Osmanlı döneminde, Ramazan ayına özel bir gelenek karşılar bizi: İsmiyle müsemma Huzur Dersleri… Osmanlı Devleti her daim ilme ve ilmiye sınıfına özel bir ihtimam göstermiş. Ramazan ayında ulemanın ileri gelenleriyle yapılan ve bizzat padişahın katılımıyla gerçekleşen Huzur Dersleri de bu tavrın bir parçası.
Özellikle Ramazanın ilk 8 gününde, 8 meclis (ders) şeklinde yapılan derslerde ayetler okunur ve tefsiri yapılırdı. Osmanlı medreselerinde resmî tefsir kaynağı olarak da kullanılan Kadı Beyzâvî’nin tefsiri başlangıcından itibaren bu derslerin tek ve vazgeçilmez kaynağıdır.
Böyle bir toplantıya ihtiyaç duyulması, sarayda yapılan diğer derslerden Huzur Dersleri’nin ayrı tutulması elbette Padişah ve çevresinin Ramazanı gerektiği şekilde ihya etmek amacıyla Kur’an-ı Kerim ile meşgul olmak istemeleridir.
Padişahlar da tıpkı bir öğrenci gibi dersleri dinler, müdahale etmezlerdi. Bazen okunacak ayetleri Padişah seçerdi. Ara sıra bu derslerin ulemanın polemiklerine de sahne olduğu olurdu. III. Ahmed döneminde Damad İbrahim Paşa tarafından başlatılan Huzur Dersleri, aslında daha eski bir geçmişe sahipti.