|

(İlk gösteriminde izleyemeyenler için) Bir kez daha 'Pan'ın Labirenti'

Meksikalı yönetmen Guillermo del Toro'nun, katıldığı yarışmalarda ödüllere boğulan filmi “Pan'ın Labirenti”, ilginç öyküsü ve muhteşem görsel efektleriyle fantastik sinemada gerçek anlamda dönüm noktası oluşturan bir çalışma...

Ali Murat Güven
00:00 - 21/07/2007 Cumartesi
Güncelleme: 21:04 - 20/07/2007 Cuma
Yeni Şafak
(İlk gösteriminde izleyemeyenler için) Bir kez dah
(İlk gösteriminde izleyemeyenler için) Bir kez dah
PAN'IN LABİRENTİ

(El Laberinto del Fauno)

2006, Meksika-İspanya-ABD Ortak Yapımı

Yönetmen
: Guillermo del Toro

Oyuncular
: Ivana Baquero, Doug Jones, Sergi Lopez, Ariadna Gil, Maribel Verdu, Alex Angulo

Süre
: 112 dakika

Özel Sınırlamalar
: İçerdiği korku ve şiddet öğeleri nedeniyle, Amerikan MPAA Kurumu'dan “R” (Restricted/Sınırlandırılmış) uyarısına sahiptir. 18 yaşından küçüklerin ve bu tür temalardan hoşlanmayanların izlememesi önerilir.

Uluslararası İzleyici Yargısı
: 8.5 / 10 (Kaynak:
sitesi)

Dağıtıcı Şirket
: Bir Film


* * * 1/2

İkinci Dünya Savaşı'nın sıkıntı ve kasvetle bezeli yılları… İspanya'da faşist Franco rejimi işbaşındadır ve bu acımasız generale bağlı ordu birlikleri ülkedeki cumhuriyetçilere kan kusturmaktadır. Sadist bir subayın üvey kızı olan 10 yaşındaki Ofelia, kendisini -karısının aşkına- kerhen kabul eden babalığı ve sinsi bir hastalığın pençesindeki annesiyle birlikte yeni taşındıkları evin arka bahçesinde gizemli bir labirent keşfeder. Labirentin içinde yaşayan “Pan” adlı yaratık, küçük kahramanımıza hiç bilinmeyen, ürkütücü bir dünyanın kapılarını açarak onun hayatını kökünden değiştirecektir.

“Pan'ın Labirenti”, geçtiğimiz yıllarda çektiği “Mimic”, “Hellboy” ve “Blade 2” gibi orta halli korku-gerilim ve bilim-kurgu yapıtlarıyla Hollywood'da kendisine fena sayılmayacak bir yer edinen Meksikalı yönetmen Guillermo del Toro'nun (43) bütün dünyada ayakta alkışlanıp ödüllere boğulan son yapıtı…

Sinema sektörüne ilk kez 1985 yılında “Dona Lupe” adlı düşük bütçeli bir Meksika yapımıyla adım atan del Toro, 9. filmi olan “Pan'ın Labirenti”ne kadarki yirmi yıllık uzun yürüyüşünde fantastik gerilim ve bilim-kurgu türleri üzerinde istikrarlı bir biçimde uzmanlaştı; sonuçta da -etnik farklılığının Hollywood'da doğurduğu bütün dezavantajlara rağmen- çağdaş fantastik sinemanın en saygın yönetmenlerinden birine dönüşmeyi başardı.

Gerek eleştirmenler gerekse sinemaseverler arasında derin bir hayranlıkla karşılanıp katıldığı düzinelerce film festivalinden ödülleri silip süpürerek ayrılan bu ilginç filmin, şimdiye kadar -3'ü Oscar olmak üzere- toplam 51 ödül kazandığını; ayrıca prestijli yarışmalarda 50 dolayında önemli ödül için de aday gösterildiğini önemle vurgulayalım.


Büyüleyici bir fantastik evren

Geçen şubat ayında dağıtılan son Akademi Ödülleri'nde 6 dalda ödüle aday gösterilen, bunlardan “en iyi sanat yönetimi”, “en iyi görüntü yönetimi” ve “en iyi makyaj” dallarında Oscar heykelciğine bileğinin hakkıyla sahip olan “Pan'ın Labirenti”, gücünü olağanüstü görüntüleri ve birbirinden başarılı görsel efektlerinden alan, bu gibi yönleriyle de beyazperdede izlenmesi apayrı bir keyif veren, tek kelimeyle aşkın bir çalışma…

Ancak, her ne kadar baş kahramanı 10 yaşında bir kız çocuğu olsa da, anlattığı öykünün içerdiği fantastik şiddet öğeleri itibarıyla, aslında tam bir erişkin seyirliğiyle karşı karşıyayız. Tıpkı, İngiliz edebiyatçısı Lewis Carroll'un 1860'larda kaleme aldığı “Alice Harikalar Diyarında” romanının, ilk anda bir çocuk edebiyatı klasiği gibi görünmesine karşın, aslında dönemin siyasal sansürünü aşmak için zekice metaforlarla bezenmiş, ciddi bir alt okuma yapıldığında “büyüklerin dünyası”na yönelik yığınla göndermelerle dolu bir eser oluşunun fark edilmesi gibi…

Daha önce geçtiğimiz nisan ayında gösterime çıkan, ancak hak ettiği ilgiyi göremeyen “Pan'ın Labirenti”, o dönemde kaçıranlar için, dağıtıcı şirket tarafından bir kez daha seyircilere sunuluyor. Bir “tekrar gösterim” olmasına karşın, yine de haftanın tartışmasız en önemli filmi. Beyazperdede izleme yönündeki bu son fırsatı kaçırmamaya çalışın, çünkü sonradan DVD'de aynı görsel zevki alamayabilirsiniz.


17 yıl önce