|

Yalancı aynalar

Eduardo Galeano, sorgulayıcı bir üslupla kaleme aldığı Aynalar'da, 21. yüzyılın bütün kavramlarını alt üst ediyor ve sesleniyor:'Barış ve adalet haykırarak doğan yirminci yüzyıl, kanın içinde boğularak öldü'

Ertan Altan
00:00 - 6/01/2010 Çarşamba
Güncelleme: 22:32 - 5/01/2010 Salı
Yeni Şafak
Yalancı aynalar
Yalancı aynalar

“Uruguaylı gazeteci ve yazar Eduardo Galeano'ya “Aynalar” adlı kitabında uygarlık tarihini kutsal kitaplara özgü bir üslupla kısa ve sorgulayıcı bir biçimde anlatıyor. Galeano, daha en başından günahlarla lekelenen dünyamızda işlenen yeni günahları listeleyerek, sınıflı toplumun Asya'dan Avrupa'ya oradan yeni dünyaya uzanan modern görünümlerini tıpkı bir Tevrat ya da İncil'miş gibi hikaye ediyor.

Latin Amerika'nın efsanevi şehir gerillası örgütü Tupamaroların damgasını vurduğu Uruguay'ın başkenti Montevideo'da 1940 yılında doğan Eduardo Galeano, romantik ve isyancı hareketlerin tüm dünyayı kapladığı 60'lar ve 70'lerde fabrika işçiliğinden gece bekçiliğine kadar çeşitli işlerde çalıştıktan sonra sosyalist yayınevi ve dergilerde editörlük yaptı. Bugün ülkenin en çok dinlenen radyosuna, en çok okunan gazetesine ve ülke nüfusunun yarıdan fazlasının yaşadığı başkent Montevideo'nun belediye başkanlığına sahip olan Tupamaro Hareketi, şehir gerillası olduğu yıllarda Latin Amerika'nın en lirik sloganlarına imza atan örgüttü.


BARIŞ YÜZYILI GELECEK Mİ?

Pax Romana yani “Roma Barışı”, Roma İmparatorluğu'nun Akdeniz'in doğusunu, batısını, kuzeyini ve güneyini fethettiği kanlı savaşların arkasından geldi. Aynı coğrafya, Roma'dan bin 300 yıl sonra Türkler tarafından fethedilecek ortaya çıkan “barışa” Pax Ottomana denilecekti. Eski dünyanın büyük devletleri birbirlerinin topraklarını fethetmek için Tanrı'nın adına, barış ve adaletin sağladığı meşruiyete ihtiyaç duymuşlar mıydı bilmiyoruz. Ama Roma'dan bu yana bütün fetihlerde barış ve adalet için kan dökülüyor. Aynalar'ın “Kaybolan Şeyler” başlıklı son bölümünde Galeano, 20. yüzyılın günahlarla dolu olaylarının ardından şöyle diyor: “Barış ve adalet haykırarak doğan yirminci yüzyıl, kanın içinde boğulmuş olarak öldü ve bulduğundan çok daha adaletsiz bir dünya bıraktı arkasında. ”

EMPERYALİZM KÖTÜYDÜ PEKİ BAĞIMSIZLIK İYİ Mİ?

Çocukluk hayallerini çocuksu bir üslupla ifade eden Galeano, Aynalar'dan önce yazdığı kitabı Latin Amerika'nın Kesik Damarları'yla dünyada tanınan bir yazar oldu. Çünkü Venezüella'nın tartışıl(a)maz lideri Hugo Chavez'in, başkan seçilen Obama'ya verdiği ilk hediye, “Latin Amerika'nın Kesik Damarları”ydı. Tıpkı “Pax Romana” ve “Pax Ottomana” gibi önce istila sonra mutlak barış anlayışıyla Ortadoğu'ya saldıran korkunç Bush'un ardından gelen Obama'ya, dostça bir el anlamı taşıyordu bu kitap. ABD, kan dökücülük konusunda eski imparatorluklardan hiç de aşağı kalmadığını yıllar boyu ispatlamış bir süper devlet olarak barış ve adalet yalanlarının artık hiçbir işine yaramadığını Obama'nın yeni söylemiyle bütün dünyaya itiraf etti. Ancak Galeano'nun da içinden geldiği hümanist ve lirik geleneğin, “emperyalizmin yerli işbirlikçisi” olarak kodladığı yerel egemenler, eski ve yeni dünyanın “arka bahçelerinde” emperyalizme karşı halkın meşru savunması kontenjanından sorgulanamaz iktidarlarına devam ediyorlar. “Emperyalizme karşı mücadele” onlar açısından hala işe yarayan bir yalan üstelik. Şimdi kitapları yerel diktatörler tarafından emperyalistlere hediye edilen Galeano, lirik bir Tupamaro ve hümanist bir yazar olarak 21. yüzyılın bütün kavramları altüst eden aynasından kendine bakıyor. Belki de “Tarih yürüyen bir paradoks, çelişki tarihin bacaklarını hareket ettiren temel güç” derken kastettiği tam olarak buydu.


Kelimeler böler bizi eylem birleştirir

Temel sloganı “Kelimeler böler, eylem birleştirir” olan Tupamarolar, Montevideo'da soymayı planladıkları bankanın çalışanlarından biri hamile olduğu için soygunu erteleyen hümanist bir örgüt olarak 60'lar ve 70'ler boyunca Avrupa'daki gençlik hareketlerinin ilham kaynağı oldu. Tupamaroların Uruguay'ında yetişen bir yazar olarak Galeano, ülkesinin lirik atmosferini kitaplarına her zaman yansıttı. Aynalar bir bakıma dünyanın 20. yüzyılın sonuna kadar olan ve kutsal metinlerle de desteklenen resmi tarihine Galeano'nun verdiği parlak bir cevap niteliği taşıyor.


14 yıl önce