|

Daracık bir alanda, en derin korkularla başbaşa...

Gerilim sinemasının genç ustalarından Hintli senarist ve yönetmen M. Night Shyamalan'ın yazdığı bir öyküye dayanan 'Şeytan', Hollywood için oldukça mütevazı sayılabilecek 10 milyon dolarlık bütçesi ve pek de vitrine çıkmamış oyuncularına karşılık, sınırlı bir mekânda kurmayı başardığı etkileyici atmosfer ve izleyicisinde yarattığı güçlü gerilim duygusuyla, son yıllarda çekilen en iddialı türdeşlerine bile açık ara fark atan çağdaş bir korku başyapıtı...

Ali Murat Güven
00:00 - 18/09/2010 Cumartesi
Güncelleme: 00:11 - 19/09/2010 Pazar
Yeni Şafak
Daracık bir alanda, en derin korkularla başbaşa...
Daracık bir alanda, en derin korkularla başbaşa...
ŞEYTAN / Devil

Yapım Yılı ve Ülkesi:
2010, ABD yapımı
Türü ve Süresi:
Korku-gerilim / 80 dakika
Gösterim Formatı:
35 mm standart pelikül film
Perde Formatı:
2.35:1
Yönetmen:
John Erick Dowdle
Senarist:
(M. Night Shyamalan'ın yazdığı bir öyküden hareketle)
Brian Nelson
Görüntü Yönetmeni:
Tak Fujimoto
Özgün Müzik Bestecisi:
Fernando Velázquez
Kurgucu:
Elliot Greenberg
Yapım Tasarımcısı:
Joseph Boccia
Kostüm Tasarımcısı:
Erin Benach
Makyaj Tasarım Ekibi Şefi:
Christine Hart
Özel Makyaj Efektleri:
Robert Hall
Saç Tasarım Ekibi Şefi:
Carola Diernberger
Oyuncular:
Logan Marshall-Green (Tamirci), Bojana Novakoic (Genç kadın), Bokeem Woodbine (Güvenlik görevlisi), Geoffrey Arend (Satıcı), Jenny O'Hara (Yaşlı kadın), Chris Messina (Dedektif Bowden), Joshua Peace (Dedektif Markowitz), Matt Craven (Lustig), Jacob Vargas (Ramirez), Caroline Dhavernas (Elsa Nahai)
İthalatçı Şirket:
UIP
Dağıtıcı Şirket:
UIP
İçerik Uyarıları:
Filmde cinsellik/çıplaklık yok. Fakat, başından sonuna kadar gayet ürkütücü bir öykü anlatıyor. Ayrıca, anlattığı öykünün doğası gereği zaman zaman şiddet öğeleri ve argo diyaloglar da barındırmakta… Bundan dolayı, 15 yaşından küçüklerin izlemesi için uygun bir yapım değildir.
Ailece izlenebilir mi?
/ HAYIR
Resmî İnternet Sitesi ve Fragmanı:
www.
İnternet Sitesinin Teknik/Tasarım Kalitesi:
8/10
Yeni Şafak-Sinema Puanı:
* * *

FİLMİN KONUSU:
Philadelphia'da birbirini daha önceden hiç tanımayan beş kişi, doğan yeni güne çalıştıkları şirketlerin bulunduğu gökdelene girip asansöre binerek başlarlar. Hayat o sabah da her zamanki rutinliğinde akmaktadır ve bu beş insanın birlikte geçirecekleri süre yalnızca bir-iki dakika kadardır. Fakat, güne yaptıkları sıradan başlangıç, bindikleri asansör yüksek katlardan birinde bozulunca giderek sıra dışı bir görünüme bürünmeye başlar. Kader artık kapılarını çalmıştır. İlk anda basit bir teknik arıza olarak algıladıkları bu olay, birbirleriyle hiç bir ilişkisi bulunmayan kahramanlarımızın en gizli sırlarını açığa çıkartacak ve geçmişteki günahları teker teker ortaya dökülecektir. İçinde bulundukları sinir bozucu durum yerini çaresizlik ve dehşete bırakırken, kazazedeler sırayla ürkünç olaylar yaşamaya başlarlar. Şaşkınlık içindeki grup üyeleri, ardada yaşanan gizemli gelişmelerin sorumlusu olarak birbirlerinden kuşkulanmaktadır. Bu kuşku da korkunç gerçeği öğrenene kadar sürer: Aralarından biri, karanlıklar prensi Şeytan'ın ta kendisidir. Dışarıdakiler asansörün içinde sıkışıp kalmış kazazedeleri kurtarabilmek için boşu boşuna uğraşadursunlar, içindekiler ise buradan kurtulmanın yegâne yolunun, böyle bir “hesap günü”ne ulaşmalarına yol açan eski hatalarıyla yüzleşmek olduğunu fark edeceklerdir.
“Şeytan”
, tamamını kendisinin yazıp yönettiği
“Altıncı His”
(1999),
“Yenilmez”
(2000),
“İşaretler”
(2002),
“Köy”
(2004),
“Sudaki Kız”
(2006),
“Gizemli Olay”
(2008) ve
“Son Hava Bükücü”
(2010) gibi birbirinden ilginç yapıtlarla adı 1990'ların sonlarından itibaren Hollywood'daki en sıra dışı ve özgün tarza sahip yönetmenler arasında anılan
Night Shyamalan
'ın yepyeni bir projesi…
Her ne kadar,
1970-Hindistan
doğumlu bu sinema dahisinin yönetmenlikteki tılsımı,
2006
'da çektiği
“Sudaki Kız”
la birlikte birazcık dağılır gibi olsa da ben Shyamalan sinemasının yaratıcı çıkışlarından henüz ümidi kesmeyen sadık izleyiciler safında yer almaktayım. Tıpkı son bir kaç filminde olduğu gibi, bu yıl yönettiği
“Son Hava Bükücü”
ile de pek olumlu eleştiriler alamayan sanatçının kamera arkasındaki hızı biraz kesilmiş olmakla birlikte, özgün senaryo üretimindeki parlak performansı aynı hızda devam ediyor gibi… Kendisinin de bir zamanlar ürkek bir doğulu göçmen olarak tutunma mücadelesi verdiği Hollywood piyasasında, şimdilerde akıl hocalığını üstlendiği genç yönetmen
John Erick Dowdle
tarafından beyazperdeye uyarlanan
“Şeytan”
ın çarpıcı senaryosu da bunun en açık kanıtı…
Son 15 yıldır orada burada her ilham geldiğinde not defterine bir sürü öykü çiziktirmiş olan Shyamalan, sonunda bakmış ki bu taslak metinler üst üste bir sürü defteri doldurmakta ve ne ömrü, ne de parası bunların hepsini kendisinin çekmesine izin vermeyecek. Onun üzerine, tıpkı kült televizyon dizisi
“Alacakaranlık Kuşağı”
gibi, ön adına atıfta bulunan
“Gece Günlükleri”
(The Night Chronicles) başlıklı bir korku-gerilim-gizem serisi tasarlamaya başlamış. Deneyimli yapımcı
Sam Mercer
'in önüne koyduğu proje onun tarafından da kabul görünce, ikisi birlikte düşük bütçeli filmlerde yeteneklerini hissettirmeye başlayan bazı genç senarist ve yönetmenlerin arayışına girmişler. İşte, Mercer tarafından çok beğenilip serinin ilk filmi olması istenen
“Şeytan”
başlıklı öykünün yönetmeni John Erick Dowdle da böyle bir arayışın sonunda, özellikle Dowdle'ın
2008
yapımı
“Karantina”
filmindeki yetenek pırıltıları dikkate alınarak seçilmiş.
Serinin bundan sonraki bölümlerinde de henüz çoğu taslak hâlindeki öykülerini yetenekli senarist ve yönetmenlere yorumlatarak onlara ustası olduğu bir türde yeni yollar açmayı hedefleyen Shyamalan, “Şeytan”da gerek yönetmen gerekse öykü tercihi açısından hiç kuşku yok ki çok isabetli bir başlangıç yapmış durumda… Hollywood için oldukça mütevazı sayılabilecek
10 milyon dolarlık
bütçesi, tanımamış oyuncuları ve daracık bir alanda geçen olay örgüsü dikkate alındığında içerdiği sinematografik potansiyel en fazla orta hâlli bir televizyon filmi düzeyinde görünen
“Şeytan”
, yetenekli sinemacıların ellerinde biçimlenmesinden dolayı bu dar kalıbı aşarak korku sinemasının çağdaş klasikleri arasına girmeye hak kazanan görkemli bir gösteriye dönüşüyor. Bu başarının en önemli sebeplerinden biri de Shyamalan'ın yönetmenlik koltuğunu genç bir sanatçıya vermekle birlikte, işin zenaatkârlık kısmında dümeni ustalara teslim etmiş oluşu…
Sözgelimi,
“Şeytan”
ın vizöründeki göz, Amerikan sinemasının son 20 yılda yetiştirdiği en iyi görüntü yönetmenleri arasında yer alan Japon asıllı
Tak Fujimoto
olunca, filmin görsel çıtası da ister istemez bir hayli yükseliyor. Shymalan, öykünün görüntüleme aşamasını kendisini zirvelere taşıyan
“Altıncı His”
,
“İşaretler”
ve
“Gizemli Olay”
filmlerinde de birlikte çalıştığı çekik gözlü eski dostuna havale ederek, çırağı Dowdle'a zaten yolun yarısını kolayca katettirmiş. Fujimoto, topu topu üç-beş mekândan ibaret olan bu zor öyküye öylesine sıkıcılıktan uzak ve ferah feza bir bakış açısı getirmekte ki bir buçuk saatin önemli bir bölümünün topu topu bir gökdelen asansörü ve civarında geçtiğinin farkına varmıyorsunuz bile…

Bunun dışında, filmin ritm duygusu, -her ne kadar çoğu vitrin isimler olmasa bile- oyuncu kadrosu, müzikleri ve nihayet kurgusu, böylesine genç bir kadrodan beklenmeyecek ölçüde olgun ve kıvamında…

“Şeytan”
, Hollywood'un sıra dışı bir takım başarılar elde edebilmek umuduyla her yıl küçük ülkelerin gayrısafi millî hasılaları kadar para döktüğü popüler bir tür,
“korku-gerilim”
sinemasında, paranın her zaman başarının birincil formülü olmadığını gösteren anlamlı bir örnek. Olanca mütevazılığına karşın izleyicide öylesine güçlü bir etki bırakıyor, hedefini öylesine merkezden vuruyor ki parlak bir senaryo fikri ve onu doğru yorumlayan bir yönetmenin çoğu kez 100 milyon dolarlık bir bütçeden daha stratejik iki tercih olduğunu gösteren bu özel filmi, kendi adıma ardarda 50 tane
“Testere”
uydurukluğuna yeğlerim doğrusu…
1976
yapımı unutulmaz
“Kehanet”
ten (The Omen) bu yana, merkezinde
“Şeytan”
ın yer aldığı en sağlam sinemasal korku-gerilim öykülerinden biri… Anılan türe meraklıysanız, kaçırmamaya çalışın.

14 yıl önce