydana geldiği durumlarda aleksitimi görülen kişilerin beyinleri bu duyguları kayda geçiremiyor.



Aleksitiminin diğer hastalıklarla olan ilişkisi


Aleksitimi, şizofreni, yeme bozuklukları ve otizm gibi diğer sinirsel durumlarla ilişkilendirilmiş. Ancak, Londra Üniversitesi'nden Geoffrey Bird, sanılanın aksine, otizmlilerin neredeyse yarısında karşısındakini gözetme konusunda otizmli olmayanlara göre bir değişiklik olmadığını ortaya koyuyor. Aleksitimi görülen otizmliler de genellikle toplumsal sıkıntılar yaşayanlar. Bird, otizm ve aleksitimiyi iki farklı durum olarak ele almanın yapılacak araştırmalar açısından daha sağlıklı verilere ulaşılmasını sağlayacağını söylüyor.



Aleksitimi görülen kişilerde huzursuz bağırsak sendromu veya kronik ağrılar gibi bedensel rahatsızlıklara sıklıkla rastlanabiliyor. Lane bu durumu “duygusal yoksunluk"tan dolayı beyinde oluşan bir kısa devre olarak açıklıyor. Bilinçli olarak duyguların oluşmasına izin verilip beynin frontal bölgesi harekete geçirildiğinde bedensel süreç başlamış oluyor. Duyular harekete geçmediğinde de zihin fiziksel duyulara daha fazla odaklanıyor. Örneğin, Caleb ailesinden uzaklaştığında özlem duygusunu hissetmiyor; ancak fiziksel bir baskı veya stres altında olduğunu söylüyor.



#Aleksitimi
#duygu yoksunluğu
8 yıl önce