|

1980'lerin popüler TV dizisine 2000'lerde yüksek teknoloji makyajı

Tek kanallı TRT yıllarının Türk izleyicisi tarafından en beğenilen, aynı zamanda da en uzun soluklu Amerikan dizilerinden 'A Takımı', polisiye-aksiyon hikâyeleri ustası Joe Carnahan'ın bu nostaljik gösteriye getirdiği çağdaş yorum sayesinde, yaz sezonunda ardı ardına gösterime sunulan düzinelerce serüven filminin arasında kendisine yine de ayrıcalıklı bir yer açmayı başarıyor.

Ali Murat Güven
00:00 - 21/08/2010 Cumartesi
Güncelleme: 00:17 - 21/08/2010 Cumartesi
Yeni Şafak
1980'lerin popüler TV dizisine 2000'lerde yüksek t
1980'lerin popüler TV dizisine 2000'lerde yüksek t
A TAKIMI / The A Team

Yapım Yılı ve Ülkesi:
2010, ABD yapımı
Türü ve Süresi:
Serüven-Aksiyon / 117 dakika
Gösterim Formatı:
35 mm standart pelikül film
Perde Formatı:
2.35:1
Yönetmen:
Joe Carnahan
Senaristler:
(Frank Lupo ve Stephen J. Cannell'in 1980'lerde yazdıkları aynı adlı televizyon dizisinden uyarlamayla)
Joe Carnahan, Brian Bloom, Skip Woods
Görüntü Yönetmeni:
Mauro Fiore
Özgün Müzik Bestecisi:
Alan Silvestri
Kurgucular:
Roger Barton, Jim May
Yapım Tasarımcısı:
Charles Wood
Set Dekoratörü:
Elizabeth Wilcox
Kostüm Tasarımcısı:
Betsy Heimann
Saç Tasarımcısı:
Lori McCoy Bell
Makyaj Tasarımcısı:
Norma Hill Patton
Sanat Yönetmenleri:
Helen Jarvis (Süpervizör), Michael Diner, Dan Hermansen
Oyuncular:
Liam Neeson (Albay John 'Hannibal' Smith), Bradley Cooper (Teğmen Templeton 'Faceman' Peck), Quinton 'Rampage' Jackson (Çavus Bosco B. A. Baracus), Sharlto Copley (Binbaşı James 'Howling Mad' Murdock), Jessica Biel (Albay Charissa Sosa), Patrick Wilson (CIA ajanı Lynch), Gerald McRaney (General Russell Morrison), Yul Vazquez (General Javier Tuco), Brian Bloom (Pike)
İthalatçı Şirket:
Tiglon Film
Dağıtıcı Şirket:
Tiglon Film
İçerik Uyarıları:
Serüven-aksiyon filmlerinin doğasına uygun olarak, bir çok sahnesinde tehlikeli aksiyon gösterileri ve şiddet içeriyor. Ancak, betimlediği şiddet, tıpkı yıllar önceki televizyon dizisinde olduğu gibi kansız ve esprili bir anlatım eşliğinde ilerlemekte… Çocuklar için kesin biçimde zararlı olabilecek unsurlar içermese de 13 yaş altı sinemaseverlerin ebeveynleri eşliğinde izlemesinde yarar var.
Resmî İnternet Sitesi ve Fragmanı:
Yeni Şafak-Sinema Puanı:
* * *

Irak Savaşı sırasında “Özel Kuvvetler”de görev alan farklı rütbelere mensup dört Amerikalı asker, işlemedikleri bir suçtan dolayı askerî mahkemede yargılanır ve hüküm giyerler. Kariyerlerini tepetaklak eden bu beklenmedik gelişme karşısında adamlarımızın tek bir seçeneği kalmıştır: Yol yakınken sıvışmak ve kendilerini bu pisliğin içine atan asıl suçluyu yakalamak… Onlar da aynen bunu yapar ve ordunun demir parmaklıklarından ustalıklı bir plan eşliğinde kaçarak yeraltına inerler. Bundan sonrasında ise savaş tekniklerini çok iyi bilen rütbesiz birer paralı asker olarak hem şereflerine sürülen kara lekeyi temizlemeye çalışacak, hem de karmaşık bazı olayların çözümünde kendilerinden yardım talep eden kişilere özel servis vererek mücadeleleri için yeni finans kaynakları yaratacaklardır.

“A Takımı”, yeryüzünün pek çok köşesiyle birlikte ülkemizde de 40'lı yaşlar ve üzerindeki bir kuşağın gayet iyi tanıdığı kült bir Amerikan televizyon dizisinin, sinema dünyasından âşinâ olduğumuz yüzler ve yüksek teknoloji eşliğinde yeniden harmanlanıp geniş perdeye aktarıldığı bir uyarlama…

Ancak, yapımcılar, bu uyarlamayı gerçekleştirirken, hikâyenin omurgasını zedelemeksizin, genç kuşağın konuya çok da Fransız kalmamasını sağlayacak türden bazı irili ufaklı ekleme-çıkarmalar yapmayı ihmal etmemişler. Şöyle ki, 1983-1987 yılları arasında 4 sezon ve toplam 97 bölüm olarak çekilen özgün dizide, ordudan ihraç edilip içeri tıkılan mâlûm dörtlünün askerlik kariyeri “Vietnam Savaşı”na dayandırılmaktaydı. Çeyrek yüzyıl sonra üretilen sinema versiyonunda ise kim olduğunu bilmedikleri bir rakipten hayatlarının kazığını yiyen dört adamın görev bölgesi “Irak” olarak değiştirilmiş. Yine, ergenlik çağındaki izleyicilerin ilgisini diri tutmak adına bir başka önemli değişiklik de firarileri takip eden yan karakterin cinsiyetinde yapılmış ve bu dörtlüyü yeniden kodese tıkmak için onları izini süren Ordu Ceza İnfaz Dairesi albayı dişileştirilip, söz konusu rol Hollywood'un yükselen kadın yıldızlarından Jessica Biel'e verilmiş.

Filmin yönetmen koltuğunda oturan Joe Carnahan, özellikle 2002 yılında ardarda çektiği iki bağımsız serüven filmi, “Narkotik” (Narc) ve “Sürücü” (Ticker) ile bu dar bütçeli yapımların çapını kat be kat aşan bir sükse yapmıştı. Yönetmenlikteki farklı stili kadar senaristliğiyle de dikkati çeken sanatçının 2000'ler boyunca Hollywood'daki tutunma mücadelesinde kendisine en fazla sahip çıkan kişi ise suça eğilimli depresif karakterlerin vazgeçilmez simâsı olarak tanıdığımız aktör Ray Liotta oldu. Başrolünü ve yapımcılığını Liotta'nın üstlendiği “Narkotik”in başarısından sonra kendine has stile sahip bir polisiye sinema yazar-yönetmeni olarak gitgide sivrilen Carnahan, 2006 yılında başrollerinden birini yine sektördeki bir numaralı hâmisi Liotta'ya verdiği “Sigarasını Tüttüren Aslar”ı (Smoking Aces) yazıp yöneterek, sinema çevrelerine bu yükselişinin tesadüfî olmadığını gösteriyordu. Sadece senaryosunu kaleme almakla yetindiği 2008 yapımı “Gurur ve Zafer” (Pride and Glory) de onun psikolojik bir derinliğe sahip polisiyelerdeki yetkinliğini tescilleyen bir diğer önemli çalışma olarak büyük beğeni kazanacaktı.

“A Takımı”, her ne kadar, çocukluk ve gençlik yıllarında bu hikâyenin dizi versiyonuna takılarak neşeli zamanlar geçirmiş iki ayrı kuşak tarafından çok iyi bilinen bir şablona sahip olsa da hakkını teslim ederek vurgulamak gerekiyor ki filmin yapımcıları ilk anda bir olumsuzluk gibi gözüken bu durumun doğurabileceği peşin bir yorgunlukla işe koyulmamışlar. Aksine, âdeta terzi dikimi “sıfır numara” bir senaryoyu beyazperdeye uyarlıyormuşçasına, kamera arkasında birbirinden elit isimlerden oluşan bir teknik ekip kurulmuş. Sözgelimi, filmin İtalyan görüntü yönetmeni Mauro Fiore'yi anılarımızda iz bırakmış bir çok önemli yapıtla birlikte son olarak -geçen yıl bileğinin hakkıyla “en iyi görüntü yönetimi” Oscar'ını kazandığı- “Avatar”dan tanıyoruz. Aynı şekilde, müzikler de aksiyon sinemasına ilişkin temalar söz konusu olduğunda Hollywood'un en prestijli isimlerinden arasında yer alan ünlü besteci Alan Silvestri'ye emanet edilmiş. Kurgucular Roger Barton ve Jim May deseniz, onlar da zaten “Pearl Harbor”, “Yıldız Savaşları-3: Sith'in İntikamı” (Barton), “Van Helsing”, “Narnia Günlükleri: Aslan, Cadı ve Dolap” (May) gibi büyük bütçeli işlerde ustalıklarını kanıtlamış iki isim…
Prodüksiyon sürecinde oluşturulan bu yüksek kalite çıtası, sanat yönetmeninden yapım tasarımcısına, makyaj ekibinden özel efektçilere ve kostüm tasarımcısına kadar aynı şekilde uzayıp gidiyor. Böylesine müstesna bir topluluğun çabalarına yönetmen Joe Carnahan'ın -yakın geçmişte çektiği birbirinden başarılı serüven filmlerinden gelen- olanca rahatlığı, yanı sıra da vitrinine oturttuğu dört sevimli adam (Liam Neeson, Bradley Cooper, Quinton Jackson, Sharlto Copley) ve bir adet soğuk görünümlü avcı güzel (Jessica Biel) eklenince, beyazperdeye yansıyan sonucun hiç de öyle ilk anda umulduğu gibi “bayat” olduğu söylenemez. Aksine, 1980'lerin dar televizyon bütçeleri ve görsel-işitsel teknolojileriyle sınırlanmış özgün diziyle kıyaslanamayacak ölçüde gösterişli bir sinemasal uyarlamayla karşı karşıyayız. “A Takımı”nın senaryosu, dört temel karakter ve hareket noktası olarak bu popüler diziyi esas almasına karşılık, sırf kolaycı bir nostalji duygusunun üzerine yatıp onu dibine kadar sömürmeye kalkışmadan, belli bir yerden sonra kendi kanatlarıyla uçmayı da başarıyor. O yüzden, 1980'lere damgasını vurmuş öncü dizinin tek bir karesini izleme şansı bulamasalar dahi, yeni nesil “A Takımı”nın günümüz gençliğine de hoşça vakit geçirtebilecek bütün numaralara sahip, fazlasıyla parlak bir aksiyon sineması örneği olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Öte yandan, 1980'lerde söz konusu gösterinin müdavimi olmuş 40'lı ve daha yukarı kuşağı filmde bekleyen iki güzel sürpriz var ki bunlar da perdedeki cümbüşe tanık olacak orta yaşlı izleyiciyi yeniyetmelere göre hiç kuşkusuz ki biraz daha fazla keyiflendirecektir. Özgün dizide Teğmen Peck rolünü üstlenen -ki kendisini yine aynı döneme ait “Savaş Yıldızı Galactica” adlı diziden de "Teğmen Starbuck” rolüyle hatırlarız- Dirk Benedict ve yine çeyrek yüzyıl önceki televizyon serüvenlerinde “Binbaşı Murdock” karakterini canlandırmış olan Dwight Schultz, Carnahan'ın filminde birer “cameo” (adları jenerikte yer almadan kısa süreli sürpriz katılım) yapıyorlar.

Nostaljiye düşkün bir kuşağın temsilcisi olarak, gönlümüz böyle bir sürprizi özgün dizinin diğer iki önemli aktörünün de yapmasını isterdi elbette… Fakat, ordudan şutlanmış ekibin lideri “Albay John 'Hannibal' Smith” rolünü 4 yıl boyunca kesintisiz üstlenen kıdemli aktör George Peppard 1994 yılında öte âleme göçtüğünden dolayı, böyle bir sürpriz pek doğaldır ki onun için söz konusu olamıyor. Dizi versiyonunun en popüler simgesi olarak hatırlanan iri kıyım siyahî sanatçı “Mr T” ise halen hayatta ve üstelik çok da sağlıklı. Fakat, o da yapımcılar tarafından kendisine iletilen “filmin kısa bir sahnesinde rol alma” teklifini “Ben ya dizideki rolümün aynısını oynarım, ya da bu projenin bir saniyesinde bile boy göstermem” gibi tuhaf bir gerekçeyle reddetmiş. Tuhaf diyoruz, çünkü şu anda 58 yaşında olan Mr T'nin perdede artık orta yaşlı bir karakteri taşıyamayacağı âşikâr; o yüzden de bizce gereksiz yere “artistlik” yapmış!

Sonuç olarak, artık iyice oturmuş bir “yaz sezonu” geleneği olmak üzere, aksiyon sinemasının irili ufaklı bir sürü örneğinin -ki buna geçtiğimiz hafta gösterime sunulan baş döndürücü bir kadroya sahip “Cehennem Melekleri” de dahil- ardı ardına sinemalara akın ettiği şu günlerde, “A Takımı” incelikli işçiliğiyle düzinelerce rakibinin arasından yine de başarıyla sıyrılıp kendi kulvarında şık bir yapım olarak göz doldurmayı başarıyor. Tıpkı Sylvester Stallone'nin yazıp yönettiği ve başrolünü üstlendiği, halen her kuşaktan izleyiciyi karanlık salonlara çekmeyi başaran “Cehennem Melekleri” gibi bu da hem nostalji yaşama derdine düşmüş kalabalık bir maço erkekler kuşağı, hem de onların “Bir göz atalım bakalım, bizim peder gençliğinde neler izliyormuş” diye meraklanan oğulları için orta hâlli bir aksiyon hikâyesi üzerinden seyir zevki yüksek bir eğlence vaad ediyor.

İzlemek için özellikle iftardan hemen sonraya rastgelen akşam seanslarından birini seçerseniz, içerdiği soluk soluğa heyecan ve dinamizm ile iftarda yediklerinizi de daha kolay hazmedebilirsiniz!



14 yıl önce