|

Yazarken kurulan poetika

İsmini Aşkar dergisinde yazdığı şiirlerle duyduğumuz Musab Kırca’nın şiir kitabı “Düşerken Öğrendiğimiz Yasalar” okuyucusuyla buluştu. Yer yer uzun şiirlerin yer aldığı eserde, birkaç şiiri ayırırsak kendi içinde iyi bir bütünlüğün olduğunu söyleyebiliriz.

Yeni Şafak
04:00 - 13/07/2016 Çarşamba
Güncelleme: 21:33 - 12/07/2016 Salı
Yeni Şafak
-OSMAN ÇUHA


Musab Kırca'nın şiirlerine baktığımızda ilk olarak, İsmet Özel'in Türk şiirine armağan ettiği şiir platformunu görüyoruz. Çeşitli eleştirilerin ortasında birden saf olana çekilen dikkat veya bağlaç kullanımları bunu bize gösteren şeylerden birisi. Doğru bir adlandırma olmasa da 90 ve 2000 kuşağı şairler kendi şiirlerini kurma evresinde İsmet Özel'in kurduğu bu platforma genellikle uğramışlar ve yollarını daha sonra bulmaya başlamışlardır. Bundan dolayı -kendi şiirine ait dikkatleri öne çıksa da- aslında bu çalışma, kendinden sonra yazılacak şiirlere daha çok atıf yapan bir kitap. Kitabın içindeki şiirler bir kronolojiye göre mi düzenlendi bilmiyorum fakat bahsettiğim özerklik konusunda değişim, kitabın ikinci bölümünde birinci bölümüne göre daha ileri bir noktada bulunuyor.




  1. Düşerken Öğrendiğimiz Yasalar
  2. Musab Kırca
  3. Ebabil Yayınları
  4. Ocak 2016
  5. 48 sayfa

“Tarıyorum tenha saçlarını / Sürekli bir yadırgıyla / Kocaman açmış ağzını bir bütüne / Pencereden sarkmış gözleri…” İlk bölüme ait olan bu şiir daha çok görüntüler ve fikir parçalarının bir bütüne varma çabasından oluşuyor. Edebiyatımız içerisinde daha yorgun hale gelmiş bir alanın şiiri bu. İkinci bölüme bakarsak bizi diriliğe davet eden şiirlerle daha çok karşılaşıyoruz: “Herkese uyan bir ölçü üretirdi çarşılar / Aynı yaştaydı herkes aynı yalandan ötürü”







KENDİ ALANINI OLUŞTURMA ÇABASI

Musab Kırca şiirinin önemli bir kanadını eleştiri oluşturuyor. Şiirinin içerisinde modernlik durumunu belirten çeşitli eşyalar olsa da bu eleştiriyi genelde canlı bir varlıkta başlatıp canlı bir varlıkta bitiriyor. Bu da onun modernlik kavramları içerisinde saçmaya düşmesine engel oluyor. Bu durumun getireceği tehlike ise tek tip eleştiridir. Çeşitlenemeyen eleştirinin sonuçlarını şiirimizde bir şekilde görüyoruz.



“İnsan her şeye alışma makinası”

“Din değiştirmiş değilim / Sadece elektriğe inancımı yitirdim”

Müslüman şairlerin son dönemde yazdığı şiirlere baktığımız zaman bir konumlandırmayla karşılaşıyoruz. Bu konumlandırma bahsini biraz açacak olursak dünyada her şeyin çeşitlendiği şu zamanlarda Müslümanların arasında da çok sayıda gerek siyasi gerek diğer anlamlarda farklı gruplar var. Bu durum da Müslümanları her alanda kendi içinde bir köşeden konuşmak, konuşacak bir köşeyi oluşturmaya çalışmak ve bir kenarda sessizce durmaya sevk ettiğini görüyoruz. Bunun şiirimizdeki karşılığı daha ilginç. Birbirinden farklı düşüncelere, poetik tutumlara sahip olan Müslüman şairlerin önemli bir kısmı kendi poetik sahalarından ayı şeyi yapıyor. Etrafındaki mayınları temizleyerek 'ne şundanım ne bundan ben buyum' düşüncesine dayanarak şiiri oluşturuyor. Musab Kırca da bu şairlerimizden.



  1. Kendi alanını oluşturmaya ve kendisini kendi korunaklı alanında konuşturmaya çalışıyor:
  2. “Yeni Türkiye beni arıyor
  3. Ben reddediyorum
  4. Ben bazen reddederim
  5. İnce bir alışkanlık olarak
  6. Tedbir güvensizliktir
  7. Bunu sen de biliyorsun Arif
  8. Dostlar da Allah'ın bir ayetidir
  9. Mutluyum diyorum bazen
  10. Geçer diyorsun”
#Musab Kırca
#Düşerken Öğrendiğimiz Yasalar
8 yıl önce