|

Metodik şüphe doğruya götürür

Bilimsel çalışmaların ana ilkesi olan metodik şüphenin bilerek şüphe etme olmasından dolayı özellikle inanç konularının inkarı ile alakası yoktur. Metodik şüphe insanı doğruya ulaştırırken, metodik olmayan şüphe inkara götürür.

04:00 - 24/05/2024 Cuma
Güncelleme: 03:22 - 24/05/2024 Cuma
Yeni Şafak
İllsutrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım.
İllsutrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım.

Ünlü İslam düşünürü Gazali, hocası İmâmü’l-Haremeyn Cüveynî’nin ölümünden sonra, hayatının en verimli olduğu dönem olan Nizamiye medreselerinde hocalık görevini üstlenir. Ancak bu dönemde, kendi akıl dünyasında oluşan soru ve şüphelerden kurtulmak amacıyla müderrisliği hacca gitme bahanesi ile bırakarak kendi dünyasına çekilir. Bu olay metodik düşüncenin ilk adımı olarak kabul edilir. Daha sonra Avrupa’da Descartes tarafından dillendirilmiş olan metodik şüphe, bilimsel çalışmaların ana ilkesi olarak kabul edilir.

KİTABINDA ANLATIR

Gazali içine düştüğü bu şüphenin ne olduğunu ‘El Munkız Mined Dalal’ adlı eserinde şöyle anlatır: “…Göz gölgeye baktığı zaman onun durduğunu ve hareket etmediğini zanneder. Bir müddet sonra tecrübe ve müşahede ile durduğu zannettiği gölgenin hareket ettiğini anlar. Bir lira gibi gözüken yıldızlar aslında dünyamızdan kat kat büyüktür... Vakta ki bu vesveseler içime doğdu ve kalbimde yer etti, bu defa buna ilaç aramaya koyuldum. Fakat bu kolay olmadı. Çünkü bu hastalığın tedavisi ancak delil ile mümkün olabilirdi.”

İNANÇTA ŞÜPHENİN ÖLÇÜMÜ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR

İslam inanç sistemi içinde kalan ve İslam dininin reddettiği şirk ise, metodik şüpheden farklı olarak, Allah’a ve gönderdiği vahyin bir kısmı veya tamamına karşı şüphe içinde olmak anlamındadır.

Bu iki şüphe arasındaki en büyük fark, metodik şüphenin bilimsel sonuca ulaşmak için bilerek şüphe etme olmasından dolayı özellikle inanç konularının inkarı ile alakası olmamasında yatar. Örneğin “Türkiye’nin en büyük dağı Honaz dağıdır” paradigmasının doğruluğu konusunda şüphe ettiğimizde ve “Acaba öyle mi? Bunu test etmek gerekir” dediğimizde, ölçümler yaparak Honaz dağından daha yüksek dağ bulmaya çalışmamız metodik şüphenin gereğidir. Bunun sonunda yapılan ölçümlerle Ağrı dağının Türkiye’nin en büyük dağı olduğu bilgisine ulaşılmış olur. Oysa “Allah bilir” veya “Allah bir’dir” paradigmalarının ölçümü söz konusu değildir. Bu paradigmalar ya inanılır ya da reddedilir. Dolaysıyla bu inanç konusudur. Bu açıdan metodik şüphe insanı doğruya ulaştırırken metodik olmayan şüphe inkara götürür.

HZ. İBRAHİM KISSASI BUNU ANLATIR

Peki, bu konuda Kur’an-ı Kerim’de bir örnek var mıdır?

Bakara Suresi'nde Hz. İbrahim’i anlatan bir ayet vardır. Burada aslında bizim metodik şüphe dediğimiz olay Hz. İbrahim’in dilinden aktarılır. Hz. İbrahim’in, “Ölüleri nasıl diriltiyorsun, bana göster” isteği üzerine Allah, “Yoksa inanmıyor musun?” der. Hz. İbrahim de, “Hayır inanıyorum, fakat kalbim tam kanaat getirsin diye” şeklinde cevap verir. İşte metodik şüphe sadece inanç değil aynı zamanda farkındalık oluşturarak bilimsel yolu da kullanmaktır.



#İslam ve İnsan
#Aktüel
#Hayat
24 gün önce