Türkiye 21. yüzyıla vesayet odakları ile savaşarak girdi. 28 Şubat sürecinde derinlere kök salan ve ‘1000 yıl daha süreceği’ zannedilen düzen, 2002 yılında milletin iradesini ortaya koymasıyla temelinden sarsılmaya başladı. Yıl yıl genişleyen sivil özgürlük alanına, 27 Nisan 2007’de Genelkurmay Başkanlığı tarafından yayınlanan e-Muhtıra ile yeniden sınır çizilmek istendi. Abdullah Gül’ün aday olduğu Cumhurbaşkanlığı seçiminde çıkan ‘367’ krizi de bu çizgiyi daha da kalınlaştırdı.
İşte bu süreçte kendisini millet iradesinin üstünde gören vesayet odaklarına “dur” demek için tarihi bir anayasa paketi hazırlanarak milletin onayına sunuldu. 12 Eylül darbesinin 30. yıl dönümünde sandık başına giden Türk halkı, Anayasa Mahkemesi (AYM), HSYK gibi yargı kuruluşlarını reforme etti. “Kamu Denetçiliği Kurumu” ihdas edildi, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı getirildi. 45 yılda 25 parti kapatarak siyaseti dizayn eden AYM’nin parti kapatması zorlaştırıldı.
Referandumla 12 Eylül darbecilerine yargı yolu açıldı. Anayasa’nın, 12 Eylül dönemindeki Milli Güvenlik Konseyi üyeleri ile bu dönemde kurulan hükümetler ve Danışma Meclisi’nde görev alanların yargılanmasını önleyen geçici 15. maddesi yürürlükten kaldırıldı. Yüksek Askeri Şura kararlarına itiraz hakkı getirildi, askeri yargının görev alını net bir şekilde tanımlandı. Daha sonradan terör örgütü FETÖ tarafından istismar edilmek istense de halkın yüzde 58’inin oyuyla kabul edilen paket demokratikleşme tarihimizin mihenk taşlarından birisi oldu.
Vesayet odakları karşısında hiçbir zaman diz çökmeyen Yeni Şafak, onlara karşı verilen savaşta da sivil siyasi iradenin yanında durdu. 12 Eylül günü “ Özgürlük İçin Sandık Başına”, “30 Yıl Oldu Netekim” başlığıyla 49 milyon 446 bin 369 seçmeni ülkenin geleceği için oy kullanmaya çağırdı. 13 Eylül günü, milletin tercihi ‘Hayırlı Olsun’ başlığı altında şu ifadelerle Türkiye ilan edildi: Millet kararını verdi. Daha ileri demokrasi için sandıktan yüzde 58 evet çıktı. 12 Eylül’ün darbe anayasası ve üstünlerin hukuku tarihe gömüldü. Referandumu güven oylamasına dönüştüren ‘hayır’ cephesi ise yüzde 42 oyla hezimete uğradı...
