|

"Türkiye anadilde eğitime hazır değil"

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin anadilde eğitim konusunda hazır olmadığı kanısındayız" dedi.

.
00:00 - 5/11/2012 Pazartesi
Güncelleme: 11:43 - 5/11/2012 Pazartesi
Yeni Şafak
"Türkiye anadilde eğitime hazır değil"
"Türkiye anadilde eğitime hazır değil"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümeti ekonomi ve dış politika konularında eleştirdi. AK Parti hükümetinin Türkiye'yi 2023'te dünyanın ilk 10 ülkesi arasına taşıyacak politikaları üretmekten aciz olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, Suriye konusunda ise, "Kraldan fazla kralcı olmanın bu ülkeye getirdiği maliyetin faturasını kim ödeyecek" dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) üyeleriyle bir araya geldi. Swiss Otel'deki toplantıya CHP Genel Başkan Yardımcıları Ümit Oran, Erdoğan Toprak, CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil, Grup Başkanvekili Akif Hamza Çebi, CHP milletvekilleri, ekonomi yazarları, haber müdürleri ve ekonomi muhabirleri katıldı. Gazetecilere yönelik konuşmasında hükümeti eleştiren Kılıçdaroğlu, AK Parti hükümetinin Türkiye'yi 2023'te dünyanın ilk 10 ülkesi arasına taşıyacak politikaları üretmekten aciz olduğunu söyledi. Konuşmasında sık sık reel ekonominin önemini vurgulayan Kılıçdaroğlu, 'Reel ekonomiyi finansın önüne çıkarmak gerekir. At başı reel ekonomi olacak. Amerikan Merkez Bankası, dünyada doların değer kazanmasını engellemeye çalışıyor. Ekonomiden o kadar habersiz bir Başbakan var ki, Türkiye çok değerlendi diye neredeyse göbek atıyor. Niye Amerikalılar doların değerini düşürüyorlar. Teşvik politikalarımızın tümünü reel ekonomi üzerine inşa edeceksiniz' dedi.

Türkiye'nin 4+4+4 eğitim sistemi ile bilgi toplumundan koparılmak istendiğini savunan Kılıaçdaroğlu, 'Herhangi bir ülke 'Türkiye'yi nasıl bir plan yapıp çağdaşlıktan koparırım' diye düşünse aklına 4+4+4 eğitim sistemi gelir. Dinamizmi sağlayacak insan beyninin en önemli madde olduğunun farkına varacak politikaya ihtiyacımız var' ifadelerini kullandı.

CHP lideri, hükümetin para politikasını da eleştirerek, 'Para politikaları kısa vadeli politikalardır. Kalıcı olan politikalar maliye politikalıdır. Siz hiç tutarlı ve kalıcı maliye politikası duydunuz mu? Bu iktidarla bu ekonominin düze çıkması mümkün değildir' şeklinde konuştu.

Ekonominin sağlıklı büyümesi için özgür bir tartışma ortamı oluşturulması gerektiğini vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

'Özgür tartışma ortamının olmadığı ekonomide sağlıklı büyüme olmaz. İşadamı konuşmaktan korkuyorsa, örgütler konuşmaktan korkuyorsa, üniversiteler konuşmaktan korkuyorsa, ekonominin yanlış yere gittiğini kim söyleyecek. Sadece siyasal partiler mi. Bu ülkenin aydınları mutlaka konuşmalı. Demokrasinin olmadığı yerde sağlıklı bir ekonomik büyümeyi sağlayamazsınız. Örneğini isteyen eski Sovyetlere bakabilir. Biz AKP'ye şu teklifi yaptık; 'Gelin 12 Eylül darbe hukukunu da değiştirelim. Daha kolay değişir' dedik. Ülkeye gerçek demokrasi gelsin. Adalet ve Kalkınma Partisi bu teklifimizi elinin tersi ile itti. Darbe hukukunun geçerli olduğu ülkede sağlıklı ekonomik büyümeyi sağlayamazsınız.'

Hükümeti izlediği dış politika konusunda da eleştiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

'İzleyeceğiniz dış politikanın ülke çıkarlarına odaklanması lazım. Eğer dış politikanızı kendi ülkenizin çıkarlarına değil, başka ülke çıkarları üzerine inşa ederseniz gelir duvara çarparsınız. Suriye politikası bunun tipik göstergesi. Sayın Başbakan 15 gündür Suriye'den bahsetmiyor. Neden bahsetmiyor? Hani gidiyordu Esad. Demek ki anlaşıldı gitmeyecek. Peki sormazlar mı adama kraldan fazla kralcı olmanın bu ülkeye getirdiği maliyetin faturasını kim ödeyecek. Gariban vatandaş ödeyecek.'

Kılıçdaroğlu, cezaevlerinde devam eden açlık grevleriyle ilgili bir soru üzerine şunları söyledi:

"Kişileri zorla açlık grevine teşvik etmek, siz de açlık grevi yapın demek doğru davranış değildir. İnsan bedeni üzerinden siyaset yapılmamalı. Anadilde eğitim konusunda da görüşümüz belli. Ana dilini herkes öğrenebilir. Anadilde eğitim üzerinde yasağın kalkmasıyla ilgili kanun teklifini veren biziz. Bunu seçim bildirgelerimizde de dile getirdik. Eğer cezaevinde bir yurttaş yaşamını yitirirse bunun sorumlusu hükumettir. Bir kişi cezaevine konduğu anda onun can güvenliğinden hükumet sorumludur. Hükümet sorumluluğundan farkında olmalıdır."

12 yıl önce