|

'Ahlâklı sosyalist'in gözünden Irak'ta işlenen korkunç günahlar

İngiliz sinemasının sol kanada mensup saygın yönetmenlerinden Ken Loach'un iki özel güvenlik görevlisinin dostluğu üzerinden işgal altındaki Irak'ta işlenen insanlık suçlarına değindiği son filmi 'Tehlikeli Yol', sanatçının filmografisindeki en iyi çalışma olmamakla birlikte, Amerikan işgalini hiç sorgulamadan yağlayıp ballayan klişe Hollywood yapımları karşısında yine de onurlu bir alternatif...

Ali Murat Güven
00:00 - 15/06/2011 Çarşamba
Güncelleme: 00:19 - 19/06/2011 Pazar
Yeni Şafak
'Ahlâklı sosyalist'in gözünden Irak'ta işlenen kor
'Ahlâklı sosyalist'in gözünden Irak'ta işlenen kor
alimuratg@yahoo.com

TEHLİKELİ YOL / ROUTE IRISH

Yapım Yılı ve Ülkesi:
2010, İngiltere-Fransa-İtalya-Belçika-İspanya ortak yapımı
Türü ve Süresi:
Savaş suçları odaklı drama / 109 dakika
Gösterim Formatı:
35 mm standart sinema filmi
Perdedeki Resim Oranı:
2.35:1
(Geniş perde-Widescreen)
Türkiye'de Gösterime Sunulan Kopya Sayısı:
1
Yönetmen:
Ken Loach
Senarist:
Paul Laverty
Görüntü Yönetmeni:
Chris Menges
Özgün Müzik Bestecisi:
George Fenton
Kurgucu:
Jonathan Morris
Yapım Tasarımcısı:
Fergus Clegg
Sanat Yönetmeni:
Grant Armstrong
Kostüm Tasarımcısı:
Sarah Ryan
Makyaj Tasarımcısı:
Christine Blundell
Oyuncular:
Mark Womack (Fergus Molloy), John Bishop (Frankie), Andrea Lowe (Rachel), Trevor Williams (Nelson), Talib Rasool (Harim), Najwa Nimri (Marisol), Stephen Lord (Steve), Craig Lundberg (Craig), Geoff Bell (Alex Walker), Jack Fortune (Haynes), Paul J. Dove (Feribottaki yolcu)
İthalatçı Şirket:
Bir Film
Dağıtıcı Şirket:
Tiglon Film
İçerik Uyarıları:
Savaş şiddeti, işkence sahneleri ve argo diyaloglara yer verdiğinden dolayı, 15 yaşından küçük izleyiciler için uygun bir yapım değildir.
Ailece izlenebilir mi?
/ ŞARTLI EVET
(Ailenin küçük üyelerinin 15 yaşından daha büyük olması şartıyla)
Resmî İnternet Sitesi ve Fragmanı:
http://diaphana.fr/film/route-irish
Yeni Şafak-Sinema Yıldız Puanı:
* * *
Yıldız Puanın Açılımı:
“Çoğu bölümüyle sanatsal bir derinlik ve lezzet yakalayabilen, kayıtsız kalınmayacak bir film. Ömrünüzden bir kaç saati vermeye değer...”

::::::::::::::::::::::

FİLMİN KONUSU:
Fergus
ve
Frankie
adlı Liverpoollu iki eski arkadaş, 2000'lerin ortalarında, İngiliz ordusundan terhis oluşlarından hemen sonra
Irak
'a giderek, oradaki özel bir güvenlik şirketinde çalışmaya başlarlar. Fakat, Frankie
2007
′de,
Bağdat Havaalanı
'nı ABD ve İngiliz ana üslerinin bulunduğu
Yeşil Bölge
'ye bağlayan
“Route Irish”
adlı yolda öldürülür. Çocukluk arkadaşının kaybıyla derinden sarsılan Fergus, olayın talihsiz bir tesadüften ötede sebepleri olduğunu düşünmektedir. Nitekim, sonrasında elde ettiği bazı bilgiler de bu kuşkularını güçlendirir ve inatçı bir tutumla cinayeti araştırmaya başlar.

::::::::::::::::::::::

Sinema işletmeciliğimizin içine sürüklendiği şu utanç verici manzaraya bir bakın hele… Anavatanı
İngiltere
'de gösterime çıkışının üzerinden
iki yıl
geçmiş ve gösterimdeyken de bir paket patlamış mısırdan daha fazla önemsenmemiş olan
“Kayıp Hazine”
gibi uyduruk bir gençlik filmi bile ülkemizde tamı tamına
35 kopyayla
izleyici karşısına çıkarken, Avrupa'nın en değerli sinemacılarından biri olarak tanınan saygın İngiliz yönetmen
Ken Loach
'un son yapıtı
“Tehlikeli Yol”
ise koca
Türkiye
'de, o da yalnızca
İstanbul
'da olmak üzere topu topu bir adet (rakamla 1) kopyayla gösterim şansı bulabiliyor. Hadi olsun
10 kopya
, hadi o da olamadı
5 kopya
üzerinden bir dağıtım yapın be kardeşim; ithalatçı şirket
Bir Film
'in böylesine kalburüstü bir politik serüveni
İstanbul
'da bir tek
Nişantaşı City's sinemasında
gösterime sokmakla tam olarak neyi amaçladığını gerçekten anlayabilmiş değilim ben!
Tek kopya
bile gösterilse, bu sayfadaki amacımız her zaman için
“kalite”
yi öncelemek olduğundan dolayı, biz de -
J.J. Abrams
'ın aylardır merakla beklenen
“Süper 8”
ini bir kenara koyarsak- çoğunlukla vasat altı filmlerle dolup taşan bir hafta sonunda
Yeni Şafak Cumartesi Eki
'nin manşeti için tercih hakkımızı
“Tehlikeli Yol”
dan yana kullandık.
1936
doğumlu İngiliz yönetmen
Ken Loach
, 1960'ların başlarında televizyon programları yönetmeni olarak girdiği sektörde, asıl büyük ününü 1980'lerle birlikte uzun metrajlı filmler çekmeye başladıktan sonra kazandı. Özellikle
yoksulluk, eşitsizlik, sınıflar arası çatışma, emek sömürüsü, savaşın doğurduğu bireysel trajediler
ve
ırkçılık
gibi ciddi toplumsal olgulara yakın ilgisi ilk filmlerinden itibaren dikkati çeken sanatçı, bu gibi ağır meselelere sosyalist perspektiften, fakat daima belli bir vicdan dairesi içinden bakan ahlâklı bir sinemacı olarak özellikle 1990'lardan itibaren sektörde ayrıcalıklı bir konum elde etti. Çoğunlukla büyük gişe başarılarını hedeflemeyen, daha ziyade festivallerin sevdiği türden filmleri arasında her ne kadar ticarî açıdan tatminkar sonuçlar almış 3-5 örnek varsa da
Loach
hemen her fırsatta hayattaki
öncelikli derdinin para olmadığını
vurgulayarak, pek çok meslektaşının dürüst bir yaklaşımla ele almaktan kaçındığı böylesi can acıtıcı öyküler üzerinden sinema tarihine çentikler atmak istediğini dile getirdi.
Loach
'un, adını
Bağdat Havalimanı
'ndan başlayıp Amerikan ve İngiliz üslerine uzanan bir otoyoldan aldığını bildiğimiz
(“Route Irish”)
son yapıtı da onun şimdiye kadarki hiç bir filminde gevşemeyen bu sorumluluk sahibi duruşunun sayısız yansımalarıyla dolu…
İngiltere
sahneleri
Liverpool
'da,
Irak
sahneleri ise -artık müstemleke hâline getirilmiş bu ülkenin hâlâ son derece güvensiz olması sebebiyle- benzer coğrafî ve etnik koşullara sahip
Ürdün
'de çekilen
“Tehlikeli Yol”
,
Irak
'ın işgali ve sonrasında yaşanan ahlâkî skandallara eleştiri getirmeyi denese de belli bir noktadan sonra (kimbilir, belki
Pentagon
'un perde arkasındaki baskılarından dolayı) tıkanıp kalan onca
Amerikan yapımı
gösterinin karşısında,
Avrupa sermayeli bir yapım
olarak çok daha özgür bir söyleme sahip… Öyle ki yönetmen, filmin odak noktasını oluşturan, yoğun bir duygusallıkla örülmüş arkadaşlık ilişkisinin bile gözünün yaşına bakmadan, bunun ardına gizlenmiş tiksinti verici savaş günahlarını bile final bölümünde rahatlıkla deşifre ediyor. Film, söz konusu yönüyle
Kanadalı
yönetmen
Paul Haggis
'in
2007
yapımı muhteşem filmi
“Tanrı'nın Vadisi”
ni anımsatan bir akış seyrine sahip…
Bir ülkeyi,
“Topraklarınıza özgürlük ve demokrasi getiriyoruz”
cümlesini kalkan yaparak gerçekte
petrolü
için işgal edip orada yaşayan
iki buçuk milyon insanı
vahşice öldürmek, hiç kuşkusuz ki
Ken Loach
gibi bilinçli bir sosyalistin kolayca kanabileceği bir yalan değil. Aynı şekilde, milliyetçi hamasetin de bu büyük ustanın artık iyice kalınlaşmış olan derisinin altına işlemesi çok zor. O yüzden, duygusal yoğunluğu yüksek bir serme bölümünün ardından, filmin diğer katmanlarına geçtiğinde, kendisinden bekleneni büyük ölçüde gerçekleştirerek savaş karşıtı söylemini, savaşın tahripkâr yüzüne ilişkin acı betimlemelerini sırası geldikçe tek tek yüzümüze vuruyor. Pek muhtemeldir ki
“Tehlikeli Yol”
ABD
'de eleştirmenler ve sinemaseverler tarafından bu yönlerinden dolayı pek sevilmedi, az sayıdaki sinemada sıradan bir hikâye gibi savuşturulup gönderildi. Şimdi de aynı şeyi bizim işletmecilerimizin yaptığını görmek hem şaşırtıcı, hem de ibretlik bir durum…
Filmin bir diğer ilginç yönü ise çok başarılı bir görüntü yönetmeniyken
1988
yılında
Güney Afrika
'daki ırkçı rejimi ele alan
“Ayrı Bir Dünya”
(A World Apart)
adlı yapıtla yönetmenliğe terfî eden,
1999
'a kadar aralıklarla yarım düzine dolayında film yönettikten sonra son
12
yıldır da yeniden görüntü yönetmenliğine ağırlık veren bir başka usta,
Chris Menges
'i kameranın ardında görmek… Hem
İngiliz
hem de
Amerikan Görüntü Yönetmenleri Birliği
'ne kayıtlı olan
Menges
, son dönemin modasına uyarak dijital kamerayla çalışmak yerine, eski moda filmciliğin garantili kalitesine başvurarak
35 mm negatifle
çekmiş
Loach
'un
“Tehlikeli Yol”
unu… Bu yüksek kalite farkı da zaten perdede hemen hissedilebiliyor. Bu arada, filmin kuşkular içinde kıvranan özel güvenlikçisi
Fergus Molloy
'u canlandıran
Liverpoollu
başrol oyuncusu
Mark Womack
başta olmak üzere, oyuncu ekibinin büyük kısmı da çok başarılı performanslar ortaya koymaktalar…
Loach
'un, ekonomik bir proje olmasına rağmen, akıllıca mekân ve özel efekt kullanımlarıyla beyazperdede gerçekte olduğundan çok daha yüksek bütçeli ve gösterişli duran bu son çalışması, onun bir düzineyi aşkın filmden oluşan filmografisindeki en müthiş örnek değil belki. Ancak, bir olgunluk dönemi ürününün bütün zarafetini ve güzelliklerini içerdiğini de altını çizerek belirtelim.
İzleyicilere sayısal kalabalıklığı nispetinde kalite sunamayan oldukça zayıf bir hafta sonu seçkisi içinde, yüksek bütçeli bilim-kurgu kordelası
“Süper 8”
ile birlikte en dişe kovuğa gelir iki filmden biri…

* * *

Yönetmen Ken Loach hakkında daha ayrıntılı bilgi için:



* * *

YENİ ŞAFAK SİNEMA SAYFASI / YILDIZ PUANLAMA TABLOSU

* * * *
(4 Yıldız)
Sinemanın sanat kimliğini pekiştiren gerçek bir başyapıt… Kaçırmanız gerçekten de yazık olur.
* * * 1/2
(3,5 Yıldız)
Oldukça başarılı bir film. Şartlarınızı zorlamak pahasına mutlaka görmelisiniz.
* * *
(3 Yıldız)
Çoğu bölümüyle sanatsal bir derinlik ve lezzet yakalayabilen, kayıtsız kalınmayacak bir film. Ömrünüzden bir kaç saati vermeye değer…
* * 1/2
(2,5 Yıldız)
Bazı bölümlerinde iyi bir filmin kalite standartlarına erişmeyi başarabiliyor; fakat bir bütün olarak bakıldığında ise sorunlu ve tam olmamış.
* *
(2 Yıldız)
Hiç bir sanatsal değeri ve akılda kalıcılığı yok. Yalnızca zaman öldürmek için tüketilebilir. Ki zamanınıza önem verdiğimiz için bunu da pek önermiyoruz.
* 1/2
(1,5 Yıldız)
Kötü bir film ve neden çekildiğini anlamak zor… Görmemeniz yararınıza olacaktır.
*
(1 Yıldız)
Sinema sanatı adına utanç verici bir gösteri… Arkanıza bakmadan kaçın, sevdiklerinizi de uzak tutun!

13 yıl önce