Hee-bong, Güney Kore'nin başkenti Seul'de, Han Nehri'nin kıyılarında büfe işleten kendi halinde bir aile babasıdır. Kahramanımız, kafası biraz yavaş işleyen, çocuksu tavırlara sahip 40 yaşlarındaki büyük oğlu Gang-du'nun yanısıra, milli takımın okçuluk şampiyonu kızı Nam-joo ve işsiz, aylak küçük oğlu Nam-il ile birlikte hayat mücadelesi vermektedir. Hepsinin gözünün bebeği ise karısı tarafından terk edilen Gang-du'nun küçük kızı Hyun-seo'dur.
Bir gün Han Nehri'nin derinliklerinden bir canavar çıkıverir. Amerikan ordusunun bir kaç yıl önce nehire gizlice boşalttığı kimyasal atıklar, orada korkunç bir yaratığın üremesine neden olmuştur. Uygun bir zaman bulduğu anda başını sulardan çıkartıp saldırıya geçen yaratık, bir kaç dakika içinde ortalığı savaş alanına çevirir ve tekrar sulara gömülürken de ardında yüzlerce ölü bırakır. Canavar, bütün bu kargaşa sırasında, Bong ailesinin minik çocukları Hyun-seo'yu da yanında alıp götürmüştür. Hayatlarındaki en değerli varlığı bu şekilde kaybeden Hee-bong ailesi, Han nehrinin gizemli yaratığını yok etmeyi hayatlarının bir numaralı amaçına dönüştüreceklerdir.
Son yıllarda özellikle korku ve gerilim türü yapıtlarda büyük bir yükseliş içinde olan Güney Kore sinemasında, geçtiğimiz yıl Asya'nın bütün gişe rekorlarını altüst eden modern canavar filmi "Yaratık" (The Host / Gwoemul) bir kaç aylık bir rötarın ardından nihayet ülkemizde de gösterime girdi.
48 milyon nüfuslu Güney Kore'de 13 milyonluk gişe yaparak bu ülkenin sinema tarihinde en fazla izlenen film unvanını elde eden “Yaratık”, dünyanın batı tarafında da özellikle -canavarlı bir korku/bilim-kurgu serüveninde kolay kolay rastlanmayacak türden- ABD ve emperyalizm karşıtı duruşu nedeniyle belirli bir ilgiyle karşılandı. 2005 İstanbul Film Festivali'nin programında da yer alan "Cinayet Günlüğü"nü (Memories Of Murder) çeken Bong Joon-ho'nun yönettiği bu bol özel efektli yapıt, gerek biçim gerekse içerik itibarıyla, korku-gerilim sinemasının her dönemde revaçta kalmış ve o yüzden de biraz eskimiş olan bu alt-türünü ciddi boyutlarda yenilemeyi başarıyor.
Ayrıca, “Yaratık”ın “ABD donanmasının yol açtığı çevre kirliliği” konusundaki siyasal dokundurması da hayâl ürünü değil, gerçek… 2000 yılında Seul'deki ABD üssünde görevli bazı Amerikan askerleri, üssün kimyasal atıklarını gerçekten de Han Nehri'ne dökmüşler; ülke yönetiminin bu aşağılayıcı tutuma yeterince tepki göstermediğini düşünen Koreliler ise olayı günler süren sokak gösterileri ile protesto etmişlerdi.
Sonuç itibarıyla, “Yaratık”, dünya sinemasında etkilerini her geçen yıl gitgide daha fazla hissettirmeye başlayan Koreli sinemacılardan son yıllarda uluslararası arenaya sunulan en ilginç ve sıradışı gerilim öyküsü olarak türün meraklılarının ilgisini fazlasıyla hak ediyor.
Ancak, aşırı şiddet yüklü içeriğini göz önünde bulundurarak, çocuklardan ve kan görmekten hoşlanmayanlardan uzak tutun.