Çok yönlü bir kültür bitkisi olan zeytin, Akdeniz’e kıyısı olan tüm ülkelerde doğum, evlenme, dini törenler gibi değişik amaçlarla günlük hayatta yer almıştır. Anadolu’da yaşayan en eski medeniyetler dini kutsamalarda, nazardan korunmada ve birçok hastalığın tedavisinde bu bitkiyi kullanmışlardır.
Antik Yunan’da ise zeytine atfedilen kudsiyet ve zeytin yapraklarının pek çok hastalığın tedavisinde etkili olması zeytini, yüzyıllardır süregelen bir kültürel değer hâline getirmiştir.
Tüm dinlerde bereket, barış, akıl, uzun ömür ve olgunluk gibi aynı simgesel anlamlar taşıyan zeytin, Yunanlı yazar, Dr. Athanasia İfianassa Karabatsou’nun da çalışmalarının ana konusu olarak öne çıkıyor. Dr. Karabatsou 1990 yılından beri zeytin yapraklarının işlenmesine öncülük ediyor ve zeytin yaprağı özü ile doğal tedavi metotları üzerine Paris Graduate School’da dersler veriyor. Dr. Karabatsou’nun kaleme aldığı “Zeytin Yaprakları”da bu şifalı bitkiyi tüm ayrıntılarıyla anlatıyor. Geçtiğimiz günlerde Ketebe Yayınları arasından çıkan kitap, Yunan tıbbı, doğal tedavi ve hücresel beslenme gibi başlıklar üzerinden ilerliyor. Dr. Karabatsou, pek çok hastalığın sebebi ve tedaviye yardımcı birtakım formüller ile birlikte sağlıklı yemek tariflerine kadar oldukça geniş bir yelpazeyi okurlarına sunuyor. Aynı zamanda okurları için bu şifalı özü evlerimizde kendi kendimize nasıl elde edebileceğimizi anlatıyor.
YAPRAKLARDAN GELEN ŞİFA
Tüm sağlık uzmanlarının da söylediği gibi, en güzel tedavi, hastalığı önlemektir. Zeytin yaprakları bağışıklığı güçlendirmede de etkili bir maddedir. Her geçen gün daha fazla insan zeytin yaprağı özünü kullanarak bağışıklığını güçlendiriyor. Özellikle Amerika, Avrupa ve Asya kıtalarında zeytin yaprakları demetler hâlinde halk pazarında satılıyor. Budapeşte’de ise kanser tedavilerinde zeytin yaprakları kullanılıyor.
Antik çağlardan beri sosyal tıp alanında kullanılan zeytin yapraklarının günümüzde yapılan bilimsel araştırmalarda aslında gut hastalığı romatoid artrit ve kireçlenme gibi çeşitli artrit vakalarının gelişmesini engellediği gözlemleniyor. Ayrıca damar genleştirme ve rahatlatıcı özelliklerinden dolayı kozmetik amaçlarla da düzenli olarak kullanılıyor. Kan sulanmasını hızlandırarak direkt kaslar üzerinde de etki gösterdiğinden atletlere ve sportif kişilere genellikle zeytin yaprağı öneriliyor. Kas ve eklem ağrılarında losyon olarak kullanıldığı gibi güzellik maskeleri içeriğinde de yer alıyor.
Kendiniz yapabilirsiniz
Peki, bu şifalı zeytin yaprağı özü nasıl elde ediliyor? Bu özü yapmak için öncelikle genç zeytin ağaçlarından ve ilaçlanmamış zeytin ağaçları tercih ediliyor. Toplanan yaprakların yüzeyinde sinek ve böceklerden, bulunduğu yükseklikten ya da renk değişiminden kaynaklı bozulmalar olmamasına dikkat etmeliyiz. Yapraklar açık yeşil ve taze olmalıdır. Dilerseniz yapraklarla birlikte küçük taze dalları da toplayabilirsiniz. Bir su bardağı kadar ezilmiş zeytin yaprağını iki bardak saf metalik su ya da arıtma suyu ile birlikte homojen bir kıvama getirmek için blendera koyuyoruz. Güzel bir renk alana ve yapraklar iyice öğütülene kadar makineyi en yüksek hızda çalıştırıyoruz. Bu aşamada çoğu zaman karışımın üzerinde yoğun yeşil bir köpük oluşur. Bu köpüğü de atmayıp ayrı bir kaba ayırıp çökmesi için bekletiyoruz. Özü ile beraber kalan yaprakları da ince bir süzgeçten geçiriyoruz ve kalan yaprakları saklıyoruz. Dilerseniz, yaprak karışımını ikinci bir kez yeniden iki bardak su koyarak blendırdan geçirebiliriz. Bu kez daha seyrek bir karışım haline gelecektir. Öneri olarak, hem tat vermesi hem de C vitamini kaynağı olması sebebiyle bir bütün limonu kabuğunu çekirdekler ile birlikte bu karışıma ekleyebilirsiniz. Limon, aynı zamanda bitki suyunun kararmaması sağlayacaktır. Eğer farklı tatlardan hoşlanıyorsanız karışımı hazırlarken tercihe bağlı olarak istediğimiz taze bir mevsim meyvesini de bu karışıma ekleyebiliriz.
Örneğin kabuk ve çekirdekleri ile birlikte elma, kivi, erik, kuru kayısı ve benzeri meyveler karışıma ayrı bir lezzet de katacaktır. Bu bitki suyunu yediden yetmişe her yaştan insan içebilir. Zeytin yapraklarındaki oleuropein çok güçlü bir antioksidan olduğundan dolayı gün içinde 3 ile 6 bardak içilmesi önerilir.
