|

Belgeseller Kuşağı'nda son gün

İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın düzenlediği İstanbul Film Festivali kapsamında, gerçekleşen 'NTV Belgesel Kuşağı', bugün sona eriyor.

Ntv
00:00 - 9/04/2013 Salı
Güncelleme: 10:31 - 9/04/2013 Salı
Yeni Şafak
Belgeseller Kuşağı'nda son gün
Belgeseller Kuşağı'nda son gün

21 filmin yer aldığı Belgesel Kuşağı, 2 Nisan'da başladı ve 9 Nisan'a kadar devam edecek. Festivalin biletleri sinema gişeleri ve Biletix'den satın alınabiliyor.

LİDERİN GÜLÜŞÜ / IL SORRISO DEL CAPO

Marco Bechis / İtalya (2012)

Luce Enstitüsü Arşivi'nin derinliklerinde bir hazine yatıyor. Arşivde faşizmin kurduğu mekanizmaya ışık tutan sayısız görüntü ve çekim bulunuyor. Liderini ve onun felsefesini yücelten bu rejim, genç erkek ve kızları iyi faşist yurttaşlar olarak yetiştirmenin dışında uluslararası dengeyi tutturmanın elzem olduğu bir ulus imajı yaratmıştı. Mussolini Luce Enstitüsü'nü bu amaçla kurmuştu.

Yönetmen Marco Becchis belgeselci köklerine geri dönüp bu arşivden görüntüler, sesler ve klipler kullanarak zamanında babasının anlattığı faşist İtalya'nın manzarasını yeniden inşa ediyor.

BİR ŞARKININ PEŞİNDE / SEARCHING FOR SUGAR MAN

Malik Bendjelloul / İsveç-İngiltere (2012)

Bir Şarkının Peşinde müzik aşkını, sözleri içinize işleyen şarkıların tutkusunu hissettiren bir film. Rodriguez, 60'ların sonunda Detroit'te bir barda keşfedilir. Kendi kuşağının en büyük sanatçılarından biri olacağına inanan yapımcıları ona bir albüm kaydeder. Albüm çok ses getirir sahiden, ancak sahnede intihar ettiği söylentileriyle ortadan kaybolan Rodriguez'e gerçekte ne olduğunu kimse bilmez.

Yönetmen Malik Bendjelloul ilk filminde Güney Afrika'da bir özgürlük simgesine dönüşen Rodriguez'i onun gibi gizemli ve şiirsel bir biçimde arıyor. Belgesel dalında Oscar adayları arasında yer alan, bol ödüllü bu benzersiz film, eski zaman müzikleriyle umut dolu bir yeniden buluşma hikâyesi anlatıyor.

İP / THE TIGHTROPE

Simon Brook / Fransa-İtalya (2012)

'Tiyatro nasıl gerçeğe dönüştürülür?' Peter Brook çağdaş tiyatronun en saygı duyulan, devrimci yönetmenlerinden. Brook kırk yıl sonra ilk kez kendi perdesini açarak, oğlu Simon Brook'un sahne arkasını filme almasına ve kendi felsefesini, yaşam biçiminin temelini oluşturan 'ip üstünde' egzersizini ifşa etmesine izin vermiş. Beş gizli kamerayla çekilen film, yönetmenin deyimiyle 'Performansın bütünlüğünden ödün vermeden sonuca değil sürece odaklanıyor. Durağan ve sıkıcı 'filme alınan tiyatro' alışkanlığının ötesine geçiyor.'

LEVIATHAN

Lucien Castaing-Taylor & Véréna Paravel / Fransa-İngiltere-ABD (2012)

Melville'in gemisi Pequod'un Moby Dick'i kovaladığı sularda, insan, doğa ve makinenin ortak kaderleri Leviathan'da dile geliyor. Bu kolektif deneyimi belgeleyebilmek, insanoğlunun en eski mücadelesini hem balıkçıların hem de avın gözüyle aktarabilmek için, balıkçılarla filmciler arasında gidip gelen, atılıp tutulan, iplerle bağlı düzinelerce kamera kullanılmış. Filmin yazarı, yönetmeni, kurgucusu ve yapımcısı, antropolog-bilim insanı-sanatçı-sinemacı olan ve Harvard Üniversitesi'ndeki Duyusal Etnografya Laboratuvarı'nda çalışan Véréna Paravel ile Lucien Castaing-Taylor. İnsan, hayvan ve makineyi; güzeli ve korkuncu; yaşam ve ölümü olağanüstü bir biçimde görüntüye aktaran Leviathan, şimdiye dek izlediğimiz filmlerden çok farklı.

TRAVİATA VE BİZ / TRAVIATA ET NOUS

Philippe Béziat / Fransa (2012)

Opera sahnesi, tüm hislerin açığa çıktığı yerdir; şarkı söyleyerek, rol yaparak ya da müzik aracılığıyla. Bu hisler, Verdi'nin başyapıtını canlandıran bir insanda vücut bulmuş olabilir mi?

Dünyaca ünlü Fransız soprano Natalie Dessay'i ilk provalardan Jean-François Sivadier yönetimindeki galada sahne alışına dek izleyen filmde çok özel bir kadınla tanışıyoruz: Hem bir sanat yapıtı hem bir efsane olan, Verdi'nin hüzünlü odalığı La Traviata.

BİR DENEYSEL SİNEMA TARİHİ / FREE RADICALS: A HISTORY OF EXPERIMENTAL FILM

Pip Chodorov / Fransa (2012)

Dağınık, bayağı, sapkın, müphem ve kabul edilemez! Birinci Dünya Savaşı öncesinden bu yana avangart ve deneysel sinemanın bu sözlerle küçümsenen sanatçıları ve şairleri daima sanatı yeni alanlara yönlendiren özgürlükçü radikaller olarak görülmüştür. Sanat dünyası ve film endüstrisinin dışında bırakılmalarına rağmen kültürümüzü etkilemeye devam eden geniş ve derin bir yapıtlar silsilesi yaratmayı becermişlerdir. Bu canlı olduğu kadar ufuk açıcı belgesel, basit ve davetkâr bir cümleyle başlıyor: 'Size bazı arkadaşlarımı tanıtmak ve onların filmlerini göstermek istiyorum.' Film, ardından avangart dünyaya giriyor ve bu dünyanın Jonas Mekas, Peter Kubelka, Stan Brakhage ve Hans Richter gibi radikal sanatçılarını tanıtıyor.

BOB WILSON'S LIFE AND DEATH OF MARINA ABRAMOVIC

Giada Colagrande / İtalya (2012)

Sahne sanatlarının anası Marina Abramovic ile dahi yönetmen Robert Wilson'ın 2011'deki birlikteliğine devlerin çarpışması veya tiyatro ile performans sanatının evliliği denebilir. Abramovic'in biyografisini yeniden kurgulayan ve deneysel bir opera yaratan Wilson'a şarkıcı ve besteci Antony Hegarty ile oyuncu Willem Dafoe eşlik etti.

Prova çekimleri ve sanatçı röportajlarının da yer aldığı filmde bize bu eşsiz birlikteliğin iç yüzünü gösteren yönetmen Colagrande, şiirsel ve baş döndürücü bir tiyatro çalışmasının yakın portresini çiziyor; çünkü Colagrande için 'Marina manzara, Bob akıl, Antony kalp, Willem ise vücut' demek.

İNANMAKTAN VAZGEÇME / DON'T STOP BELIEVIN': EVERYMAN'S JOURNEY

Ramona S. Diaz / ABD (2012)

Tam da dibe vurduğunuzu düşündüğünüz bir anda Journey'nin gitaristi Neal Schon'dan iş teklif eden bir e-posta alsanız neler olur? Yılların efsanevi grubu Journey'nin yeni solist arayışı Filipinli Arnel Pineda'nın hayatında aynen böyle bir dönüm noktası olmuş. On iki yaşında annesini kaybeden Pineda sokakta büyümek, yaşamak için her işi yapmak zorunda kaldığı bir çocukluk geçirmiş. Cover grubu Zoo ile çaldıkları Journey şarkılarını Youtube'a koyması sayesinde Neal Schon tarafından keşfedilen Pineda'nın kendi yolcuğunu izlediğimiz belgesel hem yeni 'youtube gençliği'ne hem de yıllarını Journey şarkılarıyla eskitenlere hitap ediyor.

OYUNCU SEÇİMİ / CASTİNG BY

Tom Donahue / ABD (2012)

Vazgeçilmez olsalar da hak ettikleri kadar takdir görmeyen 'kast direktörleri'ni anlatan, sürprizlerle dolu bir film. Oysa ki Marion Dougherty ve Lynn Stalmaster gibi bu mesleğin öncüleri, hassas beğenileri, keskin gözleri ve içgüdüleriyle Hollywood'u yeniden tanımlayan putkırıcılar olmuştu. Film Clint Eastwood, Al Pacino, Jeff Bridges, Robert Redford, Woody Allen, Diane Lane, Morgan Freeman, Warren Beatty, Glenn Close, Channing Tatum, Gabourey Sidibe, George Lucas ve Bette Midler gibi dünün yeni yetmeleri, bugünün efsaneleriyle yapılan röportajları, günümüzün en aranan kast direktörlerinin anlatımıyla bir araya getiriyor.

SAPIĞIN İDEOLOJİ REHBERİ / THE PERVERT'S GUIDE TO IDEOLOGY

Sophie Fiennes / İngiltere-İrlanda (2012)

İşbirliklerini sürdüren süperstar filozof ve akademisyen Slavoj Zizek ile yönetmen Sophie Fiennes, şimdi de yaratıcı sinema yorumlarını kullanarak psikanalizin ideoloji hakkında neler söyleyebileceğini bizlere gösteriyor. Söz ettiği filmlerden kurulan sahnelerin içinden bize seslenen Zizek, bu parçaları ideolojik yansımaları yönünden incelerken altta yatan gerçek mesajlarını imliyor.

The Sound of Music / Neşeli Günler'den Full Metal Jacket'a, John Carpenter'ın They Live / Yaşıyorlar'ından The Dark Knight / Kara Şövalye'ye, hatta Titanic'e kült klasiklerin yanı sıra, haber bültenleri ve propaganda filmleri de bu eğlenceli ve kışkırtıcı belgesel çalışmanın 'av'ları arasında.

MADONNA AĞLIYOR / MEA MAXIMA CULPA: SILENCE IN THE HOUSE OF GOD

Alex Gibney / ABD (2012)

Gizemli kurullar, milyon dolarlık tazminatlar, gizli arşivler ve ağza alınmayacak kadar feci suçlar… Oscar ödüllü belgeselci Alex Gibney, iki yüzden fazla işitme engelli çocuğu taciz eden Milwaukee'li karizmatik rahip Lawrence Murphy'nin hikâyesinden yola çıkarak günümüzün en utanç verici skandallarından birini belgeliyor. ABD'de rahiplerin cinsel tacizine yönelik bilinen ilk halk protestosunu araştıran Gibney, Katolik Kilisesi'nin gücünü nasıl kötüye kullandığını ve Milwaukee'den başlayarak İrlanda ve İtalya'daki kilise korolarına, Vatikan'daki –Papa'lıktan henüz istifa eden– Kardinal Ratzinger'a uzanan örtbas zincirini ifşa ediyor.

SOUND CITY

Dave Grohl / ABD

Amerika'nın efsanevi fakat pek tanınmayan kayıt stüdyosu Sound City'nin tarihi. Nirvana ve Foo Fighters'dan tanıdığımız Dave Grohl, hayatımın en önemli işi dediği Sound City ile zamanında çok şey borçlu olduğu bu stüdyoya vefa borcunu ödüyor.

70'ler 80'ler ve 90'larda Fleetwood Mac, Neil Young, Stevie Nicks, Tom Petty, Metallica, Nirvana gibi isimlerin albümlerine ev sahipliği yapmış Sound City de diğer stüdyolar gibi teknolojinin insan faktörünü dışlamasıyla kapanmış. Şaşırtıcı, duygu dolu ve eğlenceli anılarla arşiv kayıtları içeren belgesel müzik tarihiyle ilgilenen, iyi bir dinleyici olan herkese hitap ediyor.

BALDAN ACI / MORE THAN HONEY

Markus Imhoof / Almanya-Avusturya-İsviçre (2012)

Albert Einstein'ın dediği gibi: 'Arılar yok olup giderse insanlık sadece dört yıl ayakta kalır.' Artık endişelenmenin zamanı geldi… Dünyanın doğal dengesini sağlayan mucizevi balarısının nesli tükenmek üzere. Tarım ilaçları, antibiyotikler, tek tip tarım ve kovanların taşınması nedeniyle kraliçe arı ve işçilerin yorgun düştüğü aşikâr. Mütevazı aile kovanlarından endüstriyel bal çiftliklerine arıların kaderinin peşine düşen yönetmen Markus Imhoof, bizi arıların mucizevi dünyasına götürerek cevaplar arıyor ve insanoğlunun geleceğine dair karanlık bir öngörüyle karşımıza çıkıyor.

MISSION TO LARS

James Moore & William Spicer / İngiltere-ABD (2012)

Metallica'nın davulcusu Lars Ulrich, bir heavy metal idolü. İngiltere'nin Devon kentinde bir bakımevinde yaşayan Tom Spicer'sa frajil x sendromundan mustarip bir genç. Tom'un tek hayali, kahramanı Lars'la tanışmak. Tom'un kardeşleri, iyi niyet aşkına Tom'u Lars'la tanıştırmak üzere Amerika'ya gitmeye karar veriyorlar: misyon bu! Fakat yolda Tom'un fiziksel engelleri, heavy metal dünyasının kulisinde dönenler ve ailevi huzursuzluklar önlerine çıkıyor. Misyon başarılı olacak mı, bilinmez.

THE GATEKEEPERS

Dror Moreh / İsrail-Fransa-Almanya-Belçika (2012)

Dünyanın en gizli kapaklı ve belki de en çok tartışılan örgütlerinden biri, üyeleriyle kalsa iyi, kendi yöneticileri tarafından ifşa ediliyor: İsrail Gizli Servisi Şin Bet'in altı eski müdürü ilk kez kendi izlenimlerini paylaşmayı ve eylemlerini, kararlarını ve başlıca olayları anlatmayı kabul ediyor.

Röportajlar sadece Altı Gün Savaşı sonrası gerçekleşen işgale ışık tutmakla kalmıyor, hem İsrail'in hem de Ortadoğu'nun, politikacıların ve ahlakın iç yüzünü aydınlatıyor.

ÖLÜMCÜL YARDIM / ASSISTANCE MORTELLE

Raoul Peck / Fransa-Haiti-ABD-Belçika (2013)

2010 Ocak ayında Haiti'yi vuran korkunç deprem başkent Port-au-Prince'i yerle bir etti, yaklaşık 250 bin kişinin ölümüne ve 1,2 milyon kişinin evsiz kalmasına sebep oldu. Vakit geçirmeden uluslararası bir yardım komisyonu kuruldu ve bağışlarla toplanan milyarlarca doların yönetilmesi için bu kurum yetkili kılındı. Aradan geçen üç yılda durum ortaya çıktı: Para yerine ulaşmamıştı, binlerce insan hâlâ çadırlarda yaşıyordu. Sefalet.

Üç yıl boyunca, 500 saatin üzerinde çekim yapan Haitili sinemacı Raoul Peck, bu sefaletin nedenlerini araştırıyor.

RADYO EVİ / LA MAISON DE LA RADIO

Nicolas Philibert / Fransa (2013)

Radyoyu görmediğimiz halde severiz. Bu kadar çok insan tarafından sevilmesinin sebebi de belki budur: Görünmez olması. Radio France'ın Seine Nehri kıyısındaki merkezini gözler önüne seren bu benzersiz belgeselin çıkış noktası da aynı şey. Gözlerimizden kaçan şey nedir? Ses elbette; asıl önemli olan, medyanın gizeminin gözbebeği, her zaman görünmez olan şey… Ama radyo toplumsal hafızamız da sayılır. Tanıdığımız sesler, cingıllar, ezbere bildiğimiz şarkılar, günlük hayatlarımızı şekillendiren o tamamen umursamaz anlar ve bazen de başka bir şey yaparken bizi rahatlatan dostça bir varlık.

ROMAN POLANSKİ: ODD MAN OUT

Marina Zenovich / ABD (2012)

Kaliforniya adalet tarihinin en uzun süreli destanlarından... Roman Polanski'ye karşı açılan cinsel taciz davası otuz yılı aşkın zamandır sürüyor. Yönetmen Marina Zenovich'in, davanın yeniden açılmasını sağlayan deliller içeren Roman Polanski: Wanted and Desired'ın devamı olarak çektiği bu film, Polanski'nin İsviçre'deki evinde tutuklanmasıyla devam eden süreci ve yönetmenin ABD'ye geri getirilmesi için yaşanan hukuki mücadeleyi anlatıyor.

Mücadelenin paralelinde, 1977'de yaşadıkları 'cinsel karşılaşmanın' ardından Polanski ve Samantha Geimer'ın yaşamlarının tümüyle nasıl değiştiği işleniyor.

BALKAN RUHU / BALKAN SPIRIT

Hermann Vaske / Almanya (2012)

Balkan Ruhu sizin için ne anlama geliyor? Slavoj Zizek'ten Angelina Jolie, Nuri Bilge Ceylan'a, Marina Abramovic'ten Isabelle Huppert, Kim Ki-Duk, Baba Zula'ya Balkanlar'dan yaratıcı işleriyle öne çıkan birçok sanatçı kendince bu sorunun cevabını veriyor. Balkanlar neresi? Sınırlar nerede başlıyor nerede bitiyor? Müzik, sinema, çağdaş sanatlar alanında bu hikâye anlatıcılığı yeteneği nerden geliyor? Balkanlar'ın ruhuna yaraşan yaratıcı kurgusuyla da dikkat çeken filmde tüm bu soruların cevaplarını Balkanlar'dan topluyor. Projenin yönetmeni Hermann Vaske.

194. DEVLET / STATE 194

Dan Setton / ABD - İsrail (2012)

Uygun şartlar sağlandığında barış gelecek midir? Hem İsrail hem Filistin'e bambaşka bir açıdan bakan 194. Devlet, işte bu sorudan esinleniyor ve onyıllar süren anlaşmazlığı sona erdirmek için tarihi bir fırsat yakalamaya çabalayan Filistinliler ile İsraillileri iki devletli bir çözüm yolunda izliyor. Toplantı salonlarından gençlik odağı sosyal medyaya, oradan da sokaklara, cılız bir umut ışığını elle tutulur bir gerçeğe dönüştürenlerin hikâyesi bu. Yolculuğun başlangıç noktası ise Filistin Başbakanı Selam Feyyad'ın İsrail'in 1948'de BM'de tanınması sürecinden esinlenerek 2009'da başlattığı kampanya.

11 yıl önce