|

Ömer Seyfettin, yeniden

Hikayeciliğimizde önemli bir yere sahip olan, ancak, zamanla aslından uzaklaştırılan 'Ömer Seyfettin hikayeleri, 'yeniden' okurunun karşısında.

.
00:00 - 4/02/2000 Cuma
Güncelleme: 18:08 - 4/01/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Ömer Seyfettin, yeniden
Ömer Seyfettin, yeniden

Otuzaltı yıl süren (1884-6 Mart 1920) kısa ömrüne rağmen Ömer Seyfettin, edebi ve fikri anlamda kültürümüzde önemli izler bırakan bir isim. O, Türk tarihinin önemli dönüm noktalarını içine alan yıllarda yaşadı. Edebi faliyeti şiirle başlar. Ancak, gelişen yıllar içerisinde edindiği fikri tecrübe onu önce bu edebi anlayıştan, sonra da şiirden vazgeçirecek ve Ömer Seyfettin asıl şöhretini yakaladığı hikayecilikte karar kılacaktır.

Ömer Seyfettin Hikayesi

Türk hikayeciliğinde Ömer Seyfettin önemli bir basamak. Çünkü, onun hikayesi, tarihi henüz çok yeni olan 'Avrupai Türk Hikayesi'nde başlı başına bir aşamadır. O, günlük hayattaki sıradan, basit olaylardan yakaladığı ufacık konuları hikaye haline getirmeyi bilir. Onun bu kudreti, realizm anlayışı ile klasik hikayede ilerleyişiyle devam eder. Ömer Seyfettin'e edebiyatımızdaki asıl yerini kazandıran ve gelen her yeni nesil için de aynı önemi ve tadı veren hikayeleri, Genç Kalemler ve I. Dünya Savaşı yıllarında, Yeni Mecmua'da çıkan hikayeleridir. Ömer Seyfettin, halkın ve askerin maneviyatını yükseltmek amcıyla yazdığı bu destansı hikayeleri için "Eski kahramanlar" başlığını uygun görür: "Başını Vermeyen Şehit", "Pembe İncili Kaftan", "Kütük", "Vire", "Teketek", "Ferman", "Topuz" ve "Kızılelma Neresi". Ömer Seyfettin'in halka inme ve halk diliyle yazma düşüncesi onu zaman zaman halk edebiyatı kaynaklarından da faydalanmaya sevkeder. "Yalnız Efe" romanı bu amacın bir ürünüdür. Mizah ile hicvi tercih ettiği hikayeleri de vardır: "Gizli Mabet", "Hürriyet Gecesi" "Lokonta Esrarı" "Gayet Büyük Adam". Çocukluk hatıralarını da hikayeleştirir Ömer Seyfettin. "İlk Namaz", "Kaşağı", "Ant", "Falaka", "İlk Cinayet" ilkokul çağlarında okuyup unutamadığımız hikayeleridir. Bunlar, üzerinden bunca zaman geçmesine rağmen Türk okuyucusunun hâlâ en çok bildiği ve sevdiği hikayeler. Ömer Seyfettin adeta dünyaya yazmak için gelmiştir. Kısa süren ömrüne rağmen hemen hemen bütün edebi türlerde kalem oynatmış ve arkasında çok sayıda eser bırakmıştır. Dergah Yayınları, Ömer Seyfettin'in tüm eserlerini bir külliyat halinde yayınlıyor. Şimdiye kadar oluşturulmuş tüm bibliyografyalara inilerek hazırlanmış Ömer Seyfettin külliyatı. Dergah'ın külliyat teşebbüsüyle, Ömer Seyfettin'in yanlış okuma ve hatalarla zamanla aslından uzaklaşılan hikayelerinde 'asl'a dönüş amaçlanıyor. Külliyatta yer alan yazılar ilk yayın tarihleri esas alınarak sıralanmış ve Ömer Seyfettin'in kendi imzası dışında, müstear isim kullanarak yazdıkları da külliyata alınmış. Ömer Seyfettin külliyatının 'yeniden keşfi' fikri İnci Enginün'den çıkmış ve seri Dr. Hülya Argunşah'ın titiz çalışması sonucunda oluşturulmuş. Edebiyat dünyamız, "Ömer Seyfettin'in Bütün Eserleri"ni onun ölümünün yetmiş dokuzuncu yılında 'bir bütün' olarak 'yeniden' kazanıyor.

24 yıl önce